Çözüm süreci bir çok karanlık noktayı çözecek
Türkiyede adına Barış süreci ve ya çözüm süreci denilen bir süreç başlatılmıştı. Süreç zaman zaman tıkanmaya doğru gitti ise de her seferinde sağduyu baskın geldi. Süreç artık silahların gömülmesi noktasına geldi.
Mutabakat sağlandığına dair ilk açıklama Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Hatip Dicle'den geldi. Dicle, "Size şu müjdeyi verebilirim, sayın Öcalan'ın deyimidir; '5-6 senedir burada sürdürdüğümüz diyaloğu bugün bir müzakere taslağı üzerinde anlaşmaya kadar ulaştırabilmiş durumdayız. Hükümetle, devlet heyetleri ile sürdürülen görüşmelerle bugün belki de 200 yıldır bu topraklarda çok acılar yaşatan Kürt sorununun ve diğer bütün sorunların çözümü yönünde tarihi adımlar atabilmenin arefesindeyiz' diyor" dedi.
Hemen ardından çözüm süreci çalışmalarını yürüten Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan açıklama yaparak; "Süreç güçlü bir siyasi irade ve kararlılıkla sürüyor. Nihai sonuca ulaşmak için güven ve iyi niyet temelinde görüşmeler hız kazanmış durumda" ifadelerini kullandı.
Süreç hızlandıkça birileri fena rahatsız oluyor.
Yıllarca doğu bölgesinde dökülen kanlar ve gözyaşları üzerinden rant devşirenler, sürecin önünü tıkamak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Süreci tıkamaya çalışanlar, her seferinde bir başka aktör devreye soktular. Daha yakın bir zamanda Kobani olayları bahane edilerek 50 insanımızın kanını döktüler. Amaçları çözüm sürecini bitirmekti.
Son olarak çözüm sürecinin akamete uğratımlası için Paralel yapı devreye girmiş. Dini bir cemaat olduklarını söyledikleri dönemde bariz bir şekilde türk milliyetçisi olan, kürtlerden nefret eden Paralel yapı Brüksel'deki elemanlarının PKK'nın Avrupa kanadının başındaki Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar ile doğrudan görüştüğü tespit edilmiş. Bunun yanı sıra Kuzey Irak ve Güney Doğu Anadolu bölgesindeki bazı aracılarla Kandil'e mesaj yollandığı belirlenmiş. Hedef istikrarsız bir Türkiye, Hedef Çözüm sürecini sonlandırmakmış. Allaha şükür ki sağduyu galip geldi. Provokasyonlarla sonuç alamadılar.
Emperyalist ve Siyonistler her seferinde bir başka maşa kullansa da artık millet bu numaraları yemiyor. Bu bölgede Ermenilerden başlayarak, Süryanilere, Keldanilere, Yezidilere, Kürtlere ve hatta Türkmenlere (Kuzey Iraktaki Türkmenlerin hali ortada) sistemli bir şekilde zülüm ettiler.
Bütün milletler uyandı artık. Savaşın hiç kimseye faydası olmadığını, barışın ise kimseye zararı olmadığını anladılar. Bunu bu çözüm sürecindeki çatışmasız ortamında çok daha iyi idrak ettiler.
Artık kim ne şekilde kışkırtırsa kışkırtsın! Barış için dönülmez bir yola girildi. AK Parti Hükümeti bu süreci başlattı. Ama artık toplum süreci sahiplendi. Kürtler ve Türkler süreci sahiplendi!..
Süreç ilerledikçe bir çok karanlık nokta da çözülecek. Maske tücarları piyasa kaybedecek. Kan ve gözyaşı üzerinden rant devşirenler iflas edecekler.
Kuranda İman edenlere, Allah bir kez daha çağrıda bulunarak ; Ey iman edenler! Allah'a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. [Nisa; 4/136] diyor.
Ben de diyorum ki: Her seferinde Türkler ve Kürtler kardeştir diyenler, gelin kardeş olun, İslam ahlakıyla aklaklandığımız dönemde hiç bir millete zülüm yapılmadı. Hiç bir dine baskı kurulmadı. Neden gerçek kardeşliğin yaşandığı bir döneme girmeyelim? İlkel (!) insanların başardığını, çağdaş insanlar mı başaramayacak?