Tayyar, Ilıcak'ı topa tuttu

AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar ile Sabah gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak arasında başlayan tartışma sürüyor. Tartışmanın taraflarından Şamil Tayyar, Nazlı Ilıcak'ın kendisiyle ilgili ortaya attığı son iddialara cevap verdi.

Tayyar, Ilıcak'ı topa tuttu
AK parti Milletvekili Şamil Tayyar ile Sabah gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak arasında başlayan tartışma sürüyor. Tartışmanın taraflarından Şamil Tayyar, Nazlı Ilıcak'ın kendisiyle ilgili ortaya attığı son iddialara cevap verdi.

Rotahaber'e açıklama yapan Tayyar, Ilıcak'ın iddialarını yalanlayarak, Ilıcak'a "Gül, Erdoğan, Arınç isimlerini sunuşta olmadığı halde ekleyerek hangi kurnazlığın peşindesiniz?" sorusunu yöneltti.

Kendisinin her zaman doğruları söylemeye çalıştığını kaydeden Tayyar, "O gün Şamil Tayyar ne ise bugün de aynıdır. Peki siz? Takdir kamuoyunun." ifadesini kullandı.

İşte Şamil Tayyar'ın Rotahaber'e yaptığı o açıklama;

Sayın Ilıcak... 28 Şubat sürecinde parlamento ve başbakanlık muhabiri olarak görev yaptım, yayın politikalarında inisiyatif ve irade kullanabilecek yöneticilik veya yazarlık pozisyonlarım olmadı. Her haber ve yazı en az üç beş kontrolden geçtikten sonra (kimi zaman değiştirilerek) yayınlanıyordu.

Sabah Gazetesi’nde 9 gün boyunca dizi olarak yayınlanmış Bakanlar Kurulu’nun gizli tutanakları daha sonra Ümit Yayıncılık’tan kitap olarak piyasaya çıktı. Sabah’taki dizi yazının editörü şimdi genel yayın yönetmeni olan Erdal Şafak’tı. İlk değişiklik gazetede oldu, yayınevinin editörü de kitabın sunuş bölümünü kendi terminolojisiyle değiştirdi.

Bunu mazeret olarak söylemiyorum, sonuçta kendi imzamı çekmediysem tüm sorumluluk bana aittir, her türlü bedeli ödemeye hazırım.

Köşenize taşıdığınız o sunuş bölümü, özü itibariyle, Refahyol dönemindeki ikiyüzlü siyasete reaksiyondur, o gün ne düşünüyorsam bugün de aynısını düşünüyorum. Nitekim, kitabin geniş özetini 2009 yılında yayınladığım Kıt’a Dur isimli kitabımda tekrarladım.

Eğer 28 Şubat’taki “içeride askere selam kamuoyuna delikanlı” konseptindeki siyasal anlayış bugün AK Parti’de olsa burada siyaset yapmazdım. Sayın Recep Tayip Erdoğan’ı farklı kılan, içeride ve dışarıda aynı mertliği göstermesidir.

Ne demek istediğimi daha iyi anlatmak için Refahyol Tutanakları’ndan bir örnek vereceğim. Tarih 13 Mart 1997. 28 Şubat toplantısından sonraki ilk Bakanlar Kurulu toplantısı. Erbakan, MGK’nın 18 Maddelik irtica paketini Devlet Bakanı Lütfü Esengün’e okuttuktan sonra sözü Başbakan Yardımcısı Çiller’e veriyor.

Çiller: “Biraz önce kararları okunan MGK, Anayasal bir kuruluştur. Onun için MGK’da alınan kararların gereğinin yapılması şarttır. İlgili bakanlıklar MGK kararlarını uygulaması konusunda gerekli hassasiyeti göstereceklerdir. Buna inanıyorum.”

Erbakan: “Sayın Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Tansu Çiller hanımefendi, konuyu fevkalede güzel bir şekilde ortaya koymuştur. Konuşmalarına aynen katılıyorum. Tek kelime dahi ilave etmeye veya çıkarmaya lüzum dahi görmüyorum.”

Şimdi size soruyorum: İrtica paketinin aynen uygulanmasını isteyen Çiller, bu görüşe tam destek veren Erbakan ve bu konuşmaları Sabah’ta yayınlayan Erdal Şafak, sizin mantığınızla asker ve MİT’le aynı çizgide mi? Öyleyse niye RP’den milletvekili oldunuz? Erdal Şafak yönetiminde neden çalışıyorsunuz?

Doğrusu, içeride askerle kucaklaşıp dışarıda vatandaşın saf duygularıyla oynamak mı, gerçekleri halkla paylaşmak mı? AK Parti, böyle bir ihtiyaçtan doğmadı mı? Gül, Erdoğan, Arınç isimlerini sunuşta olmadığı halde ekleyerek hangi kurnazlığın peşindesiniz?

Her zaman doğruları söylemeye çalıştım, o gün Şamil Tayyar ne ise bugün de aynıdır. Peki siz? Takdir kamuoyunun.

ROTAHABER