Urfa Medyası Büyük Bir Değerini Kaybetti: İbrahim Toru Vefat Etti

Şanlıurfa'nın önde gelen iş adamlarından, siyasetçi ve Kanal Urfa Televizyonunun Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Toru Koronavirüs'ten dolayı vefat etti.

Urfa Medyası Büyük Bir Değerini Kaybetti: İbrahim Toru Vefat Etti

Şanlıurfalı İş Adamı İbrahim Toru Coronavirus’ten dolayı Gaziantep'te tedavi gördüğü özel hastanede vefat etti.
Şanlıurfalı İş Adamı ve Kanal Urfa TV yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Toru (44),  11 Eylül tarihinde Coronavirus testinin pozitif çıkması üzerine Şanlıurfa Balıklıgöl Devlet Hastanesinde tedavi altına alınmıştı.

Sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine Gaziantep’te özel bir hastaneye sevk edilen Toru, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. 

Gaziantep'te bugün sabaha karşı hayatını kaybeden İbrahim Toru'nun naaşı bugün Şanlıurfa'ya getirilecek. TORU Ailesi Merhum İbrahim Toru'yu Eyyübiye Camii Haziresinde defin edilmersini talep ediyor.

Şanlıurfa medyasıda önemli bir yeri olan, Siyaset dünyasında da bir dönem Milletvekili adayı, AK Parti il başkan yardımcılığı gibi görevlerde bulunan İbrahim toru'nun hayatını kaybetmesi Urfa medyası ve siyaseti açısından büyük bir kayıp oldu.

Balikligol.com ailesi olarak Meslektaşımız İbrahim Toru'ya rahmet dilerken, tüm sevenlerine ve ailesine sabrı cemil niyaz ederiz.

İbrahim Toru kimdir?

 İbrahim Toru 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi, Adalet ve Kalkınma Partisi Şanlıurfa Bölgesi, 11'nci sıradan millet vekili adayı oldu.  Şanlıurfa’da doğdu. Ticaretle uğraşan İbrahim Toru aynı zamanda Şanlıurfa’dan ulusal yayın yapan Kanal Urfa’nın kurucusudur. AK Parti'nin kurucuları arasında yer alan Toru, 3 dönem AK Parti İl Başkanlığı yönetiminde yer aldı. Birçok sivil toplum kuruluşunda üyeliği bulunan İbrahim Toru iyi derecede Arapça biliyordu.

Toru'nun vefatı Şanlıurfa'da üzüntüye neden olurken, Eğitimci yazar Mehmet Sarmış, Torunun vefatı üzerine şu satırları paylaştı.

BİR GÜZEL İNSAN: İBRAHİM TORU
İnsan inanamıyor ama o da ölmüş. 
Çok zor şartlardan gelip belli bir varlığa sahip olduktan sonra da başı dönmemek, kibre düşmemek kolay değildir.
Şu zamanda elinde bir televizyon kanalı olup da bunu tehdit ve şantaj aracı olarak kullanmamak da her yiğidin harcı değildir.
O böyleydi.
Hep nerden geldiğini bildi, bunu her fırsatta ifade etti.
Eğitim açığını kabul edip birkaç üniversite bitirerek kapatmaya çalıştı. 
Hep alçak gönüllü, hep mahcup, hep mütevazıydı.
Hep güler yüzlü, tatlı dilliydi.
İnançlıydı. Güzel ahlaklıydı.
Kazandıkça hırsa kapılıp daha çok kazanmak için yanlış yollara tevessül etmedi. Hep vermeyi tercih etti.
Ve büyük bir hayırseverdi. Fakir fukara için yaptığı yardımları erbabı bilir.
Eğitim öğretime yaptığı katkıya ise bizzat ben şahidim. Kendisine yardım için çok sayıda anasınıfı öğretmeni başvururdu. Hiçbirini geri çevirmezdi.
Çok sayıda köy öğretmenini ben kendisine yönlendirdim, hiç mahcup etmedi.
Hastalığını duyduğumdan beri dua ediyordum. Takdir-i ilahi bu kadarmış. Bize de teslim olmak düşer.
Ben onun inancına, ahlakına, hayırseverliğine şehadet ederim. Bu yazıyı da bu vesile ile yazıyorum.
Allah gani gani rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.
Kıymetli bir evladını kaybeden Urfalıların başı sağolsun.