Yeni güvenlik paketi ve gerilen siyaset!..

Yeni güvenlik paketi ve gerilen siyaset!..

Hükümet Kobani bahanesiyle sokakları kan gölüne çeviren Vandalların önünü alabilmek için “Yeni güvenlik paketi” hazırladı.
Güvenlik paketinde bazı ucu açık maddeler muhalefettin tepkisini çekti. En sert tepkiyi de 6-7 Ekim Kobani olayları için halkı sokağa döken HDP gösterdi.
HDP lideri Selahattin Demirtaş bu yasa için; “Müzakere sürecini dinamitleme potansiyeline sahip bir yasa” diyor. Ve devamında şunları söylüyor: “Daha yasa çıkmadan Yüksekova’da polis 18 yaşındaki bir çocuğu infaz etti. Çıkınca çok daha rahat edecekler. Başbakan’ın ‘vur’ dediğini polis kafasından vurup indirecek, sonra ‘yüzü kapalıydı, elinde Molotof, taş vardı’ diyecek, çocuklarımız, gençlerimiz sokakta patır patır öldürülecek” diyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ise; "Paralel yapıyla örgüt beraber hareket ediyor, kiminle görüştüğünü biliyoruz. Bundan sonra kacak kanın sorumlusu Demirtaş'tır” diyerek Demirtaş’ın açıklamalarına sert tepki gösteriyor.
Hükümet tarafından daha önce polislerin alınan bazı yetkilerini yakıp-yıkanlar için fırsat oldu. Her tarafı yakıp yıkarken yasalar polislerin ellerini bağlıyordu. Yasalarda bir boşluk olduğunu gören hükümet, polislerin ellerini güçlendirecek yeni düzenlemeler için düğmeye bastı.
Bu düzenlemeler henüz yasalaşmasa da şu maddelerden oluşuyor:
1- molotofkokteyli saldırı aracı sayılacak.
2-Maskeli eylemcilere ceza gelecek.
3-Gösteriye silahla katılanlara verilecek ceza artırılıyor. Silahlı eylemciye 2.5-4 yıl arasında hapis cezası verilecek.
4-Polisin şahıs ve araç aramalarında yetkisi genişletilecek.
5-Polisin gözaltı süresi vali yardımcısı ve üs amirin denetiminde 24 saat olacak. Bu süre, savcı kararıyla 48 saate uzatılabilecek.
6-Düzenlenen eylemlerde verilen zararları bundan sonra eylemci ödeyecek.
7-Sanal ortamda nefret ve teröre çağrı da artık suç sayılacak.
8-Polisin yetkilerinin denetimi için Kolluk Gözetim Komisyonu kurulacak. Komisyonda STK’lar da yer alacak.
9-İstihbarı dinlemeleri denetlemek için de Meclis'te komisyon kurulacak. Bu komisyona tüm partilerden milletvekilleri katılacak.
Bu yeni düzenlemelerin olumlu yanları var. mesela  eylemlerde verilen zararları eylemci ödeyecek olması caydırıcı bir madde.  Dinlemelerle ilgili denetimlerin yapılacak olması da çok olumlu bir madde.
Amma!.. Güvenlikle ilgili maddeler suiistimale açık maddelerdir. Polislere geniş yetki verilirken onların bu yetkilerini suiistimal edip edemediği Kolluk Gözetim Komisyonu tarafından yapılacak. Komisyonda STK’lar da yer alacak.
Ama Demirtaş’ın dediği gibi ‘yüzü kapalıydı, elinde Molotof, taş vardı’ diyerek insanlar öldürülürse ne olacak? Yada önce öldürülür sonrada eline Molotof tutuşturulursa ne olacak?
Bu gibi olayların yaşanması durumunda sonunun nereye varacağını kim nasıl hesaplayabilir? Zira Türkiye’ye 100 Milyarlarca lira zarara uğratan, Kan dökülmesine neden olan gezi olayları, bu yetkileri dahi olmayan bir kaç polis ve zabıtanın işgüzarlığının sonucunda olmadı mı?
 Gezi olaylar polis, İstanbul’da birkaç yüz kişilik çevreci bir grubun düzenlediği küçük bir eyleme biber gazı olarak bilinen göz yaşartıcı gaz kullanarak, şiddet uygulayarak ve göstericilerin çadırlarını yakarak müdahale etmeseydi, izleri on yıllarca sürecek bir tahribat bırakabilirmiydi?
Kazara, bir ve ya bir kaç işgüzar polis bu yasaya dayanarak bir kimseyi öldürürse ne olacak? Bence güvenliği sağlayalım diye çıkarılan bu gibi sert yasalar güvenliği daha da bozar. Hükümet bu konuda biraz daha dikkatli olmalı. Askeri cuntanın yerini polis devleti almamalı!..