YEŞİLE ÇAĞRI

YEŞİLE ÇAĞRI


Geçmişte “Yeşil Urfa” başlıklı yazılar yazdım. Yeşil bir Urfa özlemiyle. Yetkililere seslendim. Ama sesim çok cılızdı, duyuramadım.

            Batı illerine her gidişimde yeniden yeşerdi özlemim. Bu yıl iki defa da Rize’ye gittim. Allah vermiş. Ağaçtan, bitkiden toprak görünmüyor.

            Tabii ki bu durum oralardaki iklimin sonucu. Yağmur bol. Fazlaca uğraşmaya gerek yok, orman kendi kendini yeniliyor.

            Ama herşey bundan ibaret değil. İstenirse, iklimin daha dezavantajlı olduğu yerleri yeşertmek de mümkün olabiliyor.

            Yıllar önce gittiğim Mekke’de simsiyah kayalardan oluşan Arafat’ı bile yeşertme mücadelesi verdiklerine şahit olmuştum.

            İsrail’in çölü vahaya çevirdiği ise herkesin malumu.

            Komşumuz Gaziantep’in batıdan girişi artık yemyeşil. Üniversiteye başladığım yıllarda böyle değildi oysa ki.

            Uçsuz bucaksız Konya bozkırı ormana yabancıdır.  Son zamanlarda Konya’yı görenler bilir, ovaya yüzbinlerce fidan dikilmiş. Yakın bir zamanda ağaçların gölgesinde ilerleyecek arabalar.

            Ya benim Şanlıurfam? Garibim kel kayalarla çevrili.

            Derler ki Evliya Çelebi Urfa’dan Halep’e ağaçların gölgesinde gitmiş.

Nerden nereye?

Bir kara yazı mıdır? Böyle gelmiş, böyle gitmeli midir?

Orman için arazi var mı, var. Kayalık ama, özellikle çam ormanı için uygun.

İklim sıcak, fidanlar en az birkaç yıl sulanmalı, deniliyor. E artık suyumuz da var.

İş gücü. En çok o var. Binlerce asker, üniversiteli ve özellikle liseli genç, istenirse ilköğretim öğrencileri bile seferber olabilir.

O kadar resmi kurum, bir o kadar sivil toplum örgütü.

Eksik olan ne? Niyet, kararlılık ve organizasyon.

Şöyle geniş çaplı bir kampanya açılsa. Orman Müdürlüğü yer ayırsa, rehberlik yapsa, fidan temin etse. Resmi ve sivil toplum örgütleri hatıra ormanı için seferber edilse. Ve bu çalışmalar birkaç yıl arka arkaya devam etse. Yeşil Urfa hayali gerçeğe dönüşmez mi?

Geçtiğimiz gün Şanlıurfa İl İzci Kurulu bir toplantı yaptı. Çiçeği burnunda Başkan Muharrem Çelik, hedefleri arasında ağaçlandırma çalışmaları olduğundan söz etti. Umutlandım.

Valilik, Belediye, Orman Müdürlüğü, Tema Vakfı ve diğerleri ne güne duruyor?

Bir ağaç kardeşliği oluşmaz mı? Toprağa dokunan eller birbirine uzanmaz mı? Ağacı sevenler, onları diken insanları sevmez mi? Yeşil bir Urfa temiz bir Urfa olmaz mı? Daha yaşanabilir bir Urfa, daha müreffeh bir Urfa değil midir?

Ağaca, ormana karşı kimse olabilir mi? Olabilmez. Ama ağaç da kendi kendine dikilmez, orman da kendi kendine oluşmaz.

Sesimi duyan yok mu?