Veli Nedir, Kimdir?
Veli Kavramı; Sözcük olarak, dost, arkadaş, yardımcı ve gözeten anlamlarına gelmektedir. Kur'an-i Kerime göre veli kelimesi Allah'a atfen kullanıldığı gibi, kul için de kullanılmıştır. Evliya kelimesi velinin çoğuludur. Veliyyullah, mümin için kullanılan bir terimdir; Allah'ın kendisine veli ve Mevla olduğu kişi demektir. Mevla sadece Allah için kullanılır. Allah, kulun Mevla’sıdır.
Fakat, kul Allah'ın Mevla’sı olamaz. Veli, Allah'ın sıfatı olduğu gibi kulun da sıfatıdır. Yani, Allah kulun velisi olduğu gibi, kul da Allah'ın velisi olabilir. Günümüzde velilik kavramına gerçek anlamından başka anlamlar yüklenerek amacından saptırılmış ve onunla İslam inancına birçok bid'at ve hurafe sokulmuştur.
Bid’at nedir diye merak edecek olursak, Bid’at kısaca ve öz olarak; dinde olmayıp sonradan insanların dine soktuğu şeydir. Efendimiz Aleyhisselam Bid’at hakkında; “dinde sonradan çıkan her şey bid’at’ır; her bid’at dalalettir/sapıklıktır ve sapıklık insanı ateşe sürükler.” Diye buyurmuştur. (Müslim, Cum’a hadis no: 867, Ebu Davud, Sünne hadis no: 606, İbn Mace, Mukaddime 7, hadis no: 45-46, Nesai Iydeyn 22, )
Öyleyse veli kavramının yanlış anlaşılmasından dolayı dine sokulan bidat ve hurafelerden kurtulmak için, bu kavramın doğru anlamını bilmek gerekir. Zira şu bir gerçektir ki, İslam’ın kavramları bozulmadan İslami anlayışın bozulması mümkün değildir, İslami kavramlar doğru anlaşılmadan da İslam’ı doğru anlamak mümkün değildir.
Din ve dine ait bütün kavramlar kendi mensuplarınca tarihi süreç içinde başka faktörlerin de devreye girmesiyle öylesine tahrip edildi ki, dinin ortadan kaldırdığı ne kadar cahili adet, sapıklık, bid'at ve hurafe varsa yeniden Müslümanların hayatında yer etmeye başladı. Öyle ki dine ait ne varsa hepsi tersyüz edildi, işte velilik kavramı da tersyüz edilen kavramlardan bir tanesidir. Yukarıda da izah ettiğimiz gibi, Veli, dost, arkadaş, yardımcı demektir. Ve kim, kimin dostuysa, o aynı zamanda onun velisidir. Zira yüce Allah: "Mü’min erkekler ve Mü’min kadınlar birbirlerinin velileri (dostları ve yardımcıları) dır." Diye buyuruyor. (Tevbe suresi 71.Ayet)
Keza isteyen istediğine veli (dost) olabilir, ancak dini ifsad edenler (bozanlar) Veli'lik sıfatını, Allah'ın kendisine yakın gördüğü, diğer kullarından üstün değeri olan kimselere verdiği bir armağan (rütbe) olduğunu öne sürerek insanları aldatmışlardır. Bilgisiz ve cahil kimselerde –tabiri caiz ise- buna balıklama atlayarak bunu yaygın ve etkin bir görüş haline getirmişlerdir.
Oysa İşin doğrusu şudur: Allah'ı seven ve onun emirlerine/hükümlerine gönülden/isteyerek boyun eğen, bağlanan her kul Allah'ın velisidir. Velilik belirli kişilerin tekelinde olmayıp, her Mü’min’in sahip olabileceği bir özelliktir.
Veliliği bazı kişilere has bir özellik (sıfat) olarak algılamak ve bu sıfatı taşıyor olma özelliğinden dolayı onları olağanüstü konumda görmek, söz ve davranışlarda kutsamak şirktir. Allah'ın bazı kullarına olağanüstü özellikler verdiğini ve bu kulların da gelecekten haber verme, görülmeyeni görme, bilinmeyeni bilme, masum olma, şifa dağıtma, görüş ve düşüncelerinde yanılmaz olma gibi üstün özellikler taşıdıkları iddiası İslam dışıdır ve bir safsatadan/kuruntudan ibarettir. Kuruntu ise dinde asla ölçü değildir. Bilakis bu tür iddialar Kur'an tarafından lanetlenerek reddedilmektedir. Yüce Allah buyuruyor:
“O, doğunun da batınında Rabbidir, O’ndan başka İlah yoktur. Öyleyse yalnız O’nu vekil tut (O’nun himayesine sığın).” (Mümezzil suresi, 9. Ayet)
Ayetler gayet açık ve net, bu konuda ki tüm ayetler Allah’tan başka kimseye sığınmanın, kullardan yardım talep etmenin şirk olduğunu açıklıyor. Kur’an ve Sahih sünnette Sığınılacak ve yardım istenebilecek tek gücün Yaratıcı/Allah olduğu vurgulanmaktadır.
Yüce Allah; elçisi de dâhil hiçbir kulunu gayb'ına ortak etmediğini Kitab'ında bildirmektedir. Yüce Allah buyuruyor:
“De ki: Ben size Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Gaybı da bilmiyorum. Ve size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum." De ki: "Kör ile gören bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?" (En-am suresi, 50. Ayet)
Bu gerçeklere rağmen veli olduğu söylenen/ sanılan bazı kimselerin geleceği bildiklerini iddia etmek, kavramın ne kadar yanlış değerlendirildiğinin, en somut örneğidir.
Yine Kuran, Allah’a, Kitabına ve Elçisine bağlanmayı, kurtuluşa ermenin ancak böyle mümkün olacağını çok açık bir biçimde bildirmiştir. Buna rağmen bazı kimselerin ölü veya diri insanlardan, falcılardan, muskacılardan, şeyhlerden, mürşidlerden, sihirbaz ve kâhinlerden yarar ummaları ve onların kurtarıcılığına umut bağlamaları kuruntudan başka bir şey değildir.
Yüce Allah buyuruyor: “Allah, iman edenlerin velisidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin velileri de tağuttur, onları aydınlıktan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî olarak kalırlar.” (2 Bakara- 257)
Yine yüce Allah, Müslümanların/iman edenlerin Velilerinin/ dostlarının kim olduğunu açıklıyor:
"Sizin veliniz yalnızca Allah, O'nun Rasulü ve namaz kılan, zekât veren ve rükû eden mü'minlerdir" (5 Maide - 55)
“Müminler, Şeytanı (4/119 ), kâfirleri (3/28), Yahudi ve Hıristiyanları (5/51), zalimleri (Şura ) veli edinmezler.”
Öyle ki, İslam’ı dışlayan, ona karşı koyan/ Allah'ın Düşmanlarıyla dost olan kimse, baba veya kardeş de olsa, yine de veli (dost) edinilmez. Allah kelam ediyor:
"Ey iman edenler! Eğer babalarınız ve kardeşleriniz imana karşılık küfürden hoşlanıyorlarsa, onları veliler (dost) edinmeyiniz. Sizden her kim onları veli (dost) edinirse işte onlar da zalimlerin ta kendileridir" (Tevbe 23)
“Allah, sizin düşmanlarınızı daha iyi bilendir; bir veli (en güvenilir bir dost) olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah yeter.” (Nisa Suresi / 45)
“Onlar, mü'minleri bırakıp kâfirleri dostlar (veliler) edinirler. 'Kuvvet ve onuru (izzeti)' onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, 'bütün kuvvet ve onur,' Allah'ındır.” (Nisa Suresi / 139)
“Kim Allah'ı, Resûlü'nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah'ın taraftarlarıdır.” (Maide Suresi / 56)
“Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O'nun elçisi, rükû' ediciler olarak namaz kılan ve zekâtı veren mü'minlerdir.” (Maide Suresi / 55)
Gerek yukarıdaki ayetlerde ve gerekse diğer birçok ayette, veli kavramının ne anlama geldiğini Kur'an gayet açık bir şekilde ortaya koymaktadır. İslam ve Kur’an’ın tüm emirlerini parçalamadan kabul eden her insan; Müslüman’dır- dolayısıyla- velidir/dosttur.
Elimizde ki tüm bu verilere/sağlam delillere rağmen, Kur’an-i bir kavram olan ‘Veli’ kelimesinin/kavramının üstün insanlar anlamında olduğunu iddia edenler, apaçık bir dalalet içerisindedirler… Çünkü Kur’an-i Kerimi incelediğimizde her Mü’min’in bir veli olduğunu görüyoruz...