Zekât Ve Emevi Halifesi Ömer B. Abdülaziz
Kuran-ı Kerim başta zekât olmak üzere, getirdiği çeşitli tedbirlerle, sermaye kesiminden fakir halka devamlı bir servet akışını sağladığı için fakirliği yenmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v) daha hayatta İken , bu durumu haber vermiştir. Aranızda mal çoğalıp taşmadıkça kıyamet kopmaz. Öyle olur ki mal sahibi, sadakasını alacak birini arayıp durur ve ona arz eder. Ama kendisine sadaka arz edilen kimse, benim ona ihtiyacım yoktur. Der. (Buhari, Zekat 9.) İşte Allahın Resulunun (s.av.) haber verdiği bu durum çok geçmeden Hz. Ömerin soyundan gelen Emevi Halifesi Ömer b. Abdülaziz zamanında gerçekleşmişti. Halkın, bu halifenin zamanında zenginleştiği, artık sadaka alacak fakir bir insanın kalmadığını ifade eden pek çok rivayet mevcuttur.
Bu rivayetlerin birinde Ömer b. Üseyd şöyle demektedir: Ömer b. Abdülaziz otuz ay halifelik yaptı, Allaha yemin ederim ki öldüğünde durum tam şöyleydi: Adam bize mal getirir, şunu istediğiniz kişiye verin derdi. Bekler bekler malını geri götürürdü. Kime vereceğini düşünür, alacak birini bulamazdı. İşte Ömer b. Abdülaziz insanları böyle zenginleştirmişti. O dönemin zekat memurlarından birisi olan İbn Cahdem anlatıyor: Tağlib oymaklarından topladığım zekatı, onların fakirlerine dağıttım. Öyle ki her adama iki veya daha fazla hisse düştü. Tağlib den ayrıldığımda hiçbir fakir kalmamıştı. Afrika zekat memuru Yahya b. Said de şöyle der: Afrika zekatlarını topladıktan sonra, onu alacak fakir aradık, fakat bulamadık. Çünkü Halife insanları zengin etmişti. Bundan dolayı Vela hakkı Müslümanlara kalmak üzere, o zekatla köle satın alıp azad ettim.