Vali Erin: Amaçları Sevr’i Gerçekleştirmekti

15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında Şanlıurfa’da düzenlenen programda konuşan Vali Abdullah Erin, “Sabahın üçünde darbe yapıp, tüm sınır boyunca yerleştirdikleri adamları vasıtasıyla gerçekleştiremedikleri Sevr’i gerçekleştirmek niyetinde olanlar vardı” dedi.

Vali Erin: Amaçları Sevr’i Gerçekleştirmekti

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Şanlıurfa’da gerçekleştirilen “15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü” etkinlikleri kapsamında düzenlenen anma programı, on binlerce vatandaşın katılımıyla gerçekleştirildi.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Şanlıurfa Valiliği, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, İlçe Belediyeleri, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarından müteşekkil tertip komitesince hazırlanan 15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri, Haleplibahçe’deki Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi önündeki alanda yapıldı.

Şanlıurfa’daki yerel televizyon kanallarından da canlı olarak yayınlanan program, topluca akşam namazının kılınması, şehitlerimizin manevi huzurunda bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan darbe girişiminde şehit düşen Şanlıurfalı Suat Aloğlu, Mustafa Direkli, Mehmet Şefik Şefkatlioğlu, Halil İbrahim Yıldırım ve Ümit Yolcu’nun özgeçmişlerinin okunması ve Kur’an-ı Kerim tilaveti ile devam etti. 15 Temmuz konulu şiirlerin okunması, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Engelli Mehteran Ekibinin sunduğu mehteran gösterisinin ardından, meydanda toplanan vatandaşlar cemaatle yatsı namazı kılarak dualar ettiler.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen törende yaptığı konuşmanın, kurulan dev ekranlardan canlı olarak verilmesinden sonra Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, AK Parti MKYK Üyesi Vildan Polat ve AK Parti İl Başkanı Bahattin Yıldız, Eyyübiye Belediye Başkanı Mehmet Kuş, Karaköprü Belediye Başkanı Metin Baydilli, Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat, CHP İl Başkanı Hayrettin Çıdır ve MHP İl Başkanı Mahmut Güneş birer selamlama konuşması yaparak, 15 Temmuz darbe girişimine karşı birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaparak, şehitleri rahmetle andılar.

Vali Erin: Vatanını Satanlara Yazıklar Olsun!

Bundan üç yıl önce istiklalimize, istikbalimize, bağımsızlık ve özgürlüğümüze kasteden işgal ve darbe girişiminin gerçekleştiğini hatırlatan Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, millet olarak çok badireler atlattığımızı, binlerce yıllık tarihimiz boyunca çok ihanetlerle karşı karşıya kaldığımızı ifade etti.

Darbe ve işgal girişimlerinin sonuncusu olan 15 Temmuz’un öncekilerden çok farklı olduğunu dile getiren Vali Erin, “Cenab- Allah’ın bu milletin üzerinde olan merhameti ve eli, Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere liderlerimizin ortaya koyduğu yüksek cesaret ve bu milletin her bir ferdinin, farklı düşünen, farklı yaşayan, dünyaya farklı bakan, ahiret anlayışı bile farklı olan insanların hepsinin ortaya koyduğu kahramanlıkla, yeryüzündeki milletlerin hiçbirinin gösteremediği büyük bir cesaretle bu darbeyi de püskürttük” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği “Darbeye, bu millet darbe yaptı” sözünü anımsatan Vali Erin, “Bu milletin namusuna, şerefine, haysiyetine, geleceğine kasteden, özgürlüğünü, hürriyetini, istikbalini emperyalistlere teslim etmeye niyetlenen, bunun pazarlığını bizim bilmediğimiz şekilde geçmişe yönelik olarak belki 30-40 yıldır yapan bir terör şebekesinin, en kötüsü de dindar olan, inançlı olan bu milletin en zayıf tarafı olan inancını, kutsal değerlerini alet etmek suretiyle bunu yapan bir şer çetesinin darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. Ve milletimiz Allah’ın yardımıyla bunu püskürttü” diye konuştu.

Konuşmasında, 15 Temmuz şehitlerini selamlayan Vali Erin, “Onları doğuran analara selam olsun, çocuklarına, kardeşlerine, bacılarına selam olsun. O kahraman gazilerimize, şehitliği bu kadar isteyip, nasip olmadığı için şehit olamayan ama gazi olan, bu milletin istiklalini ve istikbalini kurtaran o gazilerimize selam olsun. Birilerine de yazıklar olsun. 30-40 sene boyunca Anadolu’nun dindar insanlarının, din kaygısıyla teslim ettiği evlatlarını istismar eden o çeteye, o zihniyeti bozuk FETÖ’cülere yazıklar olsun, vatanını satanlara yazıklar olsun. Bayrağını, tarihini, kutsal değerlerini, dünyevi menfaatler için korkakça değiştirmeye yeltenenlere yazıklar olsun. Yediği, içtiği, barındığı, bu kadar yüksek yüksek bir bedelle elde ettiğimiz vatan topraklarını, emperyalistlerin, siyonistlerin, materyalistlerin oyuncağı haline getirmek isteyen o FETÖ elebaşına ve ona hizmet edenlerin hepsine yazıklar olsun. Korkakça, bu aziz toprakları ve devleti terk ederek, ağa babalarının kucağında oturmaya devam eden o zihniyete yazıklar olsun. İşlediği ve yaptığı günahların, yaydığı fitne fesadın hesabını vermekten bile korkan, bağımsız mahkemelerin, hakimlerimizin, savcılarımızın ve hepsinden önemlisi milletimizin vicdanının önüne çıkmaktan korkan, binlerce yıldır medeniyetimizle savaş içerisinde olan ülkelerin himayesine sığınan ona ve onunla birlikte kaçan, milletini, memleketini satan o namussuzlara yazıklar olsun ” dedi.

Üzerinden üç yıl geçen 15 Temmuz’un büyük bir risk ve tehlike olduğunu ifade eden Vali Erin, darbe girişimi başarılı olsaydı, Türkiye’nin Libya, Irak, Suriye, Mısır, Yemen ve Müslümanların yaşadığı parça parça edildiği, fitne fesadın yayıldığı ülkelere döneceğini kaydetti.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu hain darbeden tenzih edilmesi gerektiğini, darbecilerin zihnini ve beynini bu satılmışların emrine veren bir grup olduğuna dikkat çeken Vali Erin, “Ömer Halisdemir gibi binlerce subayımızı ve silahlı kuvvetlerimizi tenzih ediyoruz. Ama bunların içinde zihnini satmış, vicdanını kiralamış, o şanlı üniformayı üzerine geçirmiş olan, sınırlarımız boyunca komutanlık görevinde olanların neredeyse tamamı bugün cezaevindedir” dedi.

Darbe girişiminin bilinçli ve planlı, her şey tertip edilerek hazırlandığını, Allah’ın yardımı olmasaydı sabahın üçünde gerçekleştirmeyi tasarladıklarını dile getiren Vali Erin, “Ama büyük hesap yapanı, büyük tuzak kuranı unuttular. Sabah üçünde darbe yapıp, tüm sınır boyunca yerleştirdikleri adamları vasıtasıyla hemen yanı başımızda bekleyen ve gerçekleştiremedikleri Sevr’i gerçekleştirmek niyetinde olanlar vardı. Onlarla işbirliği içerisindeydiler. Binlerce yıldır yaşadığımız Anadolu topraklarına darbe indireceklerdi. Bizi birbirimize düşürüp, paramparça edeceklerdi. Hemen yanı başımızdaki Suriye’de faaliyette olan ülkelere bakın. Bizim, Birinci Dünya Savaşında karşı karşıya geldiğimiz ülkelerle karşı karşıya kaldılar. İsmi değişmiş olabilir, ama aynı emperyalist zihniyetin, Afganistan’dan başlayarak, Somali’ye, Filistin’e kadar aynı zihniyetin oyun oynamaya devam ettiğini görüyoruz. Sadece Suriye’de bir milyonun üzerinde Müslüman kardeşimizi, Müslüman olmayan ama barıştan yana olan kardeşimizi kaybettik. Irak’ta, diğer ülkelerde yitirdiğimiz masum ve mazlum milyonlarca insan var. Çok şükür, 100 yıl önce Osmanlı’yı durdurdular biliyorsunuz. İlk hesapları, bizim millet olarak hak-batıl mücadelesi olarak tanımladığımız, onların temsil ettiği ve batı uygarlığı olarak nitelendirdiğimiz uygarlığa rakip olabilecek, onların hegemonyasına, kolonizasyonuna son verebilecek tek millet Türk Milleti’dir, Osmanlı zihniyetidir. Ya Osmanlı hakim olacak ya Türk Milleti’nin temsil ettiği medeniyet güçlü olacak ya da emperyalizm güçlü olacak. Bunun başka alternatifinin olmadığını biliyorlar. Yüz yıl boyunca büyük teknolojileri ve güçleri karşısında, atalarımızın dedelerimizin ortaya koyduğu destansı mücadele sonrasında yeniden kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni de bir asır boyunca rahat bırakmadılar. Kültürümüze, inancımıza, zenginlik olarak gördüğümüz farklılıklarımızı kullanmak suretiyle aramıza yaydıkları terör hareketleriyle bizi zayıf düşürmeye, geçmişimizi unutturmaya, tarihimizle olan güçlü bağlarımızı koparmaya çalıştılar ve kısmen başarılı oldular. Zaman zaman aziz milletimiz uykudan uyanır gibi şöyle bir sağına soluna bakmaya başladığında, darbelerle tekrar uyuttular. Bir asırlık süre boyunca dininden, inancından, imanından uzaklaştırmak için her türlü hileye başvurdular. Dindar Anadolu insanını, dininden uzaklaştırmak için, koparmak için, Fatihleri, Kanunileri, Yavuzları, Abdülhamitleri, Abdülmecitleri unutturmak için bin bir türlü yola başvurdular. Biliyorlar ki bu millet geçmişi ile zayıflayan bağlarını tekrar kurarsa, hitap ettiği gönül coğrafyasına yeniden seslenmeye başlarsa, yetim kalan ümmete yeniden öncülük ve liderlik yapmaya kalkarsa, onların üç asırdır sürdürdüğü sömürü araçları ellerinde kalacak. Bu sebepten dolayı üç yüz yıldır dünyanın her tarafını ve özellikle Müslümanların yaşadığı coğrafyaları kana buladılar” diye konuştu.

17-25 Aralık’ta PKK ve IŞİD’den farklı bir yapılanma aracılığıyla milletin iradesine ipotek koymaya kalkıldığını ifade eden Vali Erin, Gezi Parkı eylemleri ve benzeri olaylarla istikrarsızlık yaratılmaya ve istikrarsızlığın ülke geneline yaygınlaşmasına çalıştıklarını dile getirerek, “Daha önce 28 Şubat’la milletimizin inançlarıyla oynadılar. İrtica adı altında, sadece inancının gereğini yerine getirmeye çalışan Anadolu insanının ihtiyaçlarını, ilkel bir şekilde kısıtladılar, ellerinden aldılar, okullarından attılar, başını açmayan dindar kardeşlerimizi işlerinden ettiler, okullarından uzaklaştırdılar, üniversitelerde ikna odaları kurmak suretiyle tarihin en ilkel uygulamalarına başvurdular. Tüm bu uygulamalar, bir taraftan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yetersizliği olarak ifade edebileceğimiz bir durum, öbür taraftan da devlet eliyle zamanındaki yanlış uygulamalar sonucunda dindar Anadolu insanının gidecek bir kapısı, evladını teslim edebileceği emin bir yer olmamasındandı. Hepimiz biliyoruz ki, 28 Şubat sonrası FETO terör örgütünün en fazla Anadolu’dan dindar insanları devşirdiği dönemdir. Darbecilerle, dindar gibi görünen münafıkların amaçları aynıydı. Bu örgütün, Türkiye’de ve Türkiye dışındaki bir çok ülkedeki yurtları masum, temiz, dindar Anadolu çocuklarıyla doldu taştı. Anne babadan yeterli dini eğitimi almayan, okullarda da öğretemediğimiz Kur’an’ı, Allah’ı, ahiret inancını aktaramadığımız İslam’ı, FETÖ dediğimiz terör örgütünden öğrendiler, zehirlendiler. Bunun da muhasebesini yapmak lazım. Onların eline teslim ettiğimiz o çocuklarımızın bir daha o hile ve tuzaklara kapılmaması için almamız gereken önlemler üzerine düşünmek ve tedbirlerimizi bu çerçevede geliştirmemiz gerekiyor” dedi.

FETÖ terör örgütü elebaşısının 30 yıl önce yazdığı kitaplarda Allah ile görüştüğünü yazdığını, vahiy aldığını ifade ettiğini, Peygamber Aleyhisselamın okullarını ve kendisini ziyaret ettiğini ifade ettiğini dile getiren Vali Erin, “Takiyyeyi, o batıl inancının temel taşı haline getirmişti. Müslüman açıktır, Müslüman erkektir. Müslüman korkak değildir. Müslüman bir öyle, bir böyle değildir. Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kişidir. İnsanların ve bütün Müslümanların şemsiyesi altına sığındığı çekim yeridir İslam. İslam, Müslümanlar için de insanlık için de sulh adasıdır, barış adasıdır. Bunların başı da hile, sonu da hile. Başı da yalan, sonu da yalan. Başı tuzak, ortası fitne, sonu takiyye. Ama maalesef bunları ifade ederek küçümsediğimiz bu örgüte, Anadolu’da binlerce pırıl pırıl çocuklarımızı kattık. Kırk sene boyunca, bin yıldır kardeşçe, sırt sırta cenk etmiş, mücadele etmiş, Anadolu’ya birlikte girmiş, İslam’ın bayraktarlığını birlikte yapan on binlerce Kürt çocuğumuzu PKK’ya teslim ettiğimiz gibi. Elinden tutamadığımız, doğru yaklaşamadığımız, gerçekleri anlatamadığımız, merhamet ve insanca uçuruma sürüklenmekten alıkoyamadığımız on binlerce Kürt çocuğu, on binlerce dindar Anadolu çocuğunu bu terör örgütlerinin insafına terk ettik. Emperyalistlerin, Siyonist zihniyetine hizmet ettirir hale getirdik. Bu nedenle 15 Temmuz, muhasebe etme günüdür aynı zamanda. Her yıl dönümünde ve sonrasında bunun hesabını yapmak ve her birimiz bulunduğumuz noktada, bulunduğumuz görevde, sorumluluk yüklendiğimiz bütün vazifelerde bunu düşünerek çocuklarımızı, gençlerimizi geleceğe hazırlamak, iyi bilinçlendirmek, bu tür örgütlerin eline malzeme olmaktan bu gençlerimizi kurtarmak zorundayız. Bu, bizim bu memleket için en büyük vazifemiz, en büyük sorumluluk alanımızdır. Dersler çıkarıyoruz, çıkarmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Vali Erin, sözlerine şöyle devam etti:

Bugün, bu badireleri atlattıktan, Cenab-ı Allah’a şükrettikten sonra çevremizdeki büyük risklerin ve tehditlerin farkındayız. Doğu Akdeniz’den Irak’a kadar uzayan hatta yuvalanan terör örgütleri ve emperyalist zihniyetin öncüleri var. Birlikteler. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği, S 400’leri alma konusunu sıkıntılı hale getiren fitne ve fesatlarına karşı uyanık olmamız, bunların fitne fesatlarına karşı birlik olmamız ve her türlü çıkarı bir tarafa bırakarak birbirimize kenetlenmemiz gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Tehlike ve tehdit yakındır. Bu millet, Allah’ın izniyle atlattığı badireleri bugün de karşılaşabileceklerini aşabilecek güçtedir, kuvvettedir. Tarih boyunca bizler misyonumuz ve temsil ettiğimiz duruşumuzla dünyanın ruhu ve merkezinde olmayı başarabilmiş bir milletiz. Türkiyesiz dünya dönmez. Bu millet olmadan tarih yazılmaz. Bu millet olmadan medeniyet inşa edilmez. Büyük iddiadır evet, gerçektir. Çünkü biz bin yıl boyunca dünyaya barışı, sulhu, adaleti hediye etmiş bir medeniyetin temsilcileriyiz. Bu milletin tekrar dünyanın ruhu, yeryüzündeki tüm mazlumların umudu olmayı başarabilecek bir kudrete ve yetkinliğe sahip olduğunu, samimiyetle bir kez daha bu milletin bir evladı olarak ifade ediyorum. Yeter ki birbirimizi sevelim. Yeter ki birbirimizi kucaklayalım, birlikte hareket edelim, bir olalım, birlikte olalım, daha güçlü olalım.

İçerideki işler, Türkiye’deki ekonomik siyasi ilişkiler devam eder gider. Ama bizim önümüzde çok daha büyük idealler, çok daha büyük hayaller var. Bir taraftan dünyanın ruhu, mazlumların umudu iken diğer taraftan da birilerinin kâbusuyuz. 15 Temmuz’un ortaya çıkış sebebi de budur. Darbe teşebbüsleriyle, 17-25 Aralık’la, en son 15 Temmuz ile Türkiye’nin yeniden kendine gelişi, ekonomik değişimini tamamlamaya başlaması, gönül coğrafyasına seslenmesi, Somali’den Miammar’a, Filistin’e kadar ve Cumhurbaşkanımızın Davos’ta İsrail Başbakan’ına verdiği uyarıyla başladı. Biz varız dedi. Herşey ondan sonra değişti. Emperyalizm, gelmekte olduğumuzu gördü. Ekonomik gelişim içine girdiğimizi anladılar. Terörle bu milleti yıkamayacaklarını gördüler, öğrendiler ve bir olup 15 Temmuz’u ve devamını getirmeye çabaladılar, çalıştılar, gayret ettiler.

Hiç umutsuz olmayacağız değerli kardeşlerim. Allah’tan ümidimizi hiç kesmeyeceğiz, çünkü ümidini kesenler zaten yaşamayanlardır. Ama biz büyük tarihimize, büyük medeniyetimize, ideallerimize gönülden bağlıyız ve onun için ayaktayız ve yaşıyoruz. Dünyevi meseleler için değil. Fatiha Suresi’nde ifadesini bulan, ‘İyyake na’budu ve iyyake nestein’ hayatımızın özeti budur, sadece ve sadece Allah’a ibadet eder ve sadece ondan yardım dileriz.

Konuşmasının sonunda, 15 Temmuz şehitlerini ve tarih boyunca canlarını bu ülke için feda eden şehitleri rahmetle anan Vali Erin, “Onların o büyük kahramanlığı ve cesareti önünde saygıyla, hürmetle eğiliyoruz. Cenab-ı Allah’ın bizi, onların şefaatine mazhar eylemesini diliyoruz. Yine ortaya koydukları büyük kahramanlık ve cesaretle bizleri hür ve bağımsız olarak bugünlere ulaştıran gazilerimize de şükranlarımızı iletiyor, hayırlı, sağlıklı, uzun bir ömür diliyor, dualarını bekliyoruz. Yine bu gece, bu saate kadar bu kadar konuşmayı sabırla dinleyen siz kardeşlerime, Şanlıurfalı tüm hemşehrilerimize saygılarımızı, hürmetlerimizi iletiyor, dualarını beklediğimizi belirterek hepinizi Allah’a emanet ediyorum” dedi.

Başkan Beyazgül: Gençlerimiz Ebabil Olup Tankların Karşısında Durdu

Programda bir konuşma yapan Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül de, Türkiye’nin her zaman birlik içerisinde geleceğe doğru yürüyeceğinden emin olduklarını söyledi. Başkan Beyazgül konuşmasında, “Öncelikle 15 Temmuz şehitlerimizi, Çanakkale Şehitlerimizi, Bedir Şehitlerimizi vatanı ve milleti uğruna canlarını hiçe sayan tüm şehitlerimizi minnet ile yâd ediyoruz. 15 Temmuz gecesinin kahramanları sizlersiniz. Destan yazan sizlersiniz, mekana ve zamana ayrı bir anlam kattınız. O gece garnizonun karşısında yerinizi aldınız, tankların çıkış yerine okçular tepesi dediniz. Abide kavşağına Bedir Kuyuları dediniz ve bizim bulunduğumuz AK Parti binasına karargâh dediniz ve Rabia Meydanına kadar sel olup aktınız. Karanlığın en kuytu zamanında bile yerlerinizi terk etmediniz. Darbe kalkışmasının ikinci, üçüncü günü gözbebeğimiz olan Tugayımıza sızan FETO’cular haber gönderdi ve vatandaşlarımız asil duruşu karşısında Tanklarımızı teslim etmeye hazırız dediler. Darbede millete diz çöktürmek isteyenler kendileri diz çöktüler. O gecelerde sabahlara kadar meydanlarda bayrak sallayan nineler gördük. O gece gençlerimiz biz varken darbe olmaz dediler. Yine gençlerimiz acaba görevimizi tam yaptık mı diye soruyorlardı. O gece bizim insanlarımız ebabil olup tankların karşısında durdular. O güzel yürekli insanlar çeliği büktüler.  Çünkü tek millet, tek bayrak ve tek vatan için bu millet ‘Vatan Sana Canımız Feda’ diyen insanlar, bunun sözde olmadığını gerçek olduğunu ortaya koydular. Türkiye’de yaşayan kardeşlerimiz, vatanı böldürmediler, ezanı susturmadılar ve bayrağı indirmediler. Bugün aynı kararlıkla devam ediyoruz. Bu vatana göz dikenler şunu bilmelidir ki, 82 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı şehadet için sıraya dizilmişlerdir. İhanet şebekeleri bunu bilsinler ki yaptıkları her oyunun ve tuzağın karşında duracağız. Siz bir tuzak kurarsınız, Allah’ta sizlere tuzak kurar.

Peki bunların A planı başarısız oldu şimdi B planı olan algı oyunları ile milletin sevdiği, takdir ve itibar ettiği kişileri sahte yazılar ile algı operasyonlarıyla nasıl karalarız sorusu içerisindeler. Ama inşallah bunda da mağlup olacaklar ve gerçek algıyı yenecektir. Teröründe sonuna geldiğimiz bu günlerde Allah’ın izni ile bu milleti hiç kimseler engellemeyecektir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ifade etti; Bir takım zorluklar içerisinden geçerken ateş çemberi içerisinde bulunan bu güzel ülkemiz kendini koruyacak silahlara ve silah sanayisini temin edecektir. Biz bir Osmanlı bakiyesiyiz, dış güçler ve zalimler saldırırken Osmanlının uç sınırlarından başladılar. Ve sıra Anadolu’ya geldi ama her kuşun etinin yenmeyeceği anlaşıldı. Defalarca Anadolu’dan püskürttüğümüz bu haçlıların içimizdeki bakiyelerinin nasıl savrulduğunu hep birlikte gördük. Kararlılıkla duruyoruz, bunu bilsinler ki bu millet ileriye doğru giderek şahlanacak. Ezanları susturan darbelere karşı darbeleri durduran ezanlar okunmaya devam edecek Allah’ın izni ile. Biz büyük bir milletiz, ayrı ve gayrımız yok. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız ve hep birlikte Türkiye olmaya devam edeceğiz. Tüm katılım gösteren kardeşlerime saygılar sunuyorum” diye konuştu.

Program, gece saat 00.13’te tüm camilerde ve programın gerçekleştiği alanda selaların okunmasının ardından sona erdi.