URFA’DA EMLAKÇI OLMAK-2
Dünden Devam…
Velev ki böyle bir durum olmadı temelden alınan daire teslimi geldiğinde ise Müteahhit dairede eksiklikler yapmışsa yine muhatap emlakçıdır. Emlakçı ikisi arsında tabiri caiz ise mekik dokuyor.
Birde zamanında teslim edilemeyen daireler var ise tam bir çıkmaz sokak emlakçının başına gelmeyen kalmıyor. Alıcıya sabır etmesi, satıcıya da hızlandırması için yalvarmak yakarmak durumunda kalıyor. Emlakçı tedbir olarak satıcının bir kısım parasını yanında tutmuşsa o zaman geciken aylar kadar kira ücreti kesmek zorunda kalıyor. Yoksa alıcı ile karşı karşıya kalabiliyor. "Tabi bu durum her Müteahhit ve her alıcı böyledir anlamına gelmesin demek istediğim böyle durumlar olabiliyor."
Kastım kimseyi kötülemek değildir. Diyelim ki üç yıl önce bir daire satışına aracı oldunuz logar tıkanmış daire sahibi sizi arıyor. Veya musluk bozulmuş yâda baca tıkanmış yine emlakçı aranıyor. Bu durumları bizzat ben emlakçı olmamdan dolayı yaşadım yaşıyorum. Bir defasında ev sahibi bayan aradı evime cardon faresi girmiş dedi. Siz olsaydınız nasıl bir cevap verirdiniz? Maalesef Emlakçılar böyle durumları yaşıyorlar.
Kiralarda durum daha zor özellikle Suriyelilere daire kiraya verdiyseniz zararı peşinen kabullenmiş olursunuz. Çünkü şayet depozito alınmazsa, mutlaka elektrik ve su borcu bırakıp giderler. Giderlerken haberiniz bile olmuyor birde cebinizden anahtar yaptırırsınız. Oda elektrik ve su borcunun üzerine tuzu biberi gibi olur. Bu durumu ben yaşadım. Suriyeliler ilk geldiklerinde merhamet duygumuz ağır basmış ve acımıştık komisyon bile almadık ama gittiklerinde biri bin sekiz yüz başka biri de bin iki yüz TL borç bırakıp kaçtılar. Helal ettim fakat olan Suriyelilere karşı merhamet duygularıma oldu…
Bunları yaşayan biri olarak yazıyorum ve dile getiriyorum ki belki yetkililer önlem alırlar inşallah. En büyük sorun ise kayıt dışı olan korsan Emlakçılık yapanlardır. Bunlardan ayakçısı, fırıncısı, bakkalı, kasabı, manavı, kısaca her kesimden belgesi olmayanlar var. Ondandır ki buradan yazmak istemediğim çok sorun yaşanıyor. Bu anlamda ŞUTEM'İN elini güçlendirecek tedbirler alınmalıdır ve odamızın yaptırım gücü oluşturulmalıdır. Aksi halde bu durum böyle devam eder…
Özellikle büyüyen konut sektörü ve yabancılara yapılan satış oranlarının artması sektörde düzenleme beklentisini de artırdı. Bir masa bir kasa ile emlakçılık yapılmaz. Emlakçılık sektörü hali hazırda 2004 yayınlanan ve sadece eğitimi zorunlu kılan bir tebliğe tabi. Denetim yetkisi Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nda. Fakat denetim mekanizması yetersiz kalıyor. Bu da çok fazla sayıda "emlakçının mağdur olmasına yol açıyor." İnşaat ve emlak piyasasının en disiplinsiz en çok suiistimal yaşanan sektör konumuna geldiğini" hep birlikte müşahede ediyoruz. Mutlaka hukuki bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Ev satın alımlarında en çok kafa karıştıran problemlerden biri de net-brüt alan meselesidir. Şehre ve projeye göre değişiklik gösteren metrekare hesaplarında sonrasında hayal kırıklığına uğramamak için bilinçli tüketici olmak gerekiyor.
Peki, bilinçli bir tüketici olmak için ne yapmak gerekiyor? Öncelikli olarak, almaya niyet ettiğiniz konut fiyatının doğru olup olmadığını öğrenmek için evin net metrekaresini bilmeniz gerekiyor. Bir evin net ölçümünde, duvarlarının içinde kalan net alanlar olarak hesaplanır. Odalar, salon, tuvalet, banyo, mutfak, balkon gibi kullanım alanlarının tamamıdır. Bir evin brüt ölçümünde ise içinde, bulunduğu kattaki merdiven ve havalandırma boşlukları, asansör varsa asansör boşluğunun kapladığı alan yer almaktadır. İşte ortaya çıkan bu ölçüm farkı; ev satın alırken brüt ile net metrekareye göre hesap yapma zorunluluğunu da ortaya çıkarmaktadır.
Başarılı bir Emlakçı nasıl olmalı; Doğru hedef kitleye doğru ürün konseptini sunan,
Doğru konumu doğru proje konseptiyle birleştiren, Yenilikçi, Kaliteyi en iyi şekilde sunan, Müşterileri için kar oluşturabilen, Prestij ve artı değer kaynağı olan, Müşteriye beklenenin ötesinde bir yaşam kalitesi sunmakla mümkündür. İnsanlar, mekânlar, çalışma koşulları, çalışma teknikleri, sürekli değişime uğrayacaktır.
Değişime ayak uydurmak sağlıklı çalışmanın temeli olacaktır. Değişim, gelişmeye yol açabileceği gibi sancılı da olabilir. Bunun için yapılacak olan değişimlere ayak uyduracak eğitimleri almaktan kaçınılmamalıdır. Müşterilerin istekleri de zamanla değişime uğrayacaktır.
Geçirdiği değişime uyum sağlayan ya da değişimi kabul eden kişiler başarılı bir iş hayatı sürdürecektir. Değişikliklerden korkmayın. İş yaşamındaki değişiklikler bir dönem her şeyin yerli yerine oturması için kendinize vakit tanımanız anlamına gelir.
Hiçbir şey için "BENİMDİR" deme! Sadece deki: "YANIMDADIR!" Çünkü ne "ALTIN" ne "TOPRAK" ne "YAŞAM" ne "ÖLÜM" ne "SEVGİLİ" ne de "KEDER" daima SENİNLE KALMAZ!!!
Selamla kalın selamette kalın.