Türkiye Ünlü Tarihçisini Kaybetti! Kadir Mısıroğlu vefat etti
Türkiye'nin yetiştirdiği ender tarihçilerden olan Kadir Mısıroğlu, yaşlılığa bağlı olarak bir süredir tedavi gördüğü Acıbadem Altunizade Hastanesinde 86 yaşında vefat etti.
Ünlü tarihçi yazar Kadir Mısıroğlu bir süredir tedavi gördüğü Acıbadem Altunizade Hastanesinde 86 yaşında vefat etti. Mısıroğlu’nun cenaze namazı yarın ikindi namazından sonra Çamlıca Camii'nde kılınacak.
Ünlü tarihçi yazar Kadir Mısıroğlu bir süredir tedavi gördüğü Acıbadem Altunizade Hastanesinde 86 yaşında vefat etti.
Mısıroğlu’nun cenaze namazı yarın ikindi namazından sonra Çamlıca Camii'nde kılınacak.
Hastanede açıklama yapan Osmanlılar İlim ve İrfan Vakfı Genel Sekreteri Ali İhsan Bahadır, "Üstadımız bir saat önce çoklu organ yetmezliğinden Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi ikindi namazına müteakip Çamlıca Camisi'nde kılınacaktır. Sevenlerine ve dostlarımıza duyurulur. İkindi namazına sevenlerini bekliyoruz. Vakfımızın Üsküdar'daki Nasuh Mehmet Efendi Camisi'nin haziresine defnedilecek" dedi.
Bu arada, Mısıroğlu'nun vefat haberini alan yakınları ve dostları hastaneye gelmeye başladı.
KADİR MISIROĞLU KİMDİR?
Kadir Mısıroğlu, 1933 yılında Trabzon'un Akçaabat İlçesi'nde doğdu. Türk tarih araştırmacısı, yazar, şair, hukukçu ve eski gazeteci. Osmanlılar İlim ve İrfan Vakfı mütevelli heyeti başkanı ve Sebil Yayınevi kurucusu ve sahibi.
İlk ve orta tahsilini Akçaabat'ta, liseyi Trabzon'da tamamladı. 1954 senesinde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. Talebeliliği müddetince birçok yurt açıp çalıştıran Mısıroğlu, fakülte yıllarından itibaren hukukçuluktan çok tarihçiliğe meylederek yakın tarih ile alakalı araştırmalara başladı. Mısıroğlu, 1964 yılında, ilk eseri olan Lozan; Zafer mi, Hezimet mi?! kitabının birinci cildini kaleme aldı ve aynı sene Sebil Yayınevini kurdu. 1970 Yılının ocak ayında Milli Türk Talebe Birliği'nde Harf Inkılabı ile alakalı verdiği bir konferansı dava mevzuu yapılarak hakkında Eskişehir Örfi İdare Mahkemesi'nce mahkumiyet kararı verildi. Daha sonra 1976 yılı başından itibaren İslami bir dergi olan Sebil Dergisi ni çıkarmaya başladı. Bu dergideki birtakım yazılarından dolayı kısa bir müddet sonra hakkında 163. maddeye istinaden sayısız dava açıldı. 1980 ihtilali ile Mısıroğlu'nun da vazifeli bulunduğu MSP Merkezi Umumi Heyeti hakkında tevkif kararı verilince, hakkında daha evvel açılmış olan davaların, MSP davasıyla birleşmesinden doğacak ağırlıktan dolayı bazı arkadaşlarının ısrarı ile yurt dışına gitmek zorunda kaldı.11 yıllık gurbet hayatından sonra 1991 yılında Türkiye'ye geri dönen Kadir Mısıroğlu, çalışmalarına devam etti. Mısıroğlu, evli ve üç çocuk babasıdır. Şu anda Osmanlılar İlim ve İrfan Vakfı'nın da başkanıdır. Mısıroğlu bu vakıfta cumartesi günleri Cumartesi Sohbetleri adıyla konuşma yapmaktadır. Bu konuşmalarında hem takipçilerinden gelen tarih, siyaset, din, edebiyat ve gündemle ilgili birçok soruyu cevaplandırmakta ve tarihi konularda konuşmalar yapmaktadır.
Uluslararası faaliyetleri ve ödülleri
Kendi eserinde beyan ettiği üzere bir İslam Şurası toplamıştır. Bu uluslararası kongreye, Nazım Kıbrısi, İsa Al, Musa Serdar Çelebi, Ali Batman, Cemaleddin Kaplan ve İslam aleminden pek çok kişi katılmıştır. Birinci İslam Şurası 25 ve 26 Aralık tarihinde Gelsenkirchen Dickampstraße'de eskiden cami olarak kullanılmış geniş bir salonda tertip edilmiştir. Kongre bir bildiri de yayımlamış, bildiride imzası geçen İslam adamları şunlardır: Aslan Tok (İsviçre), Şerafettin Özkan (Fed. Almanya), Kadir Mısıroğlu (İngiltere) (çünkü o sıralarda Türk vatandaşlığından atılmış ve mavi pasaport ile İngiltere merkez olarak Almanya'da yurtsuz yaşıyordu), Muharrem Beyhan (Danimarka), Hanefi Ağırman (Fed. Almanya), A. İbrahim Savaş (Avusturya), Nadir Erbil (Fed. Almanya), Osman Deveci (Fed. Almanya), Atıf Yüksel (Hollanda), Ali Öztürk (Fransa), Enver Töre (Fed. Almanya).
Mısıroğlu Macar İhtilali isimli kitabı üzerine Hür Macar Yazarlar Birliği'nin en büyük ödüllerinden olan Gümüş Madalya ile taltif edilmiştir. Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın başkanlığını yaptığı Türkiye Milli Kültür Vakfı tarafından Osmanoğullarının Dramı isimli eserinden dolayı Juri Hususi Ödülüne layık görülmüştür.