Tayyip Erdoğan'ın en güçlü rakibi kim?..

Kaybeden ve fakat kaybettiğini bir türlü kabul edemeyen Aydın Doğan medyasının “Ak Parti – Cemaat kavga ediyor!” şeklinde yayınlaştırılan tahrik ve palavralarını haklı çıkaracak bir hata yapmaz…

Tayyip Erdoğan'ın en güçlü rakibi kim?..
Tayyip Erdoğan’ın siyasi geçmişine ve bugününe bakın şunu göreceksiniz:
Bütün başarılarının arka planında rakiplerinin bölünmüşlüğü, iç kavgaları ve beceriksizlikleri vardır…
Tıpkı Hz. Peygamber’in birçok başarısının temelinde de düşmanlarının bölünmüşlüğü, beceriksizliği ve iç kavgaları olduğu gibi…

Hz. Ayşe, Hz. Muhammed’in Mekke’ye göç edişinden sonra başarı olmasını şöyle anlatır:


“Yevm-u Buas (Evs ve Hazreç arasındaki savaş), Allah’ın elçisi Muhammed’e bir armağanıydı. Resulullah geldiğinde (Medine ahalisi) gruplara bölünmüş, ileri gelenleri öldürülmüş veya yaralanmışlardı. Allah, onların İslam’a girmesiyle Elçisi’ne lütufta bulunmuş oldu.”

Biliyorsunuzdur ama bir defa daha hatırlatayım…
Hz. Peygamber Medine’ye göç ettiğinde nüfus sayımı yaptırmıştı...
Şehrin nüfusu 10.000 kişiydi…
Ve…
Müslümanlığı kabul edenlerin sayısı sadece 1.500 idi…
Yani…
Toplam nüfusun % 15’i…
Oysa 10.000 kişiden 4.500’ü Musevi, 4.000’i de müşrik Arap idi…
Yani…
Hz. Muhammed Medine Vesikası’nı yazıp da diğerlerine kabul ettirdiği o süreçte 10 bin kişiden sadece 1.500’ünü temsil ediyordu…
Ama kalan 8.500 kişiyi ikna etmeyi başarabilmişti…
Neden?..
Birincisi güvenilir olduğu için…
İkincisi ise karşısındakilerin birbirleriyle ve kendi içlerinde de kavgalı oluşları yüzünden…

1994 genel yerel seçimleri ve Erdoğan’ın İstanbul’daki rakiplerini ve merkez sağ ile merkez solun durumlarını hatırlayın…
Merkez sağda ANAP ile DYP; merkez solda da SHP ile DSP kanlı bıçaklı idiler...
Seçimlerde ANAP (İlhan Kesici) % 24, DYP (Bedrettin Dalan) % 12 oy almıştı..:
SHP % 17 oy alırken DSP, DYP'yi geçmiş % 14 oy oranını yakalamıştı...
Yani...
Merkez sağın toplam oyu % 36, merkez solun toplam oyu ise % 33'tü (seçimelere CHP de katılmış, % 2 oy almıştı)...
RP'nin (R. T. Erdoğan) ise sadece % 25 oy alabilmişti...
Yani...
Rakiplerindeki bölünmüşlük ve iç kavga Erdoğan’ı % 25 gibi çok düşük bir oyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı yaptı…


Sonraki seçimleri hatırlarsanız, Erdoğan ve ekibinin başarıları kendisinden sonra gelen bütün adayların oylarını % 40’ın üzerine taşıdı…
Yani…
İlk seçimde merkez sağdaki bölünmüşlük ve iç kavga Erdoğan’ın işine yaradı…
El hak çok da başarılı bir belediye başkanlığı yapınca…
Üstüne üstlük bir de okuduğu özgürlük şiiri yüzünden hapse atılıp mağdur olunca; seçim başarıları daha da artan oranlarla gelmeye başladı…


Söylemek istediğim son söze geleyim şimdi…
Umarım Ak Parti bir an önce tüzük değişikliği yapar…
Umarım milletvekillerinin seçilme özgülüklerini kısıtlamaz…
Umarım böylesine ustalaşmış kadroları kırıp, incitmez…
Umarım Başbakan Erdoğan kendisini Çankaya’ya atıp arkasında yeni bir ANAP ya da DYP modeli bırakmaz…
Ve umarım…
Kaybeden ve fakat kaybettiğini bir türlü kabul edemeyen Aydın Doğan medyasının “Ak Parti – Cemaat kavga ediyor!” şeklinde yayınlaştırılan tahrik ve palavralarını haklı çıkaracak bir hata yapmaz…
Yani…
Umarım…
Kendisine şans olan rakiplerin kaos ve iç kavgaları, karşısına bu defa yeni ve fakat bir başka siyasi partinin Tayyip Erdoğan’ını çıkarmaz