"Tekstil sektörü bölgede tükenme noktasına geldi"

Bölgede yaşanan olayların tekstil sektörünü olumsuz yönde etkilediğine dikkat çeken tekstil işletmecileri, sektörün durma noktasına geldiğini belirttiler.

Eylül 11, 2015 - 16:53 Güncelleme: Eylül 11, 2015 - 16:53
0
"Tekstil sektörü bölgede tükenme noktasına geldi"

6-8 Ekim olayları, sonrasında yaşanan gelişmeler ve son olarak da çatışmaların yeniden başlaması, yatırımcıların ve işletmecilerin bölgeden kaçmasına neden olurken, tekstil sektörünü de bitme noktasına getirdi.

Bölgede yaşanan olayların tekstil sektörünü olumsuz yönde etkilediğini söyleyen Diyarbakırlı tekstilciler, geçimlerini sağlayamayacak duruma geldiklerini belirttiler.

Merkez Kayapınar ilçesinde tekstil atölyesi işleten Ahmet Kılıç, 6-8 Ekim olaylarından önce yaklaşık 45 eleman çalıştırdığını, şu an ise bu sayının 15’e düştüğünü aktardı.

Ürün talep ettikleri firmaların Diyarbakır’a mal göndermek istemediklerini dile getiren Kılıç, “Devamlı işimiz olmuyor. Bir hafta oluyor, bir ay olmuyor. Hep zarar ediyoruz. İş olmamasına rağmen işi de bırakamıyoruz. Çünkü devam etmek zorundayız. 10TL’ye iş alacaksak şu an 5TL’ye alıyoruz. Kıt kanaat geçiniyoruz. Ürün talep ettiğimiz firmalar bize mal göndermek istemiyorlar. Firmalar bize,  ‘Malımızın sigortası yok. Malı gönderdiğimiz zaman araçlarımız yanarsa zararını siz karşılayabilir misiniz?’ diye soruyorlar. Biz de karşılayamadığımız için mal alamıyoruz.” dedi.

Olaylardan önce Irak’a, Suudi Arabistan’a ve çeşitli ülkelere ürün gönderdiklerini belirten Kılıç, “Buraya samimi bir şekilde yatırım yapılmıyordu, bu hadiselerden dolayı artık o da olmayacak. Eskiden farklı ülkelere ürün gönderiyorduk ama artık gönderemiyoruz. Eskisi gibi işler olmuyor.” şeklinde konuştu.

Tekstil atölyesinde çalışan Abdulkadir Angar ise tekstil sektörünün durma noktasına geldiğine vurgu yaparak, “Son gelişen olaylardan dolayı hepimiz çok üzgünüz. Ekmek teknemiz kapansın istemiyoruz. Tekstil sektörü neredeyse durma noktasına geldi. Yetkililere çağrım var. Bu ülkede kardeşçe yaşamak varken neden gözyaşı ve kan var? Yaşananlara birileri dur demelidir.” ifadelerini kullandı. (Hamza Adiyaman/Emrah Deniz/Yunus Sırat-İLKHA)