YANAN KUR'AN KURSU ÜZERİNDEN CEMAATLERE YAPILAN SALDIRILAR

YANAN KUR'AN KURSU ÜZERİNDEN CEMAATLERE YAPILAN SALDIRILAR


Adana’nın Aladağ ilçesinde yer alan yatılı bir Kur’an kursundan çıkan yangında 12 kız çocuğumuz yanarak can vermiştir. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, acımız büyüktür. O çocuklar Allah’ın rahmetine kavuştular. Kederli ailelerine baş sağlığı ve sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Sorumlular hakkında da mutlaka soruşturma yapılmalıdır.
Fakat acımızı kat kat arttıran, kötü niyetli, kalpleri nifak ve husumet dolu bazı nadanların bu acı olay üzerinden cemaatlere saldırmaları, tarikatları yerden yere vurmaları ve fedakârlıklarda bulunarak bu milletin evlatlarına din ve tarih bilinci kazandırmaya çalışanlara öfke kusmalarıdır. Sanki bugüne kadar bu ülkenin hiçbir yerinde ölümlerle sonuçlanan böyle yangınlar çıkmamış gibi… Sanki her gün bu tür yatılı Kur’an kurslarında böyle katliamlar oluyormuş gibi bir intiba verilmeye çalışılıyor.
İlk yaptıkları itham da hemen bu hizmetleri yapan cemaatleri FETÖ ile kıyaslamalarıdır. Özetle şöyle diyorlar: “Yeter artık… Düşün yakamızdan… Yardım dediniz verdik, zekât dediniz verdik, kurban dediniz verdik… Sonuçta çocuklarımızı ne hallere düşürdünüz! Kiminiz FETÖ’cü oldunuz kiminiz çocuklarımızı ateşlerin içine attınız… Yeter artık, düşün yakamızdan!”
Bu lafları söyleyenlerin iyi niyetli olmadıkları ve asıl maksatlarının ne olduğu gayet açıktır. Onların maksatları ülkeyi günü birlik yaşayan, dini bir gelenekten ibaret kabul eden ve gelecek kaygısı olmayan nesiller yetiştirmektir. Onlar, rahatlarını bozacak bir dini anlayıştan haz etmezler. Her gün sabah namazına kalkan, cemaatle namaz kılmayı tercih eden, iffetli, helal ve haram nedir bilen bir nesilden hoşlanmazlar. Onların dertleri, böyle nesiller yetiştiren cemaatlerdir. Bunlar, halkın çocuklarına sahip çıkarak onlara din-diyanet, Kur’an ve iman öğreten cemaatlere dün de bugün de aşırı derecede düşmandılar.
Kaldı ki, bütün cemaatleri FETÖ ile kıyaslamak büyük bir hatadır. Önce şu ayırımı yapmak lazımdır: Cemaat ayrıdır, gizli örgüt ayrıdır. Fetö gizli bir örgüt olduğu halde cemaat iddiasında olan ve yıllarca halkı ve devleti iğfal edebilen bir teşkilattır. Onun bunca yıldan beridir gizli bir örgüt olarak teşhis edilememiş olmasının kabahati diğer cemaatlerin boynuna atılamaz. “Efendim, bütün cemaatlerin çalışma usulleri aynıdır. Bunların da onlardan farkı yoktur” demek bir cehalet değil aynı zamanda bir hıyanettir. Bir örgütün dışa bakan yanı dindar bir cemaat görüntüsü verse bile, eğer kod adını kullanıyorsa onun tehlikeli bir örgüt olduğunu keşfetmek güvenlik güçlerinin vazifesidir.
Bu saldırıları yapanların kim olduklarını biliyoruz. Eskiden bu türden kişiler sadece solcuların içinde yer alırlardı. Eskiden dindar göründükleri halde iman boğazlarından kalplerine inmeyen bazı güruhlar, 15 Temmuz darbe girişiminden önce cesaret edip dini cemaatlere saldıramıyorlardı. Fakat devlet, 15 Temmuz darbecilerine topyekûn savaş açınca bu bedbahtlar, “fırsat bu fırsat” diyerek FETÖ üzerinden diğer İslamî cemaatlere saldırmaya başladılar. Her fırsatta onları “Mehdici” ve “İsacı” laflarıyla itham ederek, onları geleceğin fetöcüsü olarak ilan etmeye çalışıyorlar.
Bunlar kendileri dışında kimseyi Müslüman olarak da görmezler. İslam’ın mazisiyle hiç mi hiç alakaları yoktur. Bunlar, Kur’an dışında İslam’ın ve Müslümanların mazisiyle alakalı her şeyi bir çırpıda inkâr edip yok sayıyorlar. Onlara göre fıkıh, tefsir, kelam, tasavvuf ve hadis gibi maarif-i İslamiyyenin hiçbir değeri yoktur. Gelecekle ilgili beklentileri ise, Sünnetin rafa kaldırıldığı, Kur’an’ın tefsirsiz olarak anlamlandırıldığı ve ibadetlerin heva ve hevese göre yeniden yorumlandığı bir alanın oluşmasıdır. Bunlara karşı uyanık olmalıyız.