YEMİN
Yemin, Kasem, Ant, Günlük yaşantımızda sıkça kullandığımız kelimelerdir.
Bu kelimeler bazen doğru bazen yanlış olabilir. Yemin kelimesi ile karşıdaki insanı bir nevi bağlamış oluruz. Doğru olmayan yeminlerde ise bazen insan hayatına mal olabilir, yuvalar yıkılabilir. Servetler elden çıkabilir servetlere konulabilir. Yani kullanılan yemin kalkan yapılarak, muhatabı bağlayarak zarar verilir bunun temeli yalandır. Yalanın kını yemindir. Bu çirkef kelimenin karşılığı (sıdktır) doğruluktur. Doğruluk büyük bir servettir. Kişiyi ve toplumu yükseltir. Güven kazandırır bunun en büyük örneği Ahir zaman Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v) de mevcuttur. İnanmadıkları halde emindir demek güvenilir kabul etmek en büyük lütuftur. O yüce peygambere sahabelerce sorulmuş? insanı yüceltecek amel hangisidir diye oda yalandan kaçının buyurmuştur. Sistemler yalan üzerine kurulmuş olabilir ama fertler bu çirkin hasletten kaçınmalıdır. Yalan fert ve toplumlar için atom bombası niteliğindedir. Güvensizlik verir, fert ve toplumu ziruzeber, eder iflah’ta olmazlar. Her fert bir birine kem gözle bakar. Toplumda huzur olmaz, kimse kimseye güvenmez. Bizi yoktan var eden, her şeyden haberdar eden Rabbimiz bile Yemin ediyor.
Olacakları ilim sıfatı ile bildiği için şu fani dünyada yeminle yalanla hayat sürdürmek ahirete gerçek anlamda inanmamak anlamına gelir ki bu felakettir. Karşılığı azaptır sorguya çekilmedir. Her insanın nereden geldim? Ne yapmam lazım? Nereye gidiyorum? Sorularını kendisine sorması lazım. İnsan başıboş bir varlık değildir. Her nefes alış verişinin hesabını verecektir. Kalbi kararmış günahlardan boğulmuş bir insanın bünyesini manevi kurtlar kaplamıştır. İbadetleri insanı kötülüklerden alıkoymuyorsa bir sakatlık var demektir. Kirli suyun arıtmayla arıtıldığı, temizlendiği gibi insanında dini arıtmadan geçmesi gerekmez mi? Elbette gerekir. Fert adına, toplum adına, bu gün şikâyetler varsa toplum huzursuz ise, bizi ifsad(bozan) şeylerle mücadele etmek lazım. Islah silahını kuşanmak, önce nefsimizden başlamak, sonra toplum fertlerine uzanmak gerekir. Buna iyilikleri emir kötülüklerden men etme denir ki her Müslüman’ın görevidir. Birileri bizi yalana, güvensizliğe, faize, zinaya, binaya, borca, haram yemeye, kandırmaya, içkiye, Zulme, Bir birimizi sevmemeye, gıybete, çekişmeye, namazsızlığa, ibadetsizliğe görevli olarak add edip teşvik ediyorsa buna kesinlikle müsaade etmemeliyiz. Allah ve resulünün razı olacağı bir hayat sürmek için var gücümüzle çalışmalıyız.
Rabbimiz yemin ediyor dedim ya izah edeyim. Hayat kaynağımız Kur’anı kerimin ASR süresi ( ASRA YEMİN OLSUN)Hangi asır ikindiye de asır denir ama tüm İslam âlimleri yüz yıl olarak bilinen asırdır diyorlar. Geçmiş mi? Şimdimi? gelecek asır mı? onu Allah bilir (MUHAKKAK İNSANLAR HUSRANDADIR) Hüsran tüm kötülüklerin anasıdır. Yaşantımız da Allah ve Resulüne karşı isyan bayrağı çekilmişse, bu hüsrandır. Helal haram, haram helal kabul ediliyorsa, bu hüsrandır. Kötülükler aleni olarak fütursuzca teşvik ediliyorsa, buda hüsrandır. Kısacası İslam dışı yaşantının tümü hüsrandır. Mevla’m cümlemizi muhafaza eylesin (GERÇEK İMAN EDENLER, SALİH AMEL İŞLEYENLER, HAKKI VE SABRI BİRBİRLERİNE TAVSİYE EDENLER) Müstesna, Gerçek iman tavizsiz inanmak ve yaşamaktır. Salih amel çok yönlüdür. Namaz kılmak Salih amel olduğu gibi, bir karıncayı incitmemekte Salih ameldir. Karzı hasan (borç verme) iş görme de Salih ameldir. Aleyhine de olsa doğru konuşma’da Salih ameldir. Yollarda gelip geçenleri rahatsız eden bir şeyi kaldırmak ta Salih ameldir. Hakkı haykırma, Hakkın hatırı için her şeyi feda etmede Salih ameldir. Sabrı birbirine tavsiye etme de Salih ameldir. Mevla’m cümlemizi Salih amel işleyen kötülüklerden sakınan, hakkı ve sabrı birbirine tavsiye eden kullarından eylesin.Dünyadan ahirete göçerken, tebdili mekân eylerken, sağlam pasaporta ihtiyaç var, unutmayalım.