Urfalı bilim adamları: Yâkûb b. Sâbir b. Berekât el-Mıncenîkî
Şanlıurfa tarihte bir çok bilim adamı yetiştirmiştir. elbette bazılarını toplum tanıyor ama bazı alim-bilim insanımız ile ilgili yeterince bilgiye sahip değiliz. bunlar ile ilgili siz değerli okuyucularımıza bundan böyle ara ara bu isimleri tanıtacağız. bunlardan ilki Harranlı Yâkûb b. Sâbir b. Berekât el-Mıncenîkî'dir..
Harranlı Yâkûb b. Sâbir b. Berekât el-Mıncenîkî kimdir?
Ebû Yûsuf Yâkûb b. Sâbir b. Berekât b. Ammâr b. Ali b. Hüseyn
b. Ali b. Havsere, el-Harrânî el-Asîl (ıbn şi'âr, Yz. 2323, X/144b; İbn
Kesir, 1988, XIII/125; İbn İmâd, 1350, V/120; Zerkeşî, 1966, III/364).
Mıncenîkî'ye yaşı sorulurken: "Pazartesi, gündüz kuşluk vaktinde, 4
Muharrem h. 554 (26 Ocak 1159) senesinde dünyaya geldim" cevabını
vermiştir.
Küçük yaşta, âilesiyle birlikte Harran'dan ayrılarak Bağdat'a
yerleşmiş ve burada Abbasî ordusunda, önce nefer olarak çalışmış sonra
çeşitli silahlarda ustalık göstermiş ve özellikle de kale döğer mıncanıklar
konusunda uzmanlaşmıştır. Bu mesleğindeki başarısından ötürü bir
şöhreti de Mıncenîkî olmuş, künyesi ise Necmuddin'dir. Bu Harranlı aynı
zamanda iyi bir şairdi. Bu da onun askerî disiplin ve eğitimi yanında
edebî öğretim aldığını göstermektedir. Yine meşhur tarihçi ve bir şair
olarak tanınan ıbn Dübeysî; Ebû Abdullah Muhammed b. Sa'îd; Hâfız
Ebû Sa'd Abdulkerim b. Sem'ânî'nin tarihine bir zeyil olarak yazdığı
102 Necati AVCI /Urfa ve Yöresinde Yetişmiş Olan Bazı Bilim Adamları
kendi tarihinde; bu Harranlıdan bahsetmektedir. Sem'ânî ise tarihini,
Hâfız Ebû Bekr Ahmed b. Ali b. Sâbit Bağdâdî'nin "Tarih Bağdâd"ına
zeyil olarak yazmıştır.
Dübeysî, eserinde şöyle bir kayıt düşmektedir: "Anılan Yâkûb,
mesleğinde diğerlerinden çok üstün ve usta idi. Yani mıncanık ve bu
âletle ilgili konularda çok yetenekli idi. Bunun yanında erdemli bir
edebiyatçı ve şair idi. Hadisçi Ebû Muzaffer b. Semerkandî ve Ebû
Mansûr b. şatrancî'den, bir süre hadis dersleri bile almıştır. Mıncanîkî'nin
bazı şiirleini bizzat kendisinden duymuştum" (İbn şi'âr, Yz. 2323,
X/148a).
Mıncanîkî'ye yaşı soruluca : "Pazartesi, gündüz kuşluk vaktinde, 4
Muharrem h. 554 (26 Ocak 1159) senesinde dünyaya geldim" demiştir.
ıbn Dübeysî gibi başkaları da onu şöyle anlatmaktadırlar: "ıbn
Sâbir Mıncenîkî, hayata atılırken başlangıçta bir asker idi. Bağdat'ta
mıncanık üzerinde eğitim gördü. Kılıç ve kalem edebiyatı ile silah yapımı
ve spor'a da düşkündü. Bu hünerlerinden ötürü de bu alanlarda şöhret
buldu. Nitekim az bir zaman içinde, mıncanık ustalığında kimse onunla
boy ölçüşemez oldu. Mıncanık âleti ile ilgili bir kitap yazarak adını
"Umdet es-Sâlik Fî Siyâset el-Mesâlik" koydu; ancak bu eserini
tamamlayamadı. Eserde; savaş durumları, lojistik işleri, sınır kapıları ve
şehirlerin fethi, savunma stratejisi, binicilik, harp mühendisliği,
savunmaya karşı direnme yolları, kuşatma yolları, meydan tatbikatı, savaş
taktikleri, silahların bakımı, savaş âletleri yapımı, at cinsleri ve
özelliklerini; anlatmaktadır. Yazar bu eserini bölümlere ayırarak, bu bölümleri de ayrıca bablar şeklinde tertip etmektedir. Bu babların her biri,
ayrıca fasıllara ayrılmaktadır" (İbn şi'âr, Yz. 2323, 144a).
Mıncanîkî yukarıdaki özellikleri yanında, tatlı dilli, yumuşak
huylu, nüktedan, onurlu, mütevazi, güler yüzlü ve sessiz sakin biri idi.
Bütün bu yönleri ile beraber Mıncanîkî; iyi derecede şiirleri, ilginç
anlamlı ifadeleri olan, şiiri hece vezninde yazan bir özelliğe de sahipti.
şiirlerini özet bir eserde toplayarak adını "Meğâni'l-Me'ânî" koymuştur.
şiirlerinde halifeleri övmüştür (İbn Hallikan, 1948, VII/36).
Dübeysî sözüne şöyle devam etmektedir: "O hayatta iken haberleri
sürekli olarak bize ulaşıyordu. Rivayetçiler onun şiirlerini, yaptığı
mıncanıkları ve yaşadığı olaylar hakkında yazdığı, sanatlı ve akıcı
şiirlerinden bahsediyorlardı. O Bağdat'ta iken biz Erbil şehrinde idik. Her
Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Cilt: 3 Sayı: 1 Haziran 2002 103
iki şehir de komşu sayılır. Ancak onun haberlerini ve söylediği şiirleri
kısa sürede duyuyorduk. Ben onun şiirlerine düşkün ve üslubuna hayran
oluyordum. Onun dostları ve ondan bilgi nakleden pek çok kimseyle
biraraya gelerek tanıştım. Bunlardan biri Musullu mütercim olarak
tanınan, dostumuz şeyh Afifuddin Ebu Hasan Ali b. Adlan'dır.
Mıncanikî'nin pek çok şiirini bana, bu Musullu aktarmıştır" (ıbn şi'âr, Yz.
2323, 149b). Dübeysî yine onun bazı şiirlerini naklederek, bunları
kendisinden önce kimsenin söylemediğini de iddia etmiştir (İbn Şi'âr,
Yz., 2323, 149b).
İbn Sâbir, şiirlerinde çok nadir anlamlar kullanmaktaydı. Makâmât
sahibi Harîrî de (Komisyon, 1966, 190)1
, İbn Sâbir'in benzer ifadelerini
14. makâmâsında kullanmış ve şöyle demiştir: "Yeşil yaşam tozlandığından beri, sarı sevgili solgunlaştı; ak günüm karanlıklaştı, siyah
zülfüm kırlaştı; öyle ki, mâvi düşman bile benim halime acıdı; keşke
bunların yerine kızıl ölümü görseydim" (Harîrî, 1873, 125)2
.
Mıncenîkî'den sonra gelen bazı şairler onun kullandığı anlamları
türetmiş ve yeni şiirler yazmışlardır. Şerh el-Makâmât'ın sahibi (İbn Ebi
Usaybi'a, 1981, III/31), Halep'te ikamet eden Kemal Ebu Muhammed b.
Kâsım Vâsıtî'nin yazdığı şiirleri de örnek olarak göstermektedir.
İbn Sâbir, Bağdat'ta 28 Safer gecesi h. 626 (29 Aralık 1229) yılında
vefat etmiştir. Cuma günü Bağdat'ın batısında bulunan Yeni Mezarlıkta,
Musa b. Cafer olarak tanınan yatırın kapısında defnedilmiştir. Mıncenîkî
lâkabı (Cevâlîkî, 1961, 305) İbn Sâbir'e; yapım ve kullanımında
ustalığından dolayı mıncanıka nisbetle kendisine verilmiştir. Kendi
anlatımına göre; mıncanık, taşınabilir, seyyar harb âletlerinden sayılır.
Çoğulu Arapça "Mecânîk" olarak geçer.
İbn Kuteybe, "el-Ma'ârif" (İbn Kutuybe, 1960, 554), Ebû Hilal elAskerî ise "el-Evâ'il" adlı kitaplarında; mıncanıkı ilk yapanın; o sıralarda
Hîre memleketi ve Arapların sultanı olan, Cüzeyme el-Abraş'tır. Vâhidî
ise, tefsiri "el-Vasît"te, Enbiyâ suresinde; müşrikler İbrahim el-Halil'i
(as.) ateşte yakmaya karar verince onu nasıl fırlatacaklarını bilememişler,
iblis de onlara mıncanık yapımını göstermiştir.
Kaynak: Necati Avcı / Dergipark