Vefa
Yaratıcı, (Allah-u Teala) insanları sosyal-birbirlerine ihtiyaç duyan- bir varlık olarak yaratmıştır. Hiç kimseye ihtiyaç duymadan yaşayabilen insan yoktur. Herkes çevresinden yardım almak, paylaşmak, konuşmak ve yardım etmek zorundadır. Dolayısıyla bize yardım eden insanlara vefa borcumuz doğar.
Mevlana şöyle der; “Vefa nedir, bilir misin? Vefa arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır. Vefa; dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır. Vefa; ötelerin sonsuz mükâfatı karşısında, cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır.”
Vefa; kişinin kendisi üzerinde akrabalık, arkadaşlık, dostluk hakkı bulunan veya ticari, manevi gibi hakları olanları unutmaması ve onları ihmal etmemesi demektir.
Vefalı olmak bir keyfiyet değil, bir zorunluluktur. Bir zamanlar adamın biri, dostuna bir üzüm bahçesi hediye etmişti. Gün gelmiş o adam bahçe hediye ettiği kişiden bir salkım üzüm istemiş fakat alamamıştı. İşte bu vefasızlıkta zirve yapan bir durumdur.
Biz Müslümanların peygamberi Hz. Muhammed çok vefalı idi. Kendi akrabalarına, dost ve arkadaşlarına karşı hiçbir zaman vefasız olmamıştır.
Vefa, sevgide devamlılık demektir. Vefa demek, ihtiyaç hâlinde ona yardım etmektir.
Vefa, dostlukta, bağlılıkta sebat etmektir. Arkadaşa yaptığı iyiliği az görmek, onun yaptığını çok bilmek vefadandır.
Vefanın gereğindendir ki, insan sevdiği arkadaşının dostlarını, akrabalarını da sevip haklarını gözetmelidir! Çünkü insan, yakınlarına gösterilen ilgiye daha çok memnun olur. Sevgi, sevgilinin her şeyini, ona yakından uzaktan ilgili olan her şeyi sevgili kılar. Bunun için, “Sevgilinin kapısındaki köpek, sevenin kalbinde, diğer köpeklerden üstün ve ayrı bir yer tutar” denmiştir.
Gerçek vefa, Allah’a verilen sözlere sadık kalmaktır. Örneğin, ‘Ben Allah’ın kuluyum… Ben yalnızca Allah’a kulluk ederim… Dinim İslam’dır” ifadeleri söz verme anlamındadır. Vefalı olmak, bu sözleri fiili olarak da doğrulayarak, sadakatle Allah’ın sınırlarını korumak, kulluk sorumluluğunun bilincinde olmak ve Allah’ı derin bir aşkla sevmektir.
Vefa tam, mükemmel, içten, sağlam ve sarsılmaz kalp bağlılığıdır. Samimi inanan insan vefalıdır, sadıktır. Günümüzde vefalı insanlara rastlamak çölde su bulmaya benzer.
Vefa; özlem dolu sıcacık bir kucaklama, vefa dost olmak demek…
Vefa; zor zamanları beraber paylaşmak, aşmak demek… Vefa hiçbir şeye benzememek, hiç bırakmamak, salıvermemektir.
Vefa kaybetmeyi göze almamaktır.
Vefa vazgeçmemektir.
Vefa sevmektir. Dokunmaktır. Sıkıntıyı paylaşmaktır. Derde çare olmaktır.
Vefa ve sevgi; ikiz kardeştirler, ayrılmaz birer parça gibidirler.
Vefa ihaneti barındırmaz, ihanet ile vefa birbirlerine uzay ile yeryüzü kadar uzak iki kavramdır.
Şair ne güzel söylemiş;
“Herkes dost gibiydi, siz yabancıydınız bize
Şimdi herkes yabancı, sizler dostsunuz bize.”
Ey vefa bizi tut ve bırakma!