Varım! Öyleyse Görünüyorum
Görünüyorum öyleyse; varım! Yâda varım! öyleyse görünüyorum diye de yorumlanabilir. Herkesin kendini itibarlı, dürüst, fiyakalı gösterme ve görünme derdine düştüğü, ne kadar görünürse o kadar var olduğuna inandığı bu ağır ve ahir zamanda kendini kanıtlamanın bir yolu olarak görülüyor. Özellikle teşhircilik. Psikolojide; anormal bir sapkınlık olarak incelenirken, kaynaklarda; gösterme, sergileme, herkese duyurma ve dile düşürme şeklinde tanımlanır. Ancak bu kelimenin çoğumuzun bilmediği ve duyduğumuzda pek de hoşlanmayacağımız bir manası da: İtibarını zedelemek, gözden düşürmek.
‘Kadın; temasını kullanarak gündemimizi sürekli meşgul eden teşhirciliğin, genellikle kendini feminist olarak addeden çevrelerce kadın hakları gibi söylemler kullanılarak müdafaa edildiğine şahit oluyoruz. Ancak bu sözde müdafaaların; psikolojik baskı, sözlü /fiziki şiddet, cinsel taciz ve kaçınılmaz son olarak en birincil haklarından mahrum olan, teşhircilik mağduru kadınların ortaya çıkarılması, üzerinde uzun uzadıya düşünülmesi gereken bir konudur. Kadını ezmek, temel haklarından mahrum etmek ve ikinci planda bırakmakla suçlanan dinimiz ise, toplumda kangren haline gelmiş teşhircilik problemini Nur Suresi 30-31. Ayetleriyle başlamadan bitiriyor.
Ayeti kerimelerin meali şöyle: 30. Ayet; Mü'minlere söyle: 'Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu, onlar için daha temizdir. Gerçekten Allah, yaptıklarından haberdârdır.
31. Ayet; Mü'min kadınlara da söyle gözlerini (haramdan) sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Kendiliğinden görünenler dışında süslerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar [4]. Süslerini kocalarından yahut babalarından yahut kocalarının babalarından yahut oğullarından yahut kocalarının oğullarından yahut kardeşlerinden yahut kardeşlerinin oğullarından yahut kız kardeşlerinin oğullarından yahut kadınlarından yahut ellerinin altındakilerden (köle ve cariyelerinden), yahut erkeklerden kadına ihtiyaçları olmayan ele bakıcılardan (dilenci, hizmetçi vs.lerden), yahut henüz kadınların mahrem yerlerini anlamayan çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri süslerinin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah'a tevbe edin ey mü'minler, umulur ki kurtuluşa erersiniz.
Zikrettiğimiz ayetlere baktığımızda; erkeklerin henüz meydana gelmeyen bir teşhire karşı uyarıldığını, kadınlara ise teşhirin sınırlarının bildirilip, uyarıldığını görürüz. Ayrıca bu ayetlerde sıkça tartışılan arz- talep meselesin de ele alınıp, çift yönlü bir yasaklama getirildiğini müşahede ederiz. Artık akıllanmamız gerekmezmi..?
Teşhircilik; altında yatan psikolojik sebepler ve beraberinde getirdiği yıkımlar çerçevesinde ele alındığında, ayetlerin toplum psikolojisini korumaya yönelik olduğunu net bir şekilde görebiliriz. Bu ayetler kadına, `kadın hakları` adı altında sunulan sınırlı, içi boş, insan üretimi bütün hakların üstünde bir hak verir ki, o da ‘dokunulmazlık hakkıdır. Alışverişte sıkça karşılaştığımız teşhir ürünü kavramı üzerinde düşünecek olursak, teşhirciliğin bir kadın için ne kadar ağır, yorucu, aşağılayıcı, bütün haklarını elinden alan ve yaratılışına ters bir durum olduğunu görebiliriz. Fakat teşhir edilen kadınlar bu durumun farkında olmayıp tam tersi bir eda ile mutlu oluyorlar. Cehennem akıllarına bile gelmiyor. Keşke bilselerdi… Teşhir edilen şeyin mal, ürün haline gelmesi ve herkese üzerinde sınırsız tasarruf hakkı verilmesi, topluma sunulması, amiyane tabirle ortalık malı olması, teşhirciliğin fıtraten narin ve hassas yaratılan kadına ne kadar yakışmayan bir kavram olduğunun en net ve acı örneğidir. Bunca olumsuzluğa rağmen teşhir hakkı gibi bir söylemle, Allah’ın kullarına tanıdığı bütün hakları çiğneyen teizm müptelalarının verdiği savaş, gülünçtür. Rabbim toplum olarak bizleri ıslah etsin inşallah. Selamla kalın selamette kalın.