UTANGAÇ, İŞSİZ VE GURURLU BİR GENÇ
"Evliyim, üç çocuğum var, evim kira...işsizim..." dedi, yutkunarak.
Yüzyüze tanışmıyoruz. Soysal medyadan uzun zamandır beni takip ediyordu. Seviyeli paylaşımları gözüme çarpıyordu Erhan'ın.
Bir gün messenger'dan mesaj attı;
-Selam aleyküm hocam, nasılsınız?
-Ve aleyküm selam Erhan kardeşim, teşekkür ederim, sen nasılsın?
-Hocam numaranızı yazar mısınız?
Yazdım numaramı. Aradı, hal hatır sorduktan sonra, beni görmek, tanışmak istediğini söyledi. Olur dedim. Kıymetli bir dostumla birlikte gittik. Bir yerde buluştuk, sohbet ettik. Çok saygılı, edepli bir genç. Henüz otuz yaşlarında. Yanımda sigara içmekten bile haya ediyordu. Mert bir delikanlı, saçları ve sakalları uzamıştı, belli ki traş olacak parası yoktu. Ayakkabıları da eskimişti. Üstünde ki elbiseleri temiz ama eskiydi. Ucuz bir tütün çıkardı çantasından, ikram etti. Kullanmıyorum deyince, utandı o da içmek istemedi. Arkadaşım sigarasını çıkardı ikram etti. Zorla ikna ettik, ısrar edince arkadaşımın sigarasını aldı, utanarak içti.
Kültürlü, kitap okuyan, şiire, edebiyata meraklı ancak fakirlik, işsizlik belini bükmüştü...
"İlçede oturuyorum, Urfa'da bir iş bulursam Urfa'ya gelirim. Nerede iş bulsam oraya giderim..." dedi. Benden iş konusunda yardım istedi. Bir fabrikada halkla ilişkiler müdürü olan bir tanıdığım vardı. Ona gönderdim. Çok sevindi. Ayrılırken ellerime sarıldı, öpmek istedi. Utandım, zorla çektim elimi, öptürmedim.
Bu ülkede yalnız bir işsiz Erhan yok. Nice işsiz, umudunu yitirmiş ve yitirmek üzere olan, Erhan'lar, Mehmet'ler Ayşe ve Sibel'ler var.
Bu dünya, durmadan insanları öğütüyor. İnsan değeri yok, hele fakirsen adeta boşuna yaşıyorsun bu dünyada. Şair Muhlis Akarsu'nun dediği gibi;
"Ne deyim ki dünya senin halına
Gayrı bakılacak yüzün kalmamış
Bölüşmüşler servetini malını
Bir yara saracak bezin kalmamış
Yalancılar sarmış dört bir yanını
Fakirler görmedi bir tek gününü
Kimse kurtaramaz senden canını
Ne bir tadın ne de tuzun kalmamış
Bu günlerde zalımların çoğaldı
Dolu vurdu dört bir yana dağıldı
Dalgıçların kuru çayda boğuldu
Yorulmuşsun eski hızın kalmamış
Akarsu dünyada bir tek bir kişi
Gün gelir ki birden batar güneşi
Beğendin mi dünya yaptığın işi
İnsanlara karşı hazzın kalmamış"