Urfa’da Emlakçı Olmak-1

Urfa’da Emlakçı Olmak-1

Bu yazıyı yazdığım için Emlakçılık ve Müteahhitlik yapan çok arkadaş bana kızacak belki ama bizim görevimiz gerçekleri yazmaktır. Son dönemlerde işi olmayan veya emekli olanlarının çoğunun yapmaya çalıştığı emlakçılık ilimizde ŞUTEM (Şanlıurfa Tüm Emlakçılar Odası) bulunmasına rağmen kayıtlı olup bu işi resmi anlamda yapanların sayıları 4/1 oranındadır. Diğerleri korsan olarak yarım yamalak bu işi yapmaya çalışıyorlar. Ve bu kesimin düzenledikleri sözleşmelerin resmi bir özelliği bulunmamakla beraber ciddi sorunların oluşmasına sebep olmaktadır. Devlet ise bu duruma göz yummaktadır. Bir ara konuyla ilgili kanun çıkarılması için çalışmalar oldu hatta meclise gönderildi denildi ama rafa kaldırıldı sanırım. Bu durum kayıtlı olan vergisini ve oda aidatını ödeyen emlakçılara haksızlık olduğu kanısındayım. Şimdi asıl konumuza dönelim. Urfa’da emlak işi yapmak gerçekten çok zor ve sorumluluk isteyen bir iştir. Aynı durum Müteahhitlik yapanlar için de geçerli biraz parası olan bir kısım insanımız anlamadıkları halde bu işe soyundular fakat altından kalkamayıp bir kısmı bıraktı bir kısmı da halen devam ederek öğrenmeye çalışıyorlar. Ne diyelim Allah muvaffak eylesin inşallah.

Önemli konulardan biri de çarpık kentleşmedir. Bu durum Emlakçı esnafını çok zor durumda bırakmakla beraber satışı yapılan evlerin çoğu geri dönüp satışın iptal edilmesine kadar gidiyor. Ne yazık ki ilimizde çarpık kentleşme halen devam etmektedir. Bu konu tamamen belediyelerin İnisiyatifi’nde ve insafına bırakılmış. Halbu ki çarpık kentleşmeyi ve gelişigüzel betonlaşmayı önlemek, çağdaş ve modern şehirler kurmak için, Bayındırlık ve iskân müdürlüğü, çevre şehircilik yetkilileri ile belediye imar müdürlüğü iş birliği yaparak önlerine gelen projeleri çağdaş ve en azından otopark alanları olmayan yapılara izin verilmemesi gerekir. Yani üçlü bir mekanizma olması gerekir ki yanlış yapılmasın. Yoksa sadece belediye’ye bu işi bırakırsanız durum şimdi ki gibi olur. Kısaca bu üç kurumun izni alınmadan projelere izin verilmemelidir. Van depremi sonrası bir uygulama başlatıldı. Yapı kontrol diye bir mekanizma kuruldu. Bu mekanizma ilk kurulduğu zaman çok iyi sonuçlar elde edildi ve kaliteden ödün verilmedi. Sonra ne olduysa yapı denetim devre dışı kaldı eski sisteme dönüldü. Yani eski hamam eski tas misali…

Nihayet Yeşil direk mahallemizde kentsel dönüşüm başladı hayırlı olsun. Darısı diğer mahallelerimize olsun inşallah. Özellikle kenar mahallelerimiz olan, Süleymaniye, Yavuz Selim, Bağlarbaşı, On ikiler, Eyyübiye, Şıh Maksut, Top dağı, Yakubiye, Kırk Mağara, Paşa bağı, (eski ismi sinekli) Halepli bahçe, Dede Osman, Hızmalı, Akabe, Direkli ve Devteyşti mahalleleri için kentsel dönüşüm şart. Çünkü bu mahallelerimizde çok eski yapılar avlulu (kargir) tipi bitişik evler genelde 2 oda bir salon olarak yapılan evlerdir ve çoğu kolonsuz olmalarına rağmen iki hatta üç katlı olanlar bile var. Ancak bu durum çok tehlikelidir. En ufak bir sarsıntıda Allah muhafaza can ve mal kaybına yol açması kaçınılmaz olur.  Ve kentin genel görünümünü de bozmaktalar. Uzaktan veya yukarıdan bakıldığı zaman bu hemen fark ediliyor. Kısaca SİT alanı olmayan mahallelerimizin modernize edilmesi günümüz şartlarında zorunlu hale gelmiştir.  

Özellikle Urfa’da emlak alım satımı yapılırken komisyon vermemek için alıcı ve satıcı kendi aralarında anlaşmak istiyorlar. Fakat bu tarafların birbirilerini tanımamaları sonucunda maddi anlamda sıkıntılara sebebiyet vermektedir. Örneğin bir dairede bir emlakçının brandası asılı ev yâda daire almak isteyen kişi çat kapı yapıp eviniz satılık mı? Diye soruyor evet cevabını alınca, eve bakılıyor ve pazarlık başlıyor. Emlakçı devre dışı bırakılıyor. Bir süre sonra eğer ev sahibi vicdanlı ise emlakçının brandasını getirip evi satmaktan vazgeçtiğini söylüyor. Bazı ev sahipleri ise emlakçının parayla yaptırdığı brandayı çöpe atıyor.       

 Aynı zamanda ilimizde alıcı ve satıcıdan resmi olarak beyan edilen % 2 oranında alınması gereken komisyonun ancak %1 i alınabiliyor. Bu miktarı bile çok bulanlar var. Çünkü gayrimenkul alanların bir kısmı yatırımcı diğer bir kısmı ise evi olmayanlardan teşekküldür. Onun için her alıcı ve satıcı komisyondan kırpmaya çalışıyor. Aldığı daireye onca parayı seve seve verirlerken, verdikleri komisyon zorlarına gidiyor. Ama en ufak bir olumsuzluk olduğunda ise emlakçının yakasına yapışiyor. Yatırımcı olanlar daha fazla kar etmek ve ucuza almak için temelden daire almak istiyorlar. Bu durum ise emlakçı için çok büyük risktir. Allah muhafaza müteahhide olumsuz bir şey olursa yatırımcının muhatabı olan emlakçıyı bilir ve ödediği parasını karı ile birlikte tahsil etmeye çalışacaktır. Şayet emlakçının parası yoksa sonu çok vahim hatta ölüm bile olabiliyor. Allah hiçbir emlakçı arkadaşımıza böyle durumlar yaşatmasın inşallah. Devamı yarın…