"Türkiye'de uyuşturucu kullanımı 15-30 yaş aralığında"
Türkiye'de uyuşturucu madde kullanımının 15-30 yaş aralığında olduğunu belirten uzmanlar, özellikle gençlerde son dönemlerde sentetik uyuşturucu olan 'Bonzai' bağımlılığının arttığına dikkat çektiler.
Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatrist Uzman Dr. Mustafa Çelik, son zamanlarda gençler arasında sıkça kullanılan sentetik uyuşturucu madde olan ‘Bonzai’ hakkında açıklamalarda bulunarak, gençlerin bu zehirden olabildiğince uzak durması gerektiğini belirtti.
Bonzai’nin son yıllarda özellikle gençler arasında hızla yayıldığını belirten Çelik, “Özellikle gençler arasında yayılan, bağımlılık yapan Bonzai, sahte ot, K2, Jamaika gibi sokak isimleriyle bilinen sentetik kannabinoid, ciddi yan etkileri ve zararları olan bir uyuşturucu türüdür. Üreticileri tarafından içeriğindeki bileşenler sürekli olarak değiştirildiğinden sentetik kannabinoid olarak piyasada satılan maddelerin farmakolojik profillerinin saptanamıyor olması sağlık sektörü için ciddi tehlike yaratmaktadır. Kullanıcılar tarafından bilinen Bonzai ismi nedeniyle zararsız olduğuna dair oluşturulan yanlış algı, sentetik kannabinoidler özellikle gençler arasında kullanımını kolayca popülerleştirmiştir.” dedi.
Çelik, “Sentetik kannabinoid (Bonzai) maddesinin her geçen gün kullanıcı sayısının hızla artması nedeni ile oluşturduğu zararlar daha fazla göz önüne serilmektedir. Üreticiler sentetik kannnabinoidlerin bileşimlerinin formüllerini sık sık değiştirerek piyasaya farklı türler sürmekte ve ülkelerin bu bileşimlerin içeriğindeki maddeler hakkında yasal düzenlemeler yapmalarının önüne geçmektedir. Sentetik kannabinoidler marihuanadan daha ciddi ve zararlı yan etkileri vardır. Mide bulantıları, kusma, kalp çarpıntıları, tansiyon yükselmesi, aşırı terleme, titreme, ağız kuruluğu, uyuşukluk gibi fiziksel etkilerinin yanı sıra merkezi sinir sistemi üzerine olan zararlar ve bazı sentetik kannabinoid bileşenlerinin kullanımı nöbet, böbrek iflası ve ölüm ile sonuçlanmaktadır.” şeklinde konuştu.
Türkiye’de bonzai kullanımının 15 ila 30 yaş arasında ve en çok erkeklerde görüldüğünün altını Çelik, “Bonzai kullanımı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de özellikle 15-30 yaş arasında ve daha çok erkeklerde görülmektedir. Bunun arkasında sosyokültürel birçok etken bulunmaktadır. Örneğin ergenlik, büyüme arzusu, yaşanan sosyal veya psikolojik değişiklikler, travmalar, arkadaş ortamı, sınav stresi bunlar arasında sayılabilir.” ifadelerini kullandı.
Uyuşturucu kullananlarda gözle görülür bozuk davranışların dikkat çektiğini belirten Çelik, açıklamalarına şöyle devam etti: “Davranış olarak okul başarısında düşme, okul devamsızlığı, yeni arkadaşlar edinme, ani duygusal değişimlerin olması, spora, hobilerine ilginin azalması, aile ile geçirilen zamanın azalması, tek başına odada vakit geçirme, daha fazla para harcama, hırsızlık olayları, öz bakımına dikkat etmeme veya saç modeli giyim tarzının değişmesi, sinirlilik, saldırganlık, eşyalarında alışılmışın dışında lekeler, koku veya başka işaretlerin olması gibi belirtiler olabilir. Bedensel olarak ise dalgınlık, dikkat eksikliği, uykulu hali, bitkinlik, gözlerde kızarıklık, göz bebeklerinde büyüme veya küçülme, yürümede dengesizlik, konuşmada güçlük veya yavaşlama, kollarda veya vücudun başka bölgelerinde kesi izleri, iştahsızlık, kilo kaybı, uyku değişiklikleri görülebilir.”
Çelik,
Ailelerin, çocuklarının uyuşturucu kullandığını fark ettikleri anda dikkat etmeleri gereken hususlar hakkında da konuşan Çelik, “Çocuğunuzun madde kullanımından şüpheleniyorsanız öncelikle panik yapmadan madde kullanımı hakkında bilgi edinip çocuğu dikkatle gözlemlemek gerekir. Şüpheleriniz devam ediyorsa uygun bir zaman ve ortamda bunu çocukla konuşabilirsiniz. Eğer anne baba kendini konuşmak için hazır hissetmiyorsa beklemek gerekebilir. Sorunu konuştuktan sonra çocuk inkâr edebilir, bu durumda ısrarcı olup tartışmaya girmek yerine çocuğun hazır olacağı daha uygun zamanlara ertelemek gerekir. Madde kullandığı kesin olarak ortaya çıktıysa önce onun fikri alınmalı, dinlenmelidir. Tedavi gerekliliği konusunda net ve gerekirse ısrarcı olunmalıdır. Burada baskıcı ve eleştirel tutumdan ziyade destekleyici tutum önemlidir. Çocuğu yargılamadan dinleyip yardımcı olmak istendiği açıkça anlatılmalı, ne olursa olsun onun yanında olunacağı söylenmelidir.” uyarılarında bulundu. (Emrah Deniz-İLKHA)