Yemeğin tadına bakmak, diş fırçalamak orucu bozar mı?

Ramazan ayının en çok merak edilen üç sorusu; Yemeğin tadına bakmak, diş fırçalamak, kolonya koklamak orucu bozar mı?

Yemeğin tadına bakmak, diş fırçalamak orucu bozar mı?

Zaman Gazetesi yazarı Ahmet Şahin Hocadan merak edilen sorulara yanıtı;

Soru 1: Oruç tutan hanım bazen pişirdiği yemeğin dil ucuyla tadına tuzuna bakıyor, sonra da dilinin ucundakini tükürüyor, dişlerini fırçalıyor. Bunlar orucu bozar mı?

Cevap: Bu gibi durumlarda dikkat edilecek temel ölçü şudur: Gerek dil ucuyla yemeğin tadına tuzuna bakmada, gerekse diş fırçalama sırasında boğazdan aşağıya bir şeyler kaçıyor mu? Mühim olan budur. Bu ölçü ile baktığımızda şöyle diyebiliriz:


-Oruçlu hanım, pişirdiği yemeğin tadına, tuzuna dil ucuyla bakar da, sonra dili ucundakini boğazından aşağı kaçırmaksızın dışarıya atarsa, yeme de yok, içme de.. Öyle ise bununla oruç bozulmaz. Diş fırçalama da böyledir. Boğazından aşağıya macun parçası veya su kaçırmazsa orucu bozulmaz, kaçırırsa bozulur. Çünkü boğazdan aşağıya bir şeylerin kaçması halinde yeme ya da içme gerçekleşmiş olur, oruç bozulur, hata ile bozulduğundan dolayı da sadece kaza lazım gelir. Kefaret gerekmez.
Demek ki, oruçlu kimseler, orucu bozma tehlikesi taşıyan şeylerden uzak kalsalar, daha isabetlisini yapmış olurlar. Yemeğin tadında tuzunda bir eksiklik olursa, yemeği yiyenler bunu tabii bulmalı, oruçlu hanımı, dil ucuyla da olsa pişirdiği yemeğin tadına, tuzuna bakmaya mecbur bırakmamalılar.

Soru 2: Oruçlu kimsenin esans, kolonya, gül gibi şeyler koklaması orucu bozar mı?

Cevap: Kokular orucu bozmaz. Ancak oruçlu kimsenin bozar mı bozmaz mı, diye şüphe ettiği şeylerden uzak durması, vesveseden kurtaran yerinde bir dikkat ve tedbir olur.

Soru 3: Oruçlu kimse, abdest alırken, yahut da gusül yaparken boğazından aşağıya su kaçtığını anlasa, orucuna yine devam eder, sadece bayramdan sonra hata ile bozduğu bu orucunu yeniden tutarak kaza etmesi gerekir. Ancak, hata ile bozduğu bu orucunu, artık orucum bozuldu, tutmaya gerek kalmadı (zannıyla!) o gün yerse bu kimse kefaret mi yüklenmiş olur? Yoksa sadece yediği günün orucunu mu tutması gerekir?

Cevap: Normalde başladığı Ramazan orucunu mazeretsiz yiyen kimse, kefareti yüklenmiş olur. Ancak bu kimse orucunu (kasten) yemiyor da, artık tutmak gerekmez (zannıyla!) yemiş bulunuyorsa, bu (zan!) onu kefaretten kurtarır, yediği günü sonra kaza etmekle kurtulur, diyenler çoğunluktadır.
Bu sebeple, hata ile oruç bozanlar, orucum bozuldu diyerek yememeli, oruca devam etmeliler. Sonra sakatladığı bu orucunu sağlamıyla değiştirmeliler. Nitekim abdest alırken dikkatsizlik yüzünden boğazından içeriye su kaçırarak orucunu bozan kimsenin, bu orucuna yine devam edip, sonra bunu yeniden tutarak sağlam bir oruçla değiştirmiş olması gerekir.

Soru 4: Sahura kalkan kimse, yıkanması gerektiğini anlasa, ne yapacak? Yıkanmaya girse sahur vakti geçecek, aç kalacak; yıkanmadan yemek yese cünüpken yemek yemiş olacak.

Cevap: Sahura kalkan kimse yıkanmaya vakit bulamazsa ekmeğe değen elini, ağzını yıkar, normal olarak sahur yemeğini yer, sonra da bulduğu fırsatta guslünü yaparak orucuna devam eder. Cünüplük hali sahur yemeye ve oruç tutmaya mani olmaz.

Soru 5: Abdestte ağza su alıp boşalttıktan sonra ağızda oluşan yaşlığı yutmak orucu bozar mı?
Cevap: Bundan kaçınmak mümkün değildir. Bu itibarla ağızdaki suyu boşalttıktan sonra kalan yaşlığın yutulması orucu bozmaz. Nitekim sıcaklarda zor durumda kalan oruçlu ıslattığı mendilini başını örter de serinlemeye çalışırsa bu da orucuna zarar vermez.