Yaşamımızın Katığı Şiddet
Yaşamımız boyunca hep şiddetten yakınırız. Üzücü olan ise şiddet yanlısı olan da yakınır olmayan da yakınır. Hep modern, çağdaş bir toplumda ve 21. yüzyılı yaşayan günümüz insanının dünyasında şiddet olmamalı diye insanlar yakınır ama gel gör ki kendileri de yeri geldiği zaman ezberlerini bozmaz. Oysa hiç kimse de maalesef ister okumuş olsun ister cahil olsun ister köylü olsun ister şehirli olsun ister yaşlı olsun ister genç olsun ister kadın olsun ister erkek olsun hayatından şiddeti söküp atamıyor ya da atmak istemiyor.
Evde daha kundaktaki çocuğumuza, eşimize varsa anne ve babamıza karşı, evimizin dışında markette, mağazada zaman zaman çalışanlara bazen müşterilere, arkadaşlarımıza ve akrabalarımıza karşı hep şiddet uygularız ve gelin görün ki şiddet yanlısı olan kişiler bazen de biz şiddete maruz kalırız. Hayatında hiç eğitim almayan insanımız da doktorasını yapmış profesörümüz de dâhil ( Yapılan bilimsel bir çalışma da eğitim düzeyi yüksek insanların daha fazla şiddete başvurdukları ve şiddet mağduru oldukları kanıtlanmıştır.)
Şiddet derken, hemen akla fiziksel temas gelmesin. En ufak bir sözlü tartışma bile şiddettir. Eşimize, dost ve arkadaşlarımıza… Karşı yüzümüzü buruşturmamız, kırgın durmamız, onlara nahoş bir söz söylememiz bile şiddete girer.
Görülüyor ki boşuna şiddetten yakınıyoruz. Şiddet hayatımızda ve tarihimizde vardı, yaşadığımız sürece de hep olacaktır.
Yani yüce dinimiz İslam’da geçen ayeti kerime de mealen“ beşikten mezara kadar ilim öğreniniz “ globalleşen dünya da ve modern olmakla gurur duyduğumuz 21. yüzyılda bu ayeti kerimenin tam tersi “ beşikten mezara kadar şiddet “ hâkim duruma gelmiş maalesef. Eğer modernliğimiz, çağdaşlığımız şiddetin yok olmasına bağlı ise biz toplum olarak asla ve asla modern olamayacağız.
Ya insan haklarını benimsediğini ve uygulama konusunda samimi olduğunu söyleyen toplumlar gibi hem demokrasiden ve insan haklarının evrensel beyannamesinde geçen durumdan bahsedip bu durumu bütün samimiyetimizle benimseyeceğiz ya da şiddetle yaşamaya devam edip başka toplumları taklit etmeye ve 3. sınıf dünya ülkesi olarak kalmaya devam edeceğiz.
Yukarıda bahsettiğim konu aslında kanayan bir yaramız ve bunların üstesinden ancak geleceğimizi emanet edeceğimiz ve de geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın hem manen ve hem de madden eğitimlerini aksatmamakla olur. Konuyu tek kelimeyle özetler isek ‘EĞİTİM ŞART’