VALİ MUZAFFER DİLEK İLE URFA ÜZERİNE- 1
Eğitimci Yazar Mehmet Sarmış, Şanlıurfa eski valisi Muzaffer Dilek ile ilgili röportajı...
Muzaffer Dilek'in valiliği sırasında ben Şair Nabi İlköğretim Okulunda öğretmendim. Kendisiyle hiç karşılaşmadık. Sonradan hakkında hep olumlu şeyler duydum. Yaptığı güzel işlerle beraber özellikle dürüstlüğü, kanunlara saygısı öne çıkıyordu.
Cihat Kürkçüoğlu'nun onunla dostluğunu ve Ankara'da zaman zaman görüştüklerini biliyordum. Röportaj teklifimi de Cihat Hoca aracılığı ile ilettim. Kabul etti. Sorularımı hazırlarken de Cihat Hoca'nın gönderdiği örnek sorulardan çok istifade ettim.
Sayın Valimizi arayıp röportajı telefonla da yapabileceğimizi söyledim, ama o soruları göndermemi ve yazarak cevaplayacağını söyledi. Öyle yaptım. Herhalde sorulara baktıktan sonra, çokluğunu ve kapsamını fark edince "En geç bir ay içinde yanıtlayacağım." diye mesaj gönderdi. Fakat 3 gün sonra yeni bir mesaj geldi: "Bana gönderdiğiniz soruların cevaplarını elimden geldiğince oluşturup adresinize gönderdim." Ben "Ne çabuk?" deyince de "3 gündür, günde ortalama 8 saat çalışarak soruların yanıtlarını aramaktan başka bir şey yapmadım." dedi.
Açıp baktım, tam 104 bilgisayar sayfası. Ailesini, çocukluk ve okul yıllarını, evliliğini, Afyonkarahisar yıllarını çok ayrıntılı bir şekilde yazmış. Yine 12 Eylül öncesi ve sonrasına denk gelen Suruç Kaymakamlığı dönemini de çok ayrıntılı bir şekilde yazmış. Bazı sorular için de cevap yazmak yerine Bloğunda yer alan yazılarını işaret etmiş. ([email protected]) Bazı yerlerde de Cihat Hocaya başvurmamı istemiş.
Benim röportajlarım Urfa merkezli olduğu için diğer konuları bir hayli kısaltmak zorunda kaldım. Suruç, Urfa'ya dâhildi, ama daha çok asayiş ve askeri dönemin sıkıntılarından bahsediliyordu; onun için o kısmı da özetlemeye çalıştım.
Buna karşılık Bloğunda yer alan konuların Urfa için çok önemli olduğunu düşündüğümden dolayı oradaki yazılarından uzun alıntılar yaptım. Zaman zaman da Cihat Hocanın gönderdiği notlara başvurdum, oradan alıntılar yaptım.
Ortaya her zamankinden farklı, ama çok önemli bilgileri içeren bir metin çıktı.
***
M. Sarmış: Ne zaman ve nerede doğdunuz?
M. Dilek: Nüfusa kaydım 01.01.1949, gerçek doğum tarihim ise annemin dediğini esas alırsak 18.10.1949. Aksaray ilinin Çardak (Şimdiki adıyla Altınkaya) köyünde doğdum. Çardaklıların Kuzey İran yöresinden geldiği söylenir. Köy halkının, Danişmentli Beyliği'ne bağlı Boynu İncelü Türkmenlerinden olduğu çeşitli kaynaklarda anlatılır.
M. Sarmış: Anne ve babanızdan, kardeşlerinizden söz eder misiniz? Mesela babanızın mesleği neydi?
M. Dilek: Babamın adı Kadir, annemin adı Döndü'dür. Ancak annemin bu adı nüfus kayıtlarında kalmıştır, herkes onun adını "Kınalı" olarak bilir.
Zor bir bebekliğim olduğu söylenir. Çok ağladığım, inatçı olduğum, komşulardan gelen yemekleri yemediğim gibi meziyetlerimden(!) bahsedildiğini duyarak büyüdüm.
Beşi erkek, biri kız olmak üzere altı kardeştik. Türkiye'de 1930'dan bu yana kullanıldığını öğrendiğim "gislavet" lastik ayakkabıyla 8 yaşında tanıştım. Bu çeşit lastik ayakkabıları 1990 yılından sonra doğanlar bilmezler, önce doğanlar ise belki!
M. Sarmış: Sırasıyla hangi okullarda okudunuz? İlkokul, ortaokul, lise ve üniversite…
M. Dilek: 1949 yılında doğmama rağmen ilkokula bir yıl gecikerek 1957 yılında başlayabildim. Oturduğumuz Bakra mezrasının köy merkezine uzak olmasından dolayı gidip gelmekte zorlanacağım düşünülerek bir yıl gecikmeyle okula kaydedildiğimi tahmin ediyorum.
1962 yılında Çardak(Altınkaya) Köy İlkokulunu bitirip Aksaray Ortaokuluna kaydoldum. İlk yıl ortaokulda çok başarılı bir öğrenci olamadım, her yıl birkaç dersten ikmale kaldım, hatta Orta 2'de sınıfta kaldım. Esasında annem çok istese de benim okumak için hevesim yoktu. Başta annem olmak üzere ailem istediği için okula gidiyordum. Bu durum neredeyse lise son sınıfa gelinceye kadar devam etti. Annem okuma yazma bilmezdi. Babamın da resmi bir eğitimi yoktu ve okuma yazmayı askerlikte öğrenmişti. Ancak o kendini çok geliştirdi; 50'li yaşlardan sonra cilt cilt dini kitapları okuduğunu gördüm.
1966 yılında Aksaray Ortaokulundan mezun olup Aksaray Lisesini kaydoldum. Lisede derslerimi biraz toparlamıştım, daha başarılıydım. Buna rağmen, 19 yaşına geldiğim halde liseyi bitirmekten başka bir amacım yoktu. Üniversiteye girmek gibi bir düşüncem de olmamıştı. Ailem okumamı istemişti, ben de okuyordum. Liseden sonra ne yapacağım konusunda ne benim ne de ailemin somut bir istemi yoktu. Liseden sonra ne yapacağıma gelince, bu konuda ilk aklıma gelen, öğretmen okulunun fark derslerini verip ilkokul öğretmeni olmaktı. Sonra fikrimi değiştirdim.
1969 yılında Aksaray Lisesini bitirip aynı yıl girdiğim sınav sonucunda Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini kazandım. Üniversite yıllarım ülkede ideolojik kutuplaşmanın yükseldiği yıllara denk gelir. 68 Kuşağı, gençlik olayları, nihayet 12 Mart Muhtırası… Sol düşüncenin hakim olduğu bir okulda okumak ve onun yurdunda kalmak ister istemez beni de etkiledi. Son iki yıl sükûnetle geçen yıllardı ve benim için başarılı sayılabilecek bir dönemdi. 24 kişilik Siyaset ve İdari Şube'den 1973 yılının Haziran ayında mezun olan beş kişiden birisi de bendim.
M. Sarmış: Evliliğiniz, eşiniz…
M. Dilek: Hayatımın her alanı gibi evliliğimin hikâyesi de ilginçtir, ama ben onu da çok kısa geçeyim. Siyasal Bilgiler Fakültesinde ikinci sınıfa geçtiğim yıl halamın kızı Emine'yle evlenmeyi kafama takmıştım. 21.11.1971 tarihinde nişanlanıp 14.09.1974'te Mucur Kaymakam Vekili iken evlendik. Mesleki yönden işleri yoluna koymadan yapılan erken bir evliliğin kendine has zorlukları olmadı değil. Buna rağmen olumlu sonuçları da oldu.
M. Sarmış: Çocuklarınız, torunlarınız…
M. Dilek: Tek çocuğum var. Adı Talat Umut Kutlu. 1975 yılında Adıyaman'ın Gölbaşı ilçesinde doğdu. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi, 2013 yılında profesör oldu. İstanbul Acıbadem Üniversitesinde 5 yıl öğretim üyeliği yaptı. 2020 yılında görevinden ayrıldı ve Şişli ilçesinde özel çalışmaya başladı.
İki torunum var. İkisi de erkek. Büyüğün adı Onur Alp; Boğaziçi Üniversitesinde "İktisat" ve çift dal olarak "Siyaset ve İdare Bölümü" öğrencisi olarak son sınıfta eğitimini sürdürüyor. İkincisi Bora Umur; Fevziye Mektepleri olarak da bilinen Işık Lisesi son sınıfta; bu yıl üniversite sınavlarına girecek.
M. Sarmış: Mesleki hayatınıza gelelim. Nerelerde hangi görevlerde bulundunuz?
M. Dilek: Bakanlığın bursu ile okuduğum için, yani aldığım bursun gereği 1973 yılında İçişleri Bakanlığında memuriyet hayatıma başladım. Aynı yıl kaymakam adaylığı sınavına girdim ve kazandım. Böylece Diyarbakır kaymakam adayı olarak mülki idare mesleğine girmiş oldum. O zamanki prosedür gereği önce kaymakam vekili olmak gerekiyordu. Ben de 1974-1976 yıllarında Kırşehir'in Mucur ve Adıyaman'ın Gölbaşı ilçelerinde kaymakam vekilliği yaptım. Sonra asaleten kaymakamlığa başladım. 1977-84 yılları arasında sırasıyla Reşadiye (Tokat), Suruç (Şanlıurfa), Gazipaşa ( Antalya) ve Midyat (Mardin) ilçelerinde kaymakam olarak görev yaptım. 1984 yılında mülkiye müfettişliğine atandım ve 1984- 2000 yılları arasında mülkiye müfettişi olarak görev yaptım. 1999-2000 tarihleri arasında İçişleri Bakanlığı Genel Sekreterliği görevinde bulunduktan sonra 28 Temmuz 2000 tarihinde Şanlıurfa Valiliğine atandım. Şanlıurfa valiliğim 3 yıl kadar sürdü. 30 Ocak 2003 tarihli Valiler Kararnamesi ile Afyonkarahisar Valiliğine atandım. Oradaki valiliğim de üç yıl dokuz ay kadar sürdü. 2006 yılı Kasım'ında devrin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Danıştay üyeliğine seçildim. İki yıl Danıştay 12. Dairesinde çalıştıktan sonra 1. Daire üyeliğine getirildim. Orada da dört yıl çalıştım.
18 Şubat 2012 tarihinde 1. Daire Üyeliği'nden alınıp 14. Daireye görevlendirilince yaş haddini beklemeyip emekliliğimi istedim ve 15 Mart 2012 tarihinde emekliye ayrıldım.