Yozlaşmalar Nereye Kadar?
Yozlaşma aslından kopmaktır. Dinde, Dindarlıkta, yozlaşma olduğu gibi, cemaatleşmede sendikalaşmada, siyasallaşmada, insani ilgilendiren çok alanlarda yozlaşmalar da olabilir. Yola koyulurken, yürünen yolda yozlaşma olursa dökülenleri çok olur. Bir önceki yazımda İslami cemaatlerden, üretiminden bir nebze bahsetmiştim.29 Ekim Cumhuriyet bayramını bu yılda kutladık.(Ben semtine uğramadım) Bin yıllık bir sistem düşünün bir gecede tüm alanları değişmiş, çağdaş olacağız denmiş. O değişen sistem toplumun bünyesine uygun, yeni kurulan sisteme Cumhuriyet denmiş, gerçek Cumhuriyetin kokusu görülmemiş, laiklik, Demokrasi adi altında din düşmanlığı yapılmış. Cumhuriyeti kuran Atatürk ve arkadaşları adına, bir de Kemalizm fabrikaları kurulmuş, bu güne kadarda savunucusu hep CHP Olmuş. Bir turlu toplumdan istediği desteği alamamıştır. CHP bu Müslüman halkın oylarına talip ise kendisini sorgulaması lazımdır. Avam tabakada CHP Hep tek parti zihniyeti ilkelerine bağlı diye toplumda bir izlenim var. Hayrola AKP bu boşluğu doldurmak için belki Kemalistlerden oy uğruna Anıtkabirde buluşalım demiş.
10 Kasım anma törenlerinde büyük bir ilerleme, Kemalizmi kimseye yedirmeyen CHP ye tavsiyem uyanık ol büyük bir serveti başkalarına kaptırma. Üstat Necip Fazıl boşuna dememiş (Bin yıllık medeniyetini imha eden bir günü kutlamak dünyanın hiç bir ülkesinde göremezsiniz. Bu fasıl bu kadar yeter. Bazen Eleştirdiğimiz AKP Döneminin fikir özgürlüğü sayesinde bu yazıları kuşdili ile de olsa bazen yazıyoruz. Demokrasi, laiklik, Cumhuriyet sevdalılarından bu halk gerçeğin kokusunu alamadı. Yozlaşmadan, yozlaştırmadan başka bir şey değildir. Laiklik din devlet ayırımı ise devlet niye dine karışmış, demokrasi bir fazilet rejimi ise, çareler niçin hep tüketilmiş? Cumhuriyet Halka dayanıyorsa niçin iş ve işlemler hep halksız yapılmış? Demek yozlaşma varda ondan. Tüm baskılara rağmen Müslüman halk Dininden, örfünden, tozlansa da vazgeçmemiş, bir zamanlar sağcıların ıslahına 163. madde, solculara ise 141-142 Maddeler uygulanıyordu. Zorla itaat işte yozlaşmanın zirveleri. Şükür o günleri Ak Parti sayesinde geride bıraktık. İğneyle kuyu kazma misali olsa da. Dini konularda toplum ıslahında Cemaatlerin payı çok olmuştur. Şimdi Mehmedim, Sakarya şiirlerinin gerçek serzenişlerini duyar gibiyim.
Çocukluk dönemimde Diyarbakır İmam-Hatip lisesinde okurken,1973 ten sonra hep sağcılık solculukla geçmiştir. Geçen zaman zarfında o dönemin sağcısı da, solcusu da davalarında sadıktılar. Yozlaşma yoktu. Ben şu an gerçek solcuları arıyorum. Şimdi ne sağcılık ne solculuk kaldı. Mevkiler, makamlar, para, kadın, dünyevileşme tüm değerleri söküp süpürdü. Biz ne sağcı ne solcuyuz, biz Müslüman’ız ifadesi şiarımızdır. Cumhuriyet döneminde toplum fertlerine iyi maya çalan, siyasi alanda Rahmetli Erbakan hoca olmuştur. İmani konularda Rahmetli bediüzzaman, Hafızlık, Kur’an-ı öğrenme alanında Rahmetli Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri, Keskin irşat hizmetlerinde Rahmetli Timurtaş uçar hoca, Fıkıhta raydan hafif kaysada Hayrettin Karaman hoca, Fikri alanda Emine ş Şenlikoğlu, Hekimoğlu İsmail (Ömer Okçu) yazar Mehmet Göktaş, Yazar Mehmet Şevket Eygi, Şiir fikir, aksiyonda Necip Fazıl Kısakürek, tasavvufta Mahmut efendi Hazretleri, Menzil Muhammed Raşit Hazretleri. Daha yazmadığım çok sima var yazdıklarım bir bostan bir kaç meyve ağacı, Vefat edenlerin eserleri elimizde şimdi okumuyoruz. Açtıkları çığırlar toz dumanlı, çoğu beşeri siyaset kurbanı, varlıklarına mirasyediler konmuş. Hayatta olanların çoğu suskundur. Vefat edenlere Allahtan Rahmet, hayatta olanlara hayırlı ömürler diliyorum. Vefat edenler şimdi kalksa bize nazar etseler yozlaşmışsınız diyeceklerinden eminim.
Din adına bir zındık oğlu zındık, televizyon ekranlarında, yazdığı yazılarında İmam’ı azam kimmiş, bende asra göre yorum yapıyorum diyebiliyor. Siyasal alanda Müslümanlar emellerinin zirvesini yaşıyorlar. Dini alanda günah işleme, isyan, tuğyanda zirve hâkim şu an. Hak yolda beraber yürüyenlerde dökülenler var. STK lardan Memur-Sen’in bir milyondan fazla üyesi var. Sendika denilince sadece ücret sendikacılığı anlaşılıyorsa, parti mitinglerinde alkışçı olarak algılanıyorsa davayı anlayamamışız demektir. Bu büyük güç siyasilere yem değil yön vermelidir. Adil olmayan paylaşım, adaletsiz adliye, sömürü aracı faizde, gençleri ifsad eden, zina uyuşturucu, konularında sayısal çoğunlukla övünen Memur-Sen toplum fertlerine ne yapmıştır? Şu an Rahmetli Akif İnan kalksa bu kitleye nazar etse ne der acaba? Benimki dost ikazıdır. Diyanet-Sen’in kurucu ve yöneticisi olduğumdan (geçmişte) Eksik gördüklerimi yazmam hakkim olsa gerek, Her alanda yozlaşma, vefasızlık, olduğu için bu alanda da mirasyedilik ve yozlaşma görüyorum. Her şeyin özü, aslı iyidir güzeldir. Yozlaşanlar her an her zaman kurtlara yemdir vesselam…