'YANAN, ANA CİĞERİDİR…'
Annelerimiz kutsaldır, dokunulmazdır kutsallığı dokunulmazlığı da evrenseldir tabu değil kutsal bir değerdir. Dinimiz İslam’da anneye of bile demeyin denilmektedir. Çünkü anne zariftir, şefkat kahramanıdır. Atalarımız bile anne gibi yar vatan gibi diyar olmaz cümlesini Sertaç etmişlerdir.
Anneler ağlarken, ciğerleri yanarken, dindirmeyenler de ortaktır. Anneler ne zamana kadar ağlayacaklar kaderlerinde mi var bu, bence değildir. Annelerin ağlamasında annenin de payı olsa gerek. Anne doğurduğu çocuğuna abdestsiz olarak süt emzirmiş ise kendini sorgulamalıdır. Konu anlaşılsın diye bir darbi mesel ile anlatayım.
“Ahmet ile Mehmet iki kardeş, Ahmet yaşça büyük Mehmet ise küçüktür. İkisi de Âlim bir Cuma günüdür, Ahmet cami de vaaz kürsüsünde vaaz veriyor. Cemaati coşturuyor. Kardeşi Mehmet ise vaazın bitimine az kala, cami ye gidiyor iki eli ile cami kapısına tutunarak vaaz veren abisine ve cemaate nazar ediyor. Aynı zamanda gülüyor. Vaaz eden abisinin dikkati kaçıyor. Namaz sonrası vaaz veren Ahmet, Mehmedin bu hareketini annesine şikâyet ediyor. Anne ben vaaz verirken kardeşim Mehmet caminin kapısından içeri bakarak gülmekle sanki benimle alay etti. Dikkati mi dağıttı diyerek serzenişte bulunuyor. Anne, oğlu Mehmedi çağırarak bu hareketi ne için ve neden yaptın oğlum deyince, Mehmet, anne ben içeri bakınca cami de çokça melek gördüm gülmem kardeşime değildi Melekleri görünce sevincimdendi. Vaaz veren Ahmet devreye girerek anne, vaazı veren ben olduğum halde neden melekleri ben görmedim de kardeşim melekleri gördü, o zaman kabahat sende anne. Annesi bir ah çekerek oğlum haklısın Mehmede hayatımda abdestsiz süt emzirmedim. Sana ise tek bir defa inek sağarken sen beşikte ağlıyordun. Bende anne şefkati gereği hemen seni beşikten alıp süt emzirdim sonra hatırladım ki, abdestim yokmuş. Gözyaşında ve ciğer yanmada annelerinde payı var demem bu kıssa ile ifade etmeye çalıştım İnşallah anlaşılmıştır.’’
Hiç kimse annenin yerine ağlayamaz ciğeri yanamaz türkü de dediği gibi “ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar” anneleri ağlatanlar bir gün kendilerinin de ağlayıp ciğerlerinin yanacaklarını unutmamalıdırlar. Devlet olmanın gereği huzuru sağlamaktır. Anneleri ağlatmamaktır, gözyaşı döktürmemektir. Yanlış politikalar, yöntemler, söylemlerle daha da annelerin ciğerlerinin yanacağa benziyor. Evimizin içinde bile çok fareler var. Budanmamış, sulanmamış, ilaçlanmamış, şekillenmemiş fidanlarımız var. Yani maneviyatsız kalmış gençlerimiz had safhada. Bu fidanların yanlış ellerde şekillenmemesi için Dini milli politikalar geliştirilmesi günümüz şartlarında çok acil bir ihtiyaçtır. Yüz binlere varan kadrosu ile Diyanet Dini konularda hangi güne duruyor, neden susuyor susuyor.
Bölgesinde liderliğe oynayan bir ülke düşünün ve halkının yarısının desteği ile bu ülkede iktidar olmuş güçlü bir başbakan, o kadar çaresiz ve aciz mi kalmış ki, ciğerlerim yanıyor diyebiliyor. Ve eli kanlı terör kime hizmet ediyor diye de soruyor. Dünya da söz sahibi olma yolunda epey mesafe kat eden bir ülkenin başbakanı hala terörün kimden beslendiğini ve kimlerin artık aleni bir şekilde destek verdiğini bilmiyorsa düşündürücüdür. Bizler avam tabakası olarak terörün kaynağının Siyonizm, yani Yahudilik, ABD, AB, BOP İslamlığı, para babaları, menfaat şebekeleri, uyuşturucu babaları, yerli İsrailliler olduğunu biliyoruz da bir başbakan nasıl bilmez? Adama sormazlar mı sen necisin? Neden o koltukta oturuyorsun? Sen şikâyet makamı değil çözüm ve icraat makamısın. Fırat nehri kenarında bir kuzuyu kurt kapsa hani bizden sorulur demiştin ya, soruyoruz bu nasıl ustalık ve nasıl çobanlık? Kınalı Kuzuları tek tek kapıyorlar! . Bu lafları senelerdir duymaktan gına geldi. Var olan durum hepimizin ciğerlerini yakıyor, keskin cepheleşmeler kafaları bulandırıyor, merhametsiz siyasi çıkışlarla bir sonuca varılamayacağını hepimiz bilmeliyiz. Hiçbir siyasi gerekçe, hiçbir siyasi amaç yüreklerimizdeki yangından daha derin ve acı değildir. Mazlumun bir damla gözyaşı mevkilerinizden çok daha kıymetlidir. İşin gerçeği hiçbir ciğer anne ciğeri kadar yanamaz. Kim ne derse desin. Ateş düştüğü yeri yakıp kavuruyor. Olan masum insanlara, çocuklara, bebeklere ve kadınlara oluyor. Bu yangının söndürülmesin de başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere kimin elinden ne geliyorsa yapmak,emek vermek,kafa yormak çaba göstermeleri dileklerimle…. Annelerin ciğerleri artık yanmasın.