Türkiye ile Suriye arasında savaş çıkar mı?
Türkiye ile Suriye arasındaki gerginlik yapılan karşılıklı açıklamalarla zirveye ulaştı. Şimdi herkes iki ülke arasında savaş çıkar mı sorusuna cevap arıyor...
Başbakan Erdoğan'ın Esad'a son bir uyarı göndereceği yönündeki açıklamasına Esad yönetiminin 'Bunun altında kalmayız' şeklinde cevap vermesiyle iyice doruğa tırmanan gerilim sürerken, Star yazarı Mehmet Altan'dan ürküten bi,r yorum geldi.
Altan bugünkü yazısında tırmanan gerilimin iki ülkeyi iyice karşı karşıya getirdiğine dikkat çekerek 'Türkiye-Suriye arasında savaş çıkar mı?' sorusuna cevap aradı.
Mehmet Altan'ın bu soruya bulduğu cevap ise hayli ürkütücü...
İşte Mehmet Altan'ın Star gazetesindeki o yazısı...
Türkiye-Suriye savaşı çıkar mı?
Şiddet, Bitlis, Hakkâri demeden dün de can almaya devam ediyordu ama...
Pazar olmasına rağmen, telefonlarım dün erkenden başka bir nedenle çalmaya başladı.
Önceki akşam...
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Salı günü Suriye Devlet Başkanı
Beşar Esad ile görüşmeye gideceğini belirten Başbakan Erdoğan, bir iftar yemeğinde, “bugüne kadar birçok şeyi acaba halledebilir miyiz, söylenenler yerini bulur mu diye çok sabrettik. Artık burada da sabrın son anlarına geldik.
Bunun için de bu süreç içinde Salı günü Dışişleri Bakanımı Suriye’ye gönderiyorum. Mesajlarımız kendilerine kararlı bir şekilde iletilecek. Bundan sonraki süreç verilecek cevap ve uygulamaya göre şekillenecek” demişti...
Bu mesaja karşılık, dün akşam saatlerinde Suriye’den, Esad’ın Siyaset ve Medya Danışmanı Bouthina Şaban’dan, aynı perde ve tondan sert bir yanıt geldi.
Şimdi medya, ‘Türkiye-Suriye savaşı çıkar mı’ sorusunun peşinde...
***
24 Haziran’da Suriye birliklerinin Türkiye sınırına yığınak yapmasını eleştiren ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton’ın, Türkiye-Suriye arasında çatışma çıkabileceği uyarısında bulunduğunu ama savaştan söz etmemiş olduğunu anımsadım...
Clinton ‘savaştan’ söz etmese de son zamanlarda CIA Başkanı’ndan Genelkurmay 2. Başkanı’na kadar Türkiye’ye peşi sıra adeta sökün eden çok üst düzey Amerikalı yetkililerin ziyaret trafiğini de hatırladım.
Çok doğal bir ortam olmadığı ortada...
***
Durulmak bilmeyen Ortadoğu’da nerede yeni bir hareketlenme olsa, ben geri döner ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ teorisine bakarım...
‘Genişletilmiş Ortadoğu İnisiyatifi’ olarak da adlandırılan kavram, ABD’nin 43’üncü Başkanı Bush hükümeti tarafından Büyük Ortadoğu adıyla duyurulan, en batıda Fas’ın Atlantik kıyılarından, en doğuda Pakistan’ın kuzeyindeki Karakurum yaylalarına, kuzeyde Türkiye’nin Karadeniz kıyılarından Güneyde Aden ve Yemen’e kadar uzanan bölgede Müslüman ülkelerde demokrasinin ve piyasa ekonomisinin geliştirilmesini’ amaçlamaktaydı...
Büyük Ortadoğu Projesi’nin resmen öldüğü söylense de ben bunun fiilen yürüdüğünü görmekteyim.
***
Bush, kan ve gözyaşı dökerek Ortadoğu’daki yerleşik Sünni rejimlere kılıç çekmişti...
Ancak, bu zorbalık İran’ın elini güçlendirmekle kalmadı, İran’ın Irak, Lübnan ve son olarak da Esad rejimi nezdinde güçlenmesine yol açtı...
Irak’taki Şii’ler, Lübnan’da Hizbullah ve nüfusunun yüzde 14’ünü oluşturmasına rağmen Esat rejimi vasıtasıyla iktidarı ellerinde tutan Arap Alevisi Nusayri’ler, resmen Müslüman Şii bir rejime sahip olan İran’ın doğal müttefiki haline geldi.
ABD bu durum karşısında ilk baştaki tavrını ve siyasetini değiştirip, Suudi Arabistan odaklı yeni bir Sünni cephe yaratma çabasına girişti.
Aslında, güncel siyasette sıcak olarak Suriye’ye bir müdahale konuşulsa da esas hedefin İran olduğu çok açık...
Toplumsal şartları ‘vatandaşlık’ kavramını henüz doğuramadığı için, Ortadoğu’nun din, ırk ve mezhep üzerinden oluşturulan ateşteki kanlı bir kazanın içinde çile doldurması ne korkunç...
***
Dün, gün boyu bana sorulan, ‘Türkiye-Suriye savaşı çıkar mı’ sorusuna geri dönersek, önce şu saptamayı yapmalıyız:
Ankara, önce mırıldansa da ardından Trans-Atlantik ittifakının dış politikasıyla pek çelişen bir tavrın içinde olmuyor.
İran’a karşı oluşturulan füze kalkanından, Libya’da ‘isyancıları’ resmen tanımaya kadar tüm gelişmeler bunu gösteriyor.
Suriye’de de durum farklı değil...
Başbakan Erdoğan’ın önceki gece konuşmasından da anlaşılacağı üzere bir yandan Ankara iyice sertleşirken, diğer yandan Türkiye, Suriye’deki rejim muhaliflerinin toplanma yeri olmaya devam ediyor.
En uzun sınıra sahip bir komşu olarak, bir yandan halkına karşı inanılmaz kanlı bir vahşet uygulayan, diğer yandan parlamenter rejimin yolunu açacağı sinyalleri veren Esat rejimine karşı ivmesi sürekli artan çok aktif bir tavır sergilenmekte olduğu ortada...
***
Dünya homurdana homurdana, zorlana zorlana, uflaya puflaya bir çağdan diğerine geçişin tüm zorluklarını yaşıyor...
Amerika’dan Norveç’e, Yunanistan’dan Suriye’ye, Afganistan’dan Somali’ye kadar herkes maalesef şaşırtıcı bir şekilde bundan nasibini alıyor ve alacak...
Velhasıl, herhangi bir konuda, oynarken, oynarken yangın çıkması beni şaşırtmaz...
Gittikçe gerginleşen Türkiye-Suriye ilişkileri de tabii ki bundan muaf değil...