Tatlıses'e saldırında şok detaylar!
Tatlıses'e saldırı dosyasından ilginç detaylar: Abdullah Uçmak bakkalı arayıp 'İbo Show'un bittiğini öğrendi, ardından saldırı emri verdi.
Uçmak’ın yanı sıra sık sık kullandığı mahalle bakkalının telefonu da polisçe dinleniyordu. Saldırı gecesi kullandığı yeni bir telefonla takipteki bakkalı arayan Uçmak televizyonda canlı yayımlanan İbo Show’u kastederek programın bitip bitmediğini sordu. Programın bitmek üzere olduğu, jenerik geçtiği yanıtını alınca Tatlıses’e saldırıyı başlattı.
1998 yılından bu yana kavgalı olduğu Tatlıses’e daha önce suikast girişiminde bulunan Uçmak, 14 Haziran 2004’te de işadamı Ahmet Taşçı’yı silahla tehdit etti. Taşçı’nın şikâyeti üzerine evine yapılan baskında silahlarla birlikte ele geçirilince tutuklandı. 2010’da çıktığında ilk işi, Taşçı’nın izini sürmek oldu. Taşçı’nın cep telefonu Kasım 2010’da Uçmak tarafından ankesörlü bir telefondan arandı. İki hafta sonra da aracının önü kesildi. Saldırıdan kurtulan Taşçı polise başvurarak Abdullah Uçmak’ın ismini verdi.
‘Her an suç işleyebilir’
Taşçı’nın yaptığı şikâyet, ‘tehdit ve adam kaçırmaya teşebbüs’ iddiasıyla 4 Aralık 2010’da Şişli Başsavcılığı’na gönderildi. Savcı da İstanbul Organize Suçlar Şubesi’nin görüşünü sordu. Emniyet, Uçmak için “Çete kapsamında eylemlerine devam edeceği ve her an suç işleyebileceği” değerlendirmesinde bulundu. Şişli Savcılığı, emniyetin görüşü üzerine dosyayı 16 Aralık 2010’da İstanbul Özel Yetkili Savcılığı’na gönderdi. ‘Suç örgütü kurup yönetmek’ iddiasıyla soruşturmaya devam edildi. Uçmak 4 Ocak 2011’den itibaren üç ay süreyle dinlemeye alındı. Ancak Uçmak suç unsuru olabilecek görüşmelerini cep telefonuyla yapmıyordu. Uçmak’ın evi Pendik’teydi. Alışverişini arkadaşı Murat Alagöz’ün marketinden yapıyordu. Görüşmelerinde Alagöz’ün sabit telefonunu kullandığı için bu numara da dinlenmeye başlandı. Ardından Uçmak’la hareket ettiği düşüncesiyle bakkalın cep telefonu da takibe alındı.
Mahallede herkes biliyor
Uçmak aslında markete uğradığı günlerde kimi gördüyse Tatlıses’i vuracağını söylüyordu. Örneğin teknisyen Sezgin Köklüceli, 20 Mart 2011’de alınan ifadesinde, “Herkese Tatlıses’i vuracağını söylüyordu. Çünkü aralarında eskiye dayalı bir husumet vardır” diyordu. Özkan Mutlu ve Metin Ertürk de bu sözleri işitmişlerdi. Fakat Uçmak, yaptığı telefon görüşmelerinde, Tatlıses’i vurduracağına ilişkin söz sarf etmiyordu. Kendini gizleyen Uçmak saldırı akşamı için iki yeni telefon ve hat satın aldı.
Uçmak’ın yanında iki adamı vardı. Yunus Ayık ve Ersin Altun. Uçmak, iki adamına Tatlıses’in aracını kurşunlatmayı önerdi. Onlar da kabul ettiler. Daha sonra 7 ile 11 Mart günleri iki defa, Tatlıses’in programını çektiği Maslak’taki Nurol Plaza önünde keşif yapıldı.
Uçmak 13 Mart gecesi saat 23.00 sularında telefonla Alagöz’ü aradı. Tatlıses’in sunduğu ve televizyondan canlı yayımlanan ‘İbo Şov’un bitip bitmediğini sordu. “Şu an yazılar çıkıyor” cevabını alınca 2 dakika sonra yeniden aradı. İkinci görüşmede programın bittiğini öğrenince tetikçi Ersin Altun’u arayıp “Hareketlenme var” dedi. Tatlıses dışarı çıkıp aracıyla hareket edince Ayık’ın kullandığı araç arkadan yaklaştı. Sağ camı açan Ersin Altun, Kalaşnikof marka silahı çıkardı ve tetiğe bastı.
İşte o telefon görüşmeleri
Abdullah Uçmak ile Murat Alagöz’ün saldırıdan yarım saat önce yaptığı görüşme bir gün sonra çözülerek polis fezlekesi ve iddianameye girdi.
Saat 23.39
-Abdullah Uçmak: Alo
Murat Alagöz: Bir iki dakika bekleyin
-Uçmak: He
Alagöz: Bir iki dakika bekle
-Uçmak: Tamam
Alagöz: Tamam
-Uçmak: Tamam bitmedi mi daha?
Alagöz: Şu anda yazılar çıkıyor yavaş yavaş
-Uçmak: He
Alagöz: Yavaş yavaş yazıları bitiyor, hemen çıkmaz
-Uçmak: Tamam tamam, hadi görüşürüz
Alagöz: Ona göre
-Uçmak: Tamam
Saat 23.41
-Uçmak: Alo
Alagöz: Tamam tamam
-Uçmak: Tamam
Saat 23.53
Alagöz: Efendim
-Uçmak: Hareketlenme var (Diğer telefonla Ersin’e söylüyor)
Alagöz: Tamam abi
-Uçmak: Murat sen misin?
Alagöz: Evet
-Uçmak: Yok yok tamam, sen kapat
Radikal