TAĞUT

TAĞUT
“Andolsun biz, her ümmetin içinden kendilerine: ‘Allah’a ibadet edin, tağuttan’ kaçının diyen bir elçi/bir peygamber gönderdik. (Nahl suresi 36. ayet)
Tağuta ibadet etmekten kaçınan ve Allah’a yönelenlere müjde var. (Zümer suresi 17.ayet)
“De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size söyleyeyim mi? Allah’ın lanetlediği ve gazap ettiği, aralarından maymun, domuz ve tağuta tapanlar çıkardığı kimseler; işte onların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır.” (maide suresi 60. ayet)
“Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. Artık her kim tağutu inkâr edip, Allah’a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir. (bakara suresi 256.ayet)
Yukarıda ki ayet-i kerimeler de; şanı yüce olan, yerlerin ve göklerin sahibi olan Allah; bize tağuttan kaçınmamızı, ona uymama/mızı ve onu red/inkâr etmemizi emrediyor.
Tağuta uyacak olanların, tağuta kulluk edecek, rağbet edecek olanların hüsranda/ziyanda olduğunu ve ahrette de büyük azaba çarpılacağını bize haber vermektedir.
O halde Rabbimizin bu derece/şiddetle kaçının, inkâr edin, ona uymayın diye emrettiği/vurguladığı ‘tağut’ nedir, in midir-cin midir ona bakalım.
Büyük müfessir âlimler den Taberi (R. Aleyh), tağutu şu şekilde açıklamaktadır: “Allah’u Teâlâ’nın karşısına dikilen, ayaklanan, O’nun emirlerine zıt yeni hükümler icad eden her varlık... Allah’u Teâlâ’dan başka itaat edilmesi istenen herhangi bir şey, kendisine ister bilerek, isteyerek uysunlar, isterse zorla, tehditle boyun eğdirilsin; her iki halde de bu uyulan, itaat edilendir...
Bunun şeytan olmasının, put olmasının yahut da bunlardan başka (insan, kurum, kuruluş, meclis) herhangi bir şey olmasının bir önemi yoktur. (Muhammed b.Cerir et-Taberi, camiu’l beyan An Te’vili Ayi’l Kur’an: C:3 Sh:13)
Bu tarife göre tağut; ‘Allah’a ve Allah’ın kitabına-Kuran’ın dışında- olan, Allah’ın emir ve yasaklarına/hükümlerine uymayan her şeydir.’
Yani Allah’ın kullarını, Allahın hükümlerinin tersine götüren her şey; “tağut hükmündedir.”
Yüce Allah buyuruyor; “sana indirilen (Kur’an)’a ve senden önce indirilen (kitap) lara inandıklarını iddia eden (şu münafık kimseleri görmüyor musun? Aslında (fesat ve dalalet kaynağı olan) tağutu inkâr etmekle emr olundukları halde, yinede onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları, (dönüşü olmayan) uzak bir sapıklığa düşürmek istiyor.”(Nisa suresi,60)
Bu ayet-i kerimenin tefsirinde İbn-i kesir şunları kaydediyor: ”Bu ayet-i kerimede (Nisa 60) Hz. Muhammed (sav)’e ve diğer peygamberlere iman ettiklerini söyleyip, bununla beraber ihtilaf ettikleri hususlarda, Allah’ın kitabını ve peygamber’in (sav) sünnet’ini terk edip/bırakıp insanların kendi akıllarına göre, (beşeri kanunlarla) heva ve heveslerinden uydurdukları hükümlerle hüküm vermesini isteyen kişinin iman iddiasını Allah’u Teâlâ reddetmektedir/kabul etmemektedir…” (İbn-i kesir, Tefsirü’l-Kur’an’il Azim)
Bütün bu ayet ve tefsirlere baktığımız zaman şunu anlıyoruz:
“Müslümanların Allah-u tealanın değişmez kitabı olan -Kur’an’dan - ve Resulullah’ın sünnetinden başka bir arayış içerisine girmeleri, Allah’ın hükümlerine muhalif kanun ve hükümleri yâda bu konumdaki herhangi bir oluşumu kabul etmeleri ve desteklemeleri, Yüce Allah’ın Kur’an-i kerim’de şiddetle yasakladığı, men ettiği ve kaçının, kabul etmeyin, red edin emrine karşı geldiklerini, uymadıklarını gösterir.” Daha da ötesi yüce Allah’ın Kur’an’ın da çok sert bir ifade ile men ettiği/yasakladığı, ondan kaçının dediği, direkt olarak akideyi/imanı ilgilendiren bir konuyu basite aldıklarını ifade eder ki; bu da Müslümanlar için kabul edilecek bir durum değildir…
Böyle yapmanın tağuta iman etmekle eşdeğer olduğunu bize Kur’an açıklamaktadır… Ve böyle bir imanı/inancı Kur’an-ı Kerim şiddetle reddetmektedir.
Selam ve dua ile...