Yeni anayasa şart
Türkiye anayasası hep tartışıldı. Darbeler dışında ciddi anlamda değişmedi.
Şimdi yürürlükte olan anayasa,12 Eylül 1980 darbesi sonrasında hazırlanmış ve 18 Ekim 1982 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe girmişti. Türkiye Cumhuriyeti'nin1982'de yapılan halk oylamasına katılan %91.3 oranında seçmenlerin %82.7'si "evet" %8.6'sı "hayır" oyu kullanmıştı(!). Bu yüzden anayasalara “darbe anayasaları” deniliyor halk tarafından.
Türkiye değişirken ve gelişirken önemli adımlar atılırken bu anayasa adeta “pranga” gibi engelleyici konumda görülüyor.
Ak Parti 22 yılında TBMM'de büyük bir çoğunluğu temsil hakkı kazanınca STK'lar ve halkın kahir ekseriyeti mevcut anayasanın değişmesini umdular.
Sonra 2007 yılında yapılan seçimle yeniden eski temsiliyettine yakın bir oy alan Ak Parti, Anayasa değişikliği için bir türlü harekete geçmedi.
Oysa çatır çatır partiler kapatılıyor, yargı kararları “kan kusturuyor”du mevcut hükümete!... (Başbakan Erdoğan'ın ifadesiyle)
Ergenekon davasıyla birlikte yeni ve kapsayıcı bir anayasanın ne kadar gerekli olduğu ortaya gün gibi ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin daha iyi bir anayasaya sahip olması yönünde büyük bir mutabakat olduğunu, ancak yeni bir anayasa için fırsatın kaçırıldığını söyledi.
Daha sonra sözlerinin “kaçırılma”ya yüklenen anlamı “hayıflanma” olarak açıklık getirdi.
Her neyse Türkiye'nin önünü açacak ve daha birleştirici bireyin hakkını koruyan bir anaya şart.
Seçilen milletvekili, milletin isteklerini yerine getirmeli. Getiremiyorsa onayı yeniden “Referandum” olarak vatandaşa bıraksınlar.
Halk gereğini yapar
İLGİLİSİNE
Adalet olmadan düzen olmaz. (Albert Camus)