ÖZÜNDEN KOPMAK

ÖZÜNDEN KOPMAK

 
 
 
Öz asıldır, güzeldir, sabittir. Kaygan değildir, özden kopma ferdi olduğu gibi, toplu halde de olabilir. her Ne suretle olursa olsun özden kopma,yan çizme,meyletme, olgun bir insan tipi değildir.Bir insanın anadili ne ise özü bulunduğu dildendir.Irkçılık yapmamak,dilini başka dillerden üstün görmemek şartı ile ,bir toplum ,fert, Müslüman dır veya değildir oda inancında  aynıdır.burada samimiyet çok önemlidir Dininde,dilinde kaymadan durmak esas olmalıdır.Her insanın fıtratında yani yaradılışında iyi veya kötü şeyler mevcuttur.İyi veya kötü olan şeyleri yaratmak şer değil, kötülükleri işlemek şerdir.
Görünen tabloda Müslümanlar,insanlık, özünden kopmuştur,kopmaya da devam ediyorlar,bu ne zamana kadar devam edecek belli değil, önü açık,Kuran, sünnet,fıkıh referans alınmazsa özden kopma çok kolay olur.Evlerimizde özden kopma var.Mobilyalarımız dan evde sade oturacak yerimiz yok,Beş odalı evler çift banyolar bize az geliyor. Camilerimizde özden kopma var, bildiğimiz Camiler ilim irfan yuvalarıdır, Camiler sessize bürünmüş, Din sadece camilere hapsedilmiştir. Görevlileri istirahatta, çok ziynetli, hatta alttan ısıtmalı, çalımlı halılarla Camide Namaz kılıyoruz, hangi meşrep yapısı ise,  Ayakta namaz kılamayanların sandalyelerde Namaz kılmaları, dini anlatmakla görevlilerin bunu hoş görmeleri, özden kopma anlayışıdır. Hele Camilerimizde ki Merkezi ezan, vaaz’ Din görevlilerinin rahatlığı pahasına devam etmesi, savunulması özden kopuştur.
Ticarette özden kopma var/ alacağımız bir eşyanın fiyatını bile soramıyoruz, sorarsak abes kaçıyor, satıcı bize ters bakıyor. Ticari anlayışımız maddeye endeksli, insani değerler ayaklar altında, Kasaplara uğramaz olduk, satılan etten şüpheleniyoruz, at etimi? domuz etimi? diye, temiz kasapları tenzih ederim. Piliçler, sebzeler hormonlu, üretici kazansın da sağlık kimin umurunda, sebzelerin tohumu da İsrail den, özden kopma böyle olur ancak, siyasette özden kopma var. Siyaset Meşru hizmet anlayışıdır, hak yenmeden, kibir gurura kapılmadan, Helal haram gözetilirse, hesap verme anlayışına sahip olunursa, kişiye siyaset sevap kazandırır. Hizmetsiz, halksız, adaletsiz, hesapsız siyaset olmaz zaten, siyaset fanatikleri, liderini masum, her şeyi bilir, yapar anlayışı, körü körüne bağlılık, özsüzlüktür. Cemaatlerde de özden kopma var, İslami cemaatler, Kuran, sünnet, fıkıh hadimleri ise, katılmamak, sevmemek elde değil, hürmet edilir, Bir cemaat düşünün! Bütün çalışmaları liderini anlatmakla geçiyor, liderleri masum, her kesin üstünde, Kurtuluş sadece bu cemaat ta gibi, safsatalar,  Liderleri ağlama duvarı haline getirmek, özden kopma değil de nedir?
Dini konuları yaşamada da, özden kopma var. Bir taraftan başörtüsü mücadelesi verilirken, başı örtülü kızımızın, diğer örtüsü örtüsüzlere benziyor. Böylesi bir örtünün ne anlamı olur. Dinimizde meşru isteklerle, evli bir kadın kocasından izinsiz bir yere gidemezken, Çağdaş aile yapısı çağdaş severler aile yapımızı bozdular. bizi özümüzden kopardılar, annenin az çocuk yapması, emzirmemesi çağdaşlık vitrininde yerini aldı, her gün almaya devam ediyor. Yuva kurmada, evlilikte, özden kopma var. Hacı baba, hacı anne, kerimesi, Fatma’nın düğün merasimini yapıyor. Büyük bir salonda, davete devlet erkânından çok katılan var, Fatma gelin, hazirun’un karşısında beyaz, şeffaf gelinlikle, sanki üryan misali, basın kuruluşları ha bire şıp şak çekimle meşgul, seyircilerden büyük alkış, İslam’a göre bir kadın yıkanan iç çamaşırını yabancı bir erkeğin göreceği yere asamaz, vay be ben ne kadar çağdışı imişim. Hangi dine göre bu yapılıyor diye hayıflanmamak elde değil. Allahın emri, peygamberin kavli ile istenen Fatma’nın düğünü bu şekilde, yapılıyor. Canım bu asırda eski adetlere göre mi evlenelim, Hacı baba hacı anne, boynu bükük, zaten evlenen gençlerin evleri döşeli ve ayrı. Ne kaynana ne kayınbaba var, olsun çağdaşlık, işte özden kopma, Eğitimde özden kopma var, öyle bir eğitim ki, materyalist, ne dünyaya nede Ahırete yarar, ezberci, idealsiz, ruh köreltici bir iksir, ondandır ki, henüz yerli otomobilimiz, kendi uçağımız, top tüfeğimiz, yerli sanayimiz, yok, bu özden kopuştur.
Güvenilen meclisimizde de özden kopuş var. Vekillere özel kanunla maaş artışı yapmışlar, kime güvenelim, emekliye ise damlayla verilir, meclisimiz özel kanun yapmakla namdardır. Artık, halkından kopuk, sağır, meclisler, özün den kopmuş demektir. Basınımız özünden kopmuştur, basında sorumluluk olmalıdır, basın tohum ekendir, Toplumun gören gözü, işiten kulağıdır, Televizyon ekranlarımız çok kirli, bazı kanallar fena kokuyor, reyting uğruna, patronunu hoşnut etmek adına, insanlar iğfal ediliyor, hâlbuki basın! Eğitici yönlendirici, aydınlatıcı, yol gösterici olmalıdır. Özünden kopuk, toplumun değer yargılarına yabancı, bir basın anlayışı topluma bir şey veremez, olsa olsa Van depremi gibi toplum fertlerinde maddi ve manevi tahribat yapar. Yazarçizerimizde özünden kopma var.
Yazarın ideolojisi olabilir, ancak doğrulardan taviz veremez, meşhur olmak için, madde için, sadece kendi ideolojisini kabul ettirmek için, kalem sallayanların toplumun ekserisinde esamisi bile görülmez. Bir toplumda çok gülme, yatma, tıka basa mide doldurma varsa özünde kopuş var demektir. Beşeri görüşlerde kayma olabilir vahiy kültüründe asla. Bu nüktelerle özümüzden kopuşu bir nebze yazmaya çalıştım. Kökleri, inançları, ırkları ile çalım satanlar tekrar aynaya bakarak özünden kopuş varsa, zaman geçirmeden özüne avdet etmelidirler. Sloganlar la öze dönüş olmaz, yaşayarak olur öze dönüş, Kameralarla her tarafı gözetleyenler, ilahi kameralardan kendilerini kurtaramazlar.