Yalçın Küçük'ten Alevilere çirkin sözler!
Yalçın Küçük'ten Alevilere çirkin sözler!
Ergenekon sanığı Yalçın Küçük, bir dönem alevilerin mum ışığında yaptıkları semah gösterisi olan "mum söndü"yü "grup sekse" benzetti..
Ergenekon sanığı Yalçın Küçük, bir dönem alevilerin mum ışığında yaptıkları semah gösterisi olan "mum söndü"yü "grup sekse" benzetti...
Ergenekon sanıklarından Yalçın Küçük, Aydınlık Gazetesi’ndeki “Nur Baba” başlıklı dünkü yazısında Alevi vatandaşlara ağır hakaret olarak nitelendirilebilecek bir benzetmeye imza attı.
Yalçın Küçük, “mum söndü” olayını “grup sekse” benzetiyor. Hatta bu benzetmesini bir Stanley Kubrick’in “Eyes Wide Shut” filmiyle örneklendiriyor.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Nur Baba” romanı üzerinden tarikatlarda cinselliği ele alan Yalçın Küçük, Alevilerin bir dönem mum ışığında yaptıkları semah gösterisini “grup sekse” benzetiyor.
İşte Alevi vatandaşların büyük tepki gösterdiği Yalçın Küçük’ün dün kaleme aldığı “Nur Baba” başlıklı yazısından ilgili bölüm;
“Grup sekse biz mum söndü diyoruz, başlarken hatırlatıyorum. Yalnız bu mum söndü ve daha ilerisi, çırılçıplak muaneka ve kucaklaşma…”
Yalçın Küçük, yine yazısının devamında “mum söndü”yle ilgili şöyle bir cümle kuruyor:
"Eyes Wide Shut filminde, isterse bizim folklorumuza giren "mum söndü" ayinlerinde kıskanma yoktur. Tabii, ben hep yazıyorum, kıskanma yoksa aşk yoktur, yerini behimiyet'e bırakmış durumdadır."
Şüphesiz bu kavram Alevi vatandaşlarımızın en hassas oldukları konulardan birisi.
Yıllarca bu konuda yalan yanlış bilgilerle Alevi vatandaşlarımız incitildi. Güner Ümit’ten Mehmet Ali Erbil’e kadar birçok sunucu bu konuda birçok gafa imza attılar. Ama Ergenekon sanığı Yalçın Küçük’ün yaptığı bir gaf değil. Çünkü sözkonusu benzetmeyi bir canlı yayında değil köşesinde yapıyor. Yani bilerek, düşünerek ve tahammüden yapıyor. Alevilerin bir dönem mum ışığında yaptıkları semahı “grup sekse” benzetebiliyor.
Peki Alevi vatandaşlarımızın çok hassas oldukları bu “mum söndü” olayı nedir? Tarihsel kökeni nedir?
Geçtiğimiz yıl Şah&Sultan adında sünni-alevi çatışmasının temelini sorgulayan bir kitap yazan ve bu konuda çok kapsamlı araştırmalar yapan Prof. Dr. İskender Pala “Mum Söndü”nün ne olduğunu ve tarihsel kökenini ve işin aslını anlatmıştı.
İşte “Mum Söndü” olayının tarihsel kökeni ve işin aslı;
“'Mum söndü' meselesinin temeline inmek gerek. Benim araştırmalarıma göre Şah İsmail'in yanına Kalender Çelebi isminde bir gönül adamı geliyor. Şah İsmail Çaldıran'da yenilmiş, inzivaya çekilmiş, şiir ve içkiye vermiş kendini. Mevlana ile Şems nasıl yakın oluyorlarsa İsmail ile Çelebi de öyle yakın oluyorlar. Günlerce sarayda kalıyor Çelebi. İsmail, Kalender Çelebi'ye 'Artık bu tebaanın şeyhi sensin, şeyhlik çizgisini sen yürüt' diyor. O gün ikisinin işareti olarak iki tane mum yakıyorlar. O iki mum sönene kadar da semah yapıyorlar. Öyle bitkin düşüyorlar ki mum sönüp de ortalık karanlık olduğu zaman yeni bir mum yakmaya güçleri kalmıyor. Bir hafta sonra onların böyle yaptığını gören bir grup Alevi bunu sünnet olarak uygulamaya başlıyor. Mum yakıp sönene kadar semah dönüyorlar. Ama bu uygulama çok uzun sürmüyor.”
Evet dönem dönem birileri tarafından ortaya atılan ve her defasında alevi vatandaşlarımızı rencide edici şekilde gündeme gelen “Mum Söndü” olayının aslı bu…
Alevilerin yıllar önce yaptıkları bir semah gösterisi.
Ergenekon sanığı Yalçın Küçük’ün dediği gibi bir “grup seks” değil…