Mehveş Evin'in yazısı
Program çekip üzerine para isteyenler
Gezi-gurme programı hazırlayan bazı televizyoncuların, tanıtım karşılığı mekan sahiplerinden extra istediğini öğrendim. Haber kaynağından para istemenin adı, haraç kesmektir
Antakyanın yemekleri pek meşhurdur... Bu nedenle şehrin ün yapmış lokantaları, televizyoncuları ve gezi-gurme yazarlarını sık sık ağırlıyor. Mesela Vedat Milorun şehre gelip çektiği program, defalarca (27 kez) NTVde yeniden yayınlanmış. Mekan sahipleri, doğal olarak bundan gurur duyuyor.
Ancak ne yazık ki her televizyoncu, Vedat Milor gibi hem mekanı tanıtıp, hem de hesabı ödeme kuralını yerine getirmiyor. Ohooo! Neden bahsediyoruz? Bırakın hesap ödemeyi, televizyon programı için mekan sahiplerinden para isteyenler varmış!
Rayicini sordum; programda iki dakika yayınlanacak bir çekim için mekan sahiplerinden 1.250 TL istendiğini öğrendim. Anlayacağınız, görsel medyadaki bazı meslektaşlarımız, haber malzemesini doğrudan paraya tahvil ederek bu işi götürüyor.
Maaşın üzerine haraç
Bunun adı haraçtır. Sponsorlu programlar hariç, basın mensupları hem program çekip hem de haber kaynağından para isteyemez. Sponsor zaten parayı anlaşma karşılığında TV kanalına öder, doğrudan haberciye ödeme yapılmaz. Bu da yayınlanan programda belirtilir. İzleyici, buna göre muhakemesini yapar.
Programı sunan kişi, zaten o işi yapmakla mükellef olduğu için çalıştığı kuruluştan maaş veya telif alır. Bu tip gezme-yeme programları veya yazılarında olabilecek en maksimum alışveriş, ancak mekan sahibi teklif ederse, çekim için kurulan sofranın hesabının ödenmemesi olabilir. Ki bu da daha evvel, özellikle yazılı basında çok tartışılmış bir konuydu: Bir mekanda yiyip içip para ödemezsen, eleştirme ve haberi doğru yansıtmada sorun yaşarsın. Ayrıca mekanda, gazeteciye göre farklı muamele yapılması da kuvvetle muhtemel...
Reklam değil, program
Ancak televizyon çekiminde kimliği gizlemek gibi bir durum sözkonusu değil. Özellikle şehir dışındaki mekanlarda çekim yaparken, bu tip pazarlıkların döndüğünden TV kuruluşunun da haberi olmayabilir. Ne de olsa televizyoncu, doğrudan parayı cebe indiriyor. Burada televizyon kuruluşunun alabileceği tek önlem, dürüstlüğünden şüphe duymadığı kişilerle çalışmak.
Mekan sahiplerine de uyarım, bu tip tufalara düşmemeleri. Zaten işini iyi yapıyorsan, karşılığını bulursun. Reklam yapmak istersen, fatura alarak istediğin kanala, yayına reklam verebilirsin.
Bana bunları anlatan kaynağımı güç durumda bırakmamak için, sofra donattırıp üzerine para isteyen üç TV kanalını şimdilik yazmıyorum. Onlar kendini bilir! Görsel medyanın ombudsmanlığı ciddiye almasının zamanı geldi de geçiyor.
Kaynak: MİLLİYET