ZENGİNE TEZKERE, FAKİR ASKERE
Kara çadır is mi tutar,
Martin tüfek pas mı tutar,
Ağlayanım anam bacım Elin kızı yas mı tutar,
vatan için can verenler
Biri Mehmet biri Memiş.
Zenginimiz bedel öder,
askerimiz fakirdendir.
Bir zamanlar böyle bir şarkı yapmıştı bir ses sanatçımız. O zamanlarda bedelli vardı ama şimdi çıkarılan yasa kadar adaletsiz değildi. Hatırladığım kadarı ile sadece yurt dışında çalışanlar içindi. Kapsam alanı genellikle yurt dışındaki Türk vatandaşları içindi. Bedelde döviz ile idi. O zaman çıkarılan kanun tam adil olmasa da şimdi çıkarılmak istenen bedelli kanunu kadar ayırımcı değildi. Adaletsizliğe karşı olan Sayın Başbakanımızın şimdiki kanunu benimsemesine doğrusu akıl erdiremiyorum.
Hâlbuki seçimden önce böyle bir sorumluluğun altına girmeyeceğim demişti. Her ne kadar alınacak olan bu paralar şehit ailelerine, savaş mahlûllerine, terörden dolayı zarar gören asker ailelerine ve fakir asker ailelerine verilecek diyorsa da, Sayın başbakan bu haksızlığı gideremez. Fakir olan doğuya gidecek, icabında terörden dolayı canından olacak, anası ağlayacak baba ocağına ateş düşecek, ama diğeri zengin olduğu için kışlanın nizamiye kapısına uğramadan tezkeresini alacak. Haksızlığın bu kadarına da pes doğrusu, adalet böyle olur mu? Hani eşitlik ilkesi hani demokrasi böyle çelişkili kararlarla vatandaşlar arasında zengin fakir ayırımı yapmak adil devlet ilkelerine aykırıdır.
Hele! Şikeciler için özel kanun çıkarmaya çalışıp, onları Salı vermek, açıkçası adam kayırmaktır, resmen ayrıcalıktır. Geçmişte beyazlara bu işler gizli yapılırken, kimsenin ruhu duymazdı şimdi ise kanunlarla aleni yapılmaktadır. Devlet dediğin halkına karşı eşit mesafede olmalıdır. Raporlarla, rütbelerle, siyasi mülahazalarla, entrikalarla paçayı vatan savunmasından yani askerlikten sıyıranlar, ifşa edilmeleri gerekirken, kanunlarla yeni kılıflar uydurmak hiçte devlet ilkeleri ile bağdaşmıyor. Cumhuriyetin kuruluşundan, günümüze kadar Kuvvet komutanlarının, başbakanların, cumhurbaşkanların, bakanların, para babalarının, sözde bazı sanatçıların, Nüfuzlu gazetecilerin, parti liderlerinin sayamayacağımız çok kişinin çocuklarının nerede askerlik yaptıklarını bilmemiz gerekirken,bazılarını korumak adına ayrımcılık yapmanın, kanun çıkarmanın akılla izahı mümkün değildir.
Bizler vatanımız için askerlik yapmışız yine yaparız. İşlediğimiz suçun cezasını da çekeriz. Onlar niçin yapmasın, çekmesin her kes dokuz ay on günlük değil mi? Bizi doğuran annelerimiz, kızlarımız senelerdir başörtüsü zulmünü görüyorlar. Okumak istiyorlar, çalışmak istiyorlar. Kızlarımızın gözyaşlarını gören yok, çözüm arayan da yok, dert edinende hiç yok. Bu kızlarımız vatan evlatları değil mi? Kanun çıkarmada bu kadar mahir iseniz, bu kızlarımıza da gece yarısı bir kanun çıkarın her kes istediği kıyafeti giysin. Bu zulüm bitsin. Bizde el kaldıranları alkışlayalım. O zaman sosyal adaletten ve devletten bahsedebilirsiniz. İnsanların bazılarına zenci muamelesi yapacaksınız bazılarını cezadan kurtarmaya çalışacaksınız. Nerede sosyal devlet?
Ey! Siyasiler başınızı kuma sokmayın, yaptıklarınızı her kes görüyor. Ümmetin peygamberi! Hırsızlık yapan kızım Fatima da olsa, elini keserim buyurması fertlerin yaşam tarzında bir ilkedir. Evrensel bir beyannamedir. Adalet timsali Hz. Ömere Bir Yahudi ile bir Müslüman anlaşamadığı bir konuda yanına varırlar. Hz. Ömer ikisini dinler, Müslüman haksız, Yahudi ise haklıdır. Hükmünü Yahudi ye taraf verir. Böylece adalet tecelli eder işte adil olmak böyledir. Adil olmayan devletler yıkılırlar tarihteki israiloğulları anlatılırken, helak olmalarının birinci nedeni, güçlülere, yakınlarına, akrabalarına karışamaz, müeyyide uygulayamazlar, fakir ve güçsüz olan insanlara ise her türlü zulmü reva görürler. Adalet herkes içindir diyenler, özel kanunlar çıkarıp ayırım yapmasınlar. Bir dilim baklava çalanın aldığı ceza, hazırlık soruşturmasında kuvvet komutanının adı da geçiyor diye, Cumhuriyet savcısının görevden alınması hafızalarda silinmezken, Toplumu gerecek kişilere özel kanun çıkarmak, teşebbüs etmek kanunsuzluktur. Kanunlar güneş gibi olmalı her kes istifade etmelidir.