Özgürlük Paketi

Özgürlük Paketi

Geçtiğimiz günlerde özgürlük paketi ile ilgili Türkiye için milat olacak beklentisi vardı. Çıta öylesine yüksek tutuldu ki, sanki Türkiye’de her şey değişecek ertesi gün yeni bir Türkiye uyanacak. Maalesef öyle olmadı. Hükümet halkın beklentisini yüksek tutmakla sanırım hata yaptı. Nihayet Sayın Başbakan bir özgürlükler paketi açıkladı, bu ne ilktir ne de sondur dedi. Ancak biraz daha geliştirilmesi, geniştirilmesi ve özellikle Müslümanların önündeki engellerin kaldırılması açısından demokratikleşme paketi önemli açılımlarla geldi.

Anlaşılıyor ki, özgürlükler paketleri daha da gelecek. Sağdan soldan paketle ilgili her kes bir şeyler söyledi. Leh ve aleyhte görüşler beyan ettiler. Özgürlüklere karşı gelenleri anlamakta güçlük çekiyorum. Despot dayatmaları savunmak insan fıtratına aykırıdır. Aslında beşeri sistemler tarafından gasp edilen yaşam tarzı özgürlükler insana doğuştan verilmiştir. Verilen bu haklar beşeri sistemlerde kanunlarla sınırlandırılabilir. İlahi literatürde ise bu özgürlükler emir ve nehiy şeklinde ilahi kanun ile insanlara, Allah kelamı KUR-AN-İ Kerim, Sünnet ve fıkıhla belirlenir.

Bilinmelidir ki, Demokrasi beşeri insan mahsulü bir yönetim şeklidir. Emir-Nehiy ( Yapma-Yapmama) telkini ise ilahidir dokunulmazdır evrenseldir. Örnek verecek olursak İçki, dünde, bugünde, yarında, dünyanın sonuna kadar haramdır, yasaktır. Kullanımında esnekliği yoktur. Demokraside ise kullanılabilir ihtiyaç halinde beşeri kanunlarla ancak sınırlama getirebiliyor. Bir nevi haram helal kabul ediliyor. İşte aradaki fark budur. Demokrasi insan icadı olduğu için ona dayandırılan şeylerde sakat ve kof olabiliyor. Özgürlük paketindeki başlıkları ben bu çerçevede değerlendiriyorum. Beşeri de olsa alkışlıyorum. Kimin haddine ki insanın yaşam tarzına müdahale edebilsin. Şimdiye kadar edilmiş olsa da. Geçmişteki ülke yöneticilerini tanımak için çok zaman heba edildi ama çok dersler alınmıştır. Yönetime talip olanlar toplum fertlerini sindirici, susturucu, Ötekileştirici, nefret uyandırıcı, söylemleri nasıl savunabilir.

Eski Demokratlarda, Milliyetçilerde bu irtica kelimelerini savunmak yoktu. Ancak yakın tarihte ulusalcı türediler davul zurna ile bu insanlık düşmanı kelimeleri avazları çıktıkları kadar bağırarak savunmaları abesle iştigal olarak görüyorum. Hem de sağ sol karışımı korosu ile çok yazık üzülmemek elde değil. Özgürlük paketi eksikliklerle beraber çok isabetlidir bir devrimdir. Bu dokunulmaz kelimeleri söylem olarak söylemek suç bile teşkil ediyordu. Yalnız yumuşak geçiştir diyebiliriz. Başörtüsüne özgürlük diyeceksiniz üç kurumda (Adliye, Askeriye, Emniyette) yok diyeceksiniz. Bu bir çelişkidir bence ya hep ya hiç olursa en güzelidir.

Paket yamalıda olsa iyi bir çığırdır. Sayın başbakan özgürlüklerin önündeki prangaları kaldırmaya çalışırken, ders kitapların birinde ecdat düşmanlığı yapılmıştır. Her kesin Ortaokul 8. sınıf Türkçe Ders kitabının 36-37 Sayfalarını okumalarını tavsiye ediyorum. Bu ne çirkefliktir her Müslüman’ın okuması, anlaması ve görmesi gerek. Belki Sayın Başbakanın bile haberi yoktur bu Din düşmanlığından, Bizim tanıdığımız ERDOĞAN bu densizliğe müsaade etmez.

Örnek olsun diye metnin bir kısmını sizlerle paylaşıyorum “29 Ekim 1923 Te Temellerini çağdaş demokrasiden alan Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Böylece Türkiye tek kişi tarafından yönetilen değil, kendi kendini yöneten çağdaş bir Devlet olma yoluna girdi. 3 Mart 1924 Günü çıkarılan bir yasa ile PADİŞAHLIK gibi sakıncalı bir kurum olan HALİFELİK kaldırıldı. 2 Eylül 1925 te ÜLKEMİZİN GERİ KALMASINA YOL AÇAN, TEKKELER, TÜRBELER, ZAVİYELER KALDIRILDI. 25 Ekim 1925 te Külah, Fes, Takke, Kavuk, sarık vb. ÇAĞDIŞI KIYAFETLER VE GİYİMLER YASAKLANDI.” Daha neler neler. Sormazlar mı?  Bu geri kafalılara! Madem bizi geri bırakan Türbeler kaldırıldı. Neden Anıt Kabrini ağlama duvarı haline getirmişsiniz. Neden sizce çağdaş kıyafet şapkayı niçin giymiyorsunuz sizi gidi sahteler. İnanın insan üzülüyor. İdeolojiler okul kitaplarına yazılmış, geçmişini sövmekle bir nesil nasıl dindar olabilir.

Milyonlarca gencimiz bu yalan kültürle, yalan söyleyen tarihle yetişiyorsa vay bizim halimize. Osmanlı Devleti saltanatmış, bizi geri bırakmış öylemi? Osmanlının adil yönetim şeklini hanslar anladı fakat Hasanlar anlamadı. Üç kıtada at oynatan, Viyana kapılarına kadar adalet götüren, işgalci olmayan, kan dökmeyen, altın bir nesil evlatları tarafından okul kitaplarında kötüleniyorsa bu asaletsizliktir. Hafif ifadeyle yunancılıktır, ittihat ve terakki zihniyetidir. Bu kafa ile mi çağdaş olacağız. Seksen küsur senedir toplum adına ne yaptınız, servetinize servet katmaktan başka, Teknolojide, Sanayide, Hukukta, tüm alanlarda ülkemizi dışa bağımlı hale siz getirdiniz, niçin yerli üretim üretmediniz. Sormak hakkımız değil mi?

Bazı kesimler Andımıza karşı çıkıyorlar. O andımız ki, Özgürlükler düşmanı CHP Nin eseridir. Irkçılık kokmaktadır. Birileri dilleri ayrı olanların hepsini Türk kabul ediyor. Bu büyük bir yaradır. Bu zihniyetle ülkemiz çok insanını yitirmiştir. Maddi servetini çok heba etmiştir. Çokça gözyaşı dökülmüştür. Vicdan taşıyan herkes bu sevdadan vazgeçmelidir. Deniliyor ki, Bu paket PKK Dayatmasıdır. Ben hiçbir BDP Millet Vekilinin Başörtüsüne özgürlük söylemini görmedim, duymadım o zaman nerden oluyor PKK dayatması. Irkçılık üzerine bina edilmiş her türlü akıma karşıyız biz, çünkü Müslüman’ız Dinimiz böyle emrediyor. Irkını Dinin önünde görenleri yeniden dine girmelerini öneriyorum.

Her Dil Allah’ın Ayetleridir, Kürt’te olur, Türk’te olur, başka bir dil de olur hepsi değerlidir. Yalnız biri diğerinden üstün değildir. Bir dili tapınak yapıp, her kes bu dildendir demek dayatmadır. Irkçılıktır. Andımız âşıkları evinde çoluk çocuğuna, karşı çıkan partiler ise, gurup toplantılarında avazları çıktığı kadar andımızı söylesinler, okusunlar. Kendilerine mübarek olsun. Bizler ise İstiklal marşımızın âşıklarıyız. Her gün okullarımızda okunursa gurur duyarız. Bir taraftan yasaklar kalkarken, bir yandan da yasakçı zihniyet yetiştirmeyi planlayanlara asla fırsat verilmemelidir ki, ülke insanı aynı şeylerle karşılaşmasın. Özgürlükler taksitle değil, toptan verilmelidir. Yeni, kalıcı, özgürlük paketleri beklemek dileklerimle