Taziye Ve Taziye Evleri

Taziye Ve Taziye Evleri

Müslümanın Müslüman, üzerindeki haklarından biri de taziyesinde bulunmaktır. Öleni tanımak tanımamak fark etmez. Meşru dairede vefat edenin yakınları en fazla üç gün taziyede bulunmaları, dost akrabaların vefat edenin sahiplerine sabır dilemeleri, ölümden ibret almaları İslam’ın şiarındandır. Efendimizin hayatında ölenlerin yakınlarına taziyede bulunduğu, ölü için dua ettiği, ölü yakınları için sabır telkininde bulunduğu aşikârdır. Dünya fani ölüm ani, olduğu için dün beraber olduğumuzun salasını ansızın duyduğumuz o an ölümü hatırlarız. Hal bu ki, ölüm gelmeden önce ölüme hazırlıklı olmak gerekir. Ölüm bir tebdili mekândır(Yer değiştirme). Ebedi Âleme göçmedir. Dünyada iken, yaptıklarından Mahkemei Kübra’da hesaba çekileceği asıl vatandır. Bir birimizi sormak için evden cenazenin çıkması mı lazım? Diye bir kelamı kibar vardır. Hayatta iken, aylarca yıllarca birbirleri ile konuşmayanlar taziyesinde gözyaşı döken, pişman olanlarımız çok olmuştur. Asıl olan hayatta iken, bir birimizi sevmek, sormak yardım elini uzatmak, küskün durmamak dinimizin bir emirdir.

Eskiden taziyeler evlerde yapılırdı. Günümüzde Her İl her İlçe hatta köylerde taziye evleri yapılmış, yapılan taziye evleri, imece usulü ile yapıldığı gibi, özel yapanlar, son zamanlarda hem yapım hem de tüm ihtiyaçlar genellikle belediyeler tarafından karşılanmaktadır. Taziye evleri o kadar çoğalmış ki, çoğu yerlerde mevcut Camilere eşittir. Her ne suretle olursa olsun taziye evlerinin yapılması, desteklenmesi yapan yaptırana hayır getiren iyi amellerdendir. Toplumun ortak malı olan taziye mekânlarına siyasetin bulaşmaması, meşrepler için kullanılmaması doğal hakkımızdır. Günlük yaşantımızda haftada en az bir iki taziyede bulunuyoruz toplum adına taziyelerin dine uyan, uymayan taraflarını yazmak iyi niyet alametidir. Her birimiz taziyelere gideriz. Gördüğümüz manzara ise; her gelen bir Fatiha okuyor, en çok hocalar Kur’an-ı kerim okur dua ve Fatiha ile biter. Çok güzel olmakla beraber, taziyede bazıları ise, hemen başlıyor Yasin okumaya, işi olan, yaşlı, hasta olanları, bekleyenleri nazara almadan bekletmek zorunda bırakılıyor. Taziyelerin en faziletlisi, masrafsız ve kısa olanıdır. Okunan Kur’an-ı kerimin birkaç ayetleri okunup, meali anlatılsa taziye adabına uyulmuş olur. Taziyeler de farz gibi günde iki öğün yemek veriliyor ki, caiz olmayan bir amel ve adettir. Taziyede ölenin yakınlarına sabır dilemek, teskin etmek, icap ediyorsa maddi manevi yardımda bulunmak taziyenin ruhuna en uygun olan iyi ameldir.

Toplum fertlerinin ekseriyetinden duyduklarımız, yapılan taziye evlerinin bir sektör haline dönüşmesidir. (Cami helâlarında olduğu gibi,) Taziye evlerine ya resmi görevli bakıyor, ya özel yaptıran bakıyor yâda dernek başkanına görev tevdi edilmiş. Bazı taziye evlerinde kalınan üç günlük süre için makbuzsuz, kanunsuz haksız yere fahiş paralar alınıyor, öyle ki, düğün salonları masrafı taziye evlerine rahmet okuyor. İnsanları tedirgin eden bu duruma yetkililer el atmalı, taziye evleri yetkililerce denetlenmelidir. “Aslında bu taziye evleri işini belediyeler üstlenmelidir, el atmalıdır ve ücretsiz olmalıdır ki bu hoş olmayan durumlar ortadan kalksın.” Taziye evlerinin tek gideri, yakıt olabilir, gelen giden gelirin Akıbeti meçhul. Yapan yaptıran, dini bir mekân olan taziye evleri niçin töhmet altında kalsın? Bir yakınımızın vefatı vesilesiyle geçen hafta Bediüzzaman asri mezarlığında mevta defninde bulundum. Ölenlere Allah rahmet eylesin. Gördüklerim takdire şayandır. Mezarlık tam Medine’yi andıran ilimize yakışandır. Mezarlığın tüm güzergâhlarında ölümle ilgili çok dini ibarelerin yazıldığı, levhaları gördüm çoğunu okudum. Sordum kim yapmış bunları? Belediye dediler. Kim yapmışsa Allah razı olsun. Ölen Din kardeşimizin taziyesinde bulunmak Dinimizin emirlerindendir. Taziyeler, taziye evleri gösteriş, riyadan beri olmalıdır. Ölenin amel defterini biz doldurmayız. Her ölen ameli ile baş başadır. Ölenlerimize Allah rahmet eylesin. Ölümün de hayırlısını bizlere nasip eylesin inşallah. Selamla kalın selamette kalın…