Türkiye'de Kürt meselesi vardır

Türkiye'de Kürt meselesi vardır

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Kürt meselesi Türkiye'de vardır." dedi

Diyarbakır'da seçim çalışmalarına katılan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Kürt meselesi Türkiye'de vardır. Bu mesele üzerinde bir siyasi hükümet olarak AK Parti, geçmiş siyasi 60-70 yıllık dönem hangisi ise bu meselenin inkarcı politikalarına uzaklaşmış gerçekçi noktaya gelmiştir. Bugün adeta 'Kürt meselesi vardır' diye yola çıkmanın bir faydası yoktur. Bu mesele çözülüyor. Bireysel taleplerin vatandaşlarımızın toplu talepleri ile beraber hemen hemen ülkenin her yerinde yaşayan insanlarımızın talepleri haline dönüşüyor. Başbakan yanlış söylemedi ama bunu bile istismar etmeye kalkanlar olduğu için söylüyorum" dedi.

DİYARBAKIR'DA SEÇİM ÇALIŞMALARINA KATILDI

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Diyarbakır'da partisinin seçim çalışmalarına katıldı. Polisevi'nde kahvaltı yapan Arınç'ın kentte temaslarına başlamadan önce resmi plakalı olan makam arcının plakası sivil plakayla değiştirildi. Merkez Sur İlçesi'nde partisinin adayı Cuma İçten'in seçim bürosunu Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ile ziyaret eden Arınç, burada toplananlara konuştu:

"Biz birbirimizi anmaya birbirimizi dinlemeye ve saygı göstermeye mecburuz. Elimizde sopa, molotof kokteyli, silahla 'Benden olmayan yaşamasın düşüncesi' veya 'Bana destek olmayan kahrolsun' düşüncesi artık Türkiye'de yer bulmamalı. Türkiye'de her şey konuşulabilmeli en uç talepler dile getirilebilmeli ama bunların şiddetle bir araya gelmesi çok yanlış olur. Dolayısıyla tüm dünyada demokrasi ve siyaset sadece taleplerimizi haklı düşüncelerimizi savunmakla olur. Başkalarına dayatmakla, zorla kabul ettirmekle olmaz.

İktidar olmasan, oyun az olsa bile 'Benim dediğim mutlaka olmalı yoksa ben şiddete sığınırım anlayışı' fevkalade yanlış bir anlayıştır. Bunu kim yaparsa yapsın. Bu düşünceye AK Parti sahip olsa da yanlış yapıyor. Başka bir parti sahip olsa da yanlış yapıyor. Yine kucaklaşmak varken, birbirimizi gözünü, başını oyacak noktaya geliyoruz. Niçin birbirimize benden olmazsan düşmansın gözüyle bakabiliyoruz. Bunu kışkırtanlar elbette vardır.

'ŞU SANDIKLARDAN OY ÇIKMASIN KABAHATİ KENDİMİZDE ARARIZ'

Türkiye'de huzurun bozulmasını, Türkiye'de insanların birbirlerine kamplaşmasını arzu edenler olabilir. Ak Parti olarak huzurun, barışın, demokrasinin teminatı olacağız. Şu sandıklardan bir tanesinden bile AK Parti'ye 1 tane bile oy çıkmazsa biz kendimizde kabahat ararız. Ama yeter ki o sandığa serbestçe gidilsin, herkes elini vicdanına koysun, anasının ak sütü gibi helal oylarla sandıklarda kararını versin. Çıkan sonucun başımızın gözümüzün üstünde yeri var. Bu oyların kullanılmasını engelleme yolunda çalışanlara elbette hukuk, devlet yasaların verdiği imkanları da kullanacaktır."

Arınç, dünyada korku hastalığının ilacının bulunamadığırı, Türkiye'de tabu, korkuları yıkmanın yolu "Çok şükür ben varım, benim oyum var. Oyumu kullanıyorum buna da hiç kimse engel olamaz" diyerek insanlık görevini yapmamızdır. Diyarbakır'ın, Şırnak'ın, Silvan'ın, Hakkari'nin, Van'ın da hepsi canımızdır. Vatandaşın sandığa düğüne gider gibi gideceğine ve bu görevini Allahın izniyle hiç korkmadan yerine getireceğine inanıyorum" dedi.

'KÜRT MESELESİ TÜRKİYE'DE VARDIR'

Arınç, daha sonra Gazi Caddesi ve tarihi Hasanpaşa Hanı'nda bulunanlarla sohbet etti, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kürt sorunu yoktur. Kürt kardeşlerimizin sorunu vardır" sözlerinin hatırlatılması üzerine Arınç, şöyle dedi:

"Kürt sorunu' diye bir mesele geçmişte siyasetçiler tarafından yeri geldiğinde konuşuldu. Ama sadece bu kelimeyi konuşmaktan ibaret kaldı. Bu sorun üzerine hiçbir çalışma yapılmadı. İlk defa 2005 yılında ben Meclis başkanıyken bayın başbakanımız Diyarbakır ziyaretinde bu sorun üzerinde bugüne kadar hiçbir siyasetçinin durmadığı şeklinde durdu. Elbette Türkiye'de yaşayan etnik kökeni farklı olan binlerce yurttaşımızın, vatandaşımızın toplu sorunları var. Ama bu ülkede geçmişten bu yana ihmal edilen, ötelenen, görmezden gelinen bir Kürt meselesi de olduğu ifade edildi. Sayın başbakanımızın bu düşünceleri bu tarihten sonra geniş yankı buldu ve bu sorunun çözümü konusunda çok olumlu adımlar atıldı. Yani şunu ifade etmek istiyorum. Kürt meselesi Türkiye'de vardır. Bu mesele üzerinde bir siyasi hükümet olarak AK Parti geçmiş siyasi 60-70 yıllık dönem hangisi ise bu meselenin inkarcı politikalarına uzaklaşmış gerçekçi noktaya gelmiştir. Ama bugün 'Kürt meselesi vardır' diye yola çıkmanın da bir faydası yoktur. Bu mesele çözülüyor. Artık bireysel ve vatandaşlarımızın talepleri ile beraber ülkenin her yerinde yaşayan insanlarımızın talepleri haline dönüşüyor. Başbakan yanlış söylemedi ama bunu bile istismar etmeye kalkanlar olduğu için söylüyorum. Böyle bir sorun giderek çözülmektedir, olumlu bir noktaya gelmektedir. Ama sadece bazı siyasetçilerin yaptığı gibi günde Amentü söyler gibi Kürt sorunu vardır demenin de çok fazla pratik bir faydası kalmadı. Sorunların varlığını bilmenin ötesinde bu sorunların çözümü için yaptıklarımızın 10 mislini yapacağız. Halkımız bunları biliyor ve güveniyor. 1 Haziran'da sayın başbakanımız geldiğine bu sorun ve bu sorunun çözümü konusunda herkesi tatmin edecek açıklamalar yapacak."

HATİP DİCLE VE LEYLA ZANA'YA SELAM GÖNDERDİ

Arınç, BDP'nin Diyarbakır'da desteklediği bağımsız milletvekili adayları Hatip Dicle ve Leyla Zana'ya gazetecilerin kendilerinin selamlarını söylemesini istedi. Arınç, siyaset adına yola çıkan millete hizmet etmek için adaylığını koyan herkese saygı duyduğunu ve başarı dilediğini anlatırken şöyle konuştu:

"Başka siyasetçiler gibi değilim. Leyla Zana, rahmetli Orhan Doğan, Hatip Dicle, Selim Sadak 4'ü cezaevinden çıkmışlardı. Sene 2004, 10 sene cezaevinde kaldılar. Türkiye'de 10 sene cezaevi yatan idam mahkumu bile yoktur. Ama bu arkadaşlarımız 94'ten 2004'e kadar bu işin çilesini çekti ve cezaevinden çıktılar. Ziyaret yapmak istediler. Meclis başkanı olarak bana 'Sizi ziyaret etmek istiyoruz' dediler. Meclis kapalıydı ve ben ilk fırsatta kendilerini resmi konutumda yemeğe davet ettim. Çünkü bu insanlar milletvekiliydi, cezalarını çekmişlerdi halktan oy alıp parlamentoya girmişlerdi. Ama herkes bir şey söyledi özellikle milliyetçi, gazete ve partiler beni düşman haline getirdi. Yaptığımı bugün de savunuyorum, biz siyasetçilere sahip çıkmalıyız. Kimden oy almış olursa olsun, parlamentoya girmiş siyaset yapmış, milletvekili olmuş bu insanlarla ben Meclis Başkanı olarak konuşmalıyım. Yemekten sonra da 4 saat birlikte olduk. Türkiye'yi konuştuk Orhan Doğan rahmetli oldu. Allah rahmet eylesin benim onlara karşı bir sevgim var. Onların da umarım ki bana karşı bir saygısı vardır. Ama ben bu sevgiyi milletime karşı bir sevgi olarak düşünüyorum. Biz Türkiye'de siyaseti şiddet olamadan kavga olamadan, biz birimizi yok etmeden, birbirimizi ötekileştirmeden yapacağız Arkadaşlarımın da bu düşüncede siyaset yapacaklarını ümit ediyorum. Siyasetçilere sahip çıkacağız. Şerafettin Elçi yıllarca çile çekmiş bir insandır. Ben Kürdüm dediği, için 12 Eylül'den sonra ezel çekmiş bir insandır. Hepsine saygımız var."

Arınç, Türkiye'de barış, huzur olmasını istediklerini, Türkiye'nin her yerinde olduklarını, herkesin partisi olduklarını anlatırken şöyle dedi:

"BizTürkiye'nin her köyünde, kasabasında olan bir partiyiz. Ama 2008 seçimlerine bakarsanız Türkiye'nin 26 ilinde CHP, 35 ilde MHP yok, milletvekili yok. Ben 81 ilinde varım. Diyarbakır'da nasıl varsam Iğdır'da Ardahan'da da, Derecik'te de Yüksekova'da da her yerde varım. Mesele böyle olmalı belirli bölgenin, belli bir şehrin, belli bir kesimin oylarını alarak etnik kökene dayalı siyaset yapma yerine Türkiye için Türkiye'nin her yeri için bu ülkede yaşayan 70 milyonun her biri için siyaset yapmalıyız. Millet bize güveniyor ve oy veriyor. Millet başkalarına da güvense onlara da oy verir, milletin elinden tutan yok. Sandıktan çıkan sonuç başımızın gözümüzün üstünde yeri var. İnşallah Silivri ve Türkiye'nin farklı yerlerinde görülen davalarda kişilerin suçsuz olduğu anlaşılsın hukuka aykırı bir şey yapmadıkarını mahkeme karar versin. Bzide onları kucaklayalım. Beraat edenleri de tebrik ediyorum." 

enson haber