Tatlıses: Ne Derya'dan vazgeçerim ne de...
İbrahim Tastlıses eşi Ayşegül Yıldız'la eski hayat arkadaşı Derya Tuna hakkında çıkan iddialarla ilgili konuştu.
Ünlü türkücü İbrahim Tatlıses eşi Ayşegül Yıldız hakkında çıkan iddialarla ilgili Bugün Gazetesi yazarı Bilal Özcan'a konuştu...
Tatlıses: 'Derya Hanım'ı ezdirmem'
İşte o yazı...
İbrahim Tatlıses aradı, televizyonda kendisiyle ilgili söylediklerimden dolayı teşekkür etti.
Televizyonda ne mi söyledim?
Ayşegül Yıldız'ın işlerin başına geçmesini, kocasının iş yerleri ve çalışanlarıyla ilgili aldığı kararları yorumladım.
Kanaldan çıktım, gazeteye gelirken Tatlıses aradı.
Gazetelerde yazılanların gerçeği yansıtmadığını vurguladı.
"Resim dışarıdan göründüğü gibi değil, Ayşegül Hanım'a haksızlık yapılıyor" dedi.
"Ayşegül Yıldız'ı kâbus gibi gösteriyorlar"
Zekeriyaköy'de Tatlıses Kebap'ı işleten Derya Tuna'ya, gazetelerde yazıldığı gibi artık et verilmeme kararı alınmadığını vurguladı.
"Zaten, bazı kebapçılar ona akıl vermiş, eti bizden almıyordu" dedi.
Sonra da şöyle devam etti:
"Bu haberlerde Ayşegül Yıldız'ı kâbus gibi gösteriyorlar. Öyle bir şey yok. Derya Hanım, orada bizim ismimizi taşıyan restoran çalıştırıyor ama eti başka bir yerden alıyor. Böyle bir şey olur mu? Sen Mc Donald's bayii olsan başka yerden alıp, başkasının hamburgerini satabilir misin? Biz ona karşı çıkarız, yoksa başka bir şey değil. O yazılan haberlerle Derya Hanım'ı ezdirmek istiyorlar. Ezdirmem, buna asla müsaade etmem. Derya Hanım çocuğumun annesidir, ne ondan vazgeçerim ne oğlum İdo'dan... Böyle bir şey oldu evlendik, olaylar böyle gelişti. Ama onlara hiçbir laf getirtmem."
"Benim her karardan haberim var"
İbrahim Tatlıses, Ayşegül Yıldız'ın basın tarafından kendi çevresindeki diğer insanlara düşman gibi gösterilmek istendiğini de kaydederek şöyle devam etti:
"Ayşegül Hanım'ı düşman gibi göstermek istiyorlar. O, bazı kararlar aldı. Benim 220 tane çiğköfte bayim var, restoranlar var, başka işlerim de var. Neymiş, iş yerine çalışanlar parmak iziyle girecekmiş, Ayşegül bunu başlatmış. Şimdi bunu yapan tek iş yeri biz miyiz? Başka yerlerde bu uygulanmıyor mu? Ayşegül Hanım muhasebede çalışanlara cumartesi çalışmayı şart koşmuş. Çalışsınlar tabii, kebapçı çalışanlar cumartesi çalışıyorlar, muhasebeciler niye çalışmasın? Onlar da benim şirketimin elemanı, öbürleri de... Sonra, Ayşegül Hanım o kararları alırken bana bilgi veriyor, benim hepsinden, her şeyden haberim var."
Bugün
Tatlıses: 'Derya Hanım'ı ezdirmem'
İşte o yazı...
İbrahim Tatlıses aradı, televizyonda kendisiyle ilgili söylediklerimden dolayı teşekkür etti.
Televizyonda ne mi söyledim?
Ayşegül Yıldız'ın işlerin başına geçmesini, kocasının iş yerleri ve çalışanlarıyla ilgili aldığı kararları yorumladım.
Kanaldan çıktım, gazeteye gelirken Tatlıses aradı.
Gazetelerde yazılanların gerçeği yansıtmadığını vurguladı.
"Resim dışarıdan göründüğü gibi değil, Ayşegül Hanım'a haksızlık yapılıyor" dedi.
"Ayşegül Yıldız'ı kâbus gibi gösteriyorlar"
Zekeriyaköy'de Tatlıses Kebap'ı işleten Derya Tuna'ya, gazetelerde yazıldığı gibi artık et verilmeme kararı alınmadığını vurguladı.
"Zaten, bazı kebapçılar ona akıl vermiş, eti bizden almıyordu" dedi.
Sonra da şöyle devam etti:
"Bu haberlerde Ayşegül Yıldız'ı kâbus gibi gösteriyorlar. Öyle bir şey yok. Derya Hanım, orada bizim ismimizi taşıyan restoran çalıştırıyor ama eti başka bir yerden alıyor. Böyle bir şey olur mu? Sen Mc Donald's bayii olsan başka yerden alıp, başkasının hamburgerini satabilir misin? Biz ona karşı çıkarız, yoksa başka bir şey değil. O yazılan haberlerle Derya Hanım'ı ezdirmek istiyorlar. Ezdirmem, buna asla müsaade etmem. Derya Hanım çocuğumun annesidir, ne ondan vazgeçerim ne oğlum İdo'dan... Böyle bir şey oldu evlendik, olaylar böyle gelişti. Ama onlara hiçbir laf getirtmem."
"Benim her karardan haberim var"
İbrahim Tatlıses, Ayşegül Yıldız'ın basın tarafından kendi çevresindeki diğer insanlara düşman gibi gösterilmek istendiğini de kaydederek şöyle devam etti:
"Ayşegül Hanım'ı düşman gibi göstermek istiyorlar. O, bazı kararlar aldı. Benim 220 tane çiğköfte bayim var, restoranlar var, başka işlerim de var. Neymiş, iş yerine çalışanlar parmak iziyle girecekmiş, Ayşegül bunu başlatmış. Şimdi bunu yapan tek iş yeri biz miyiz? Başka yerlerde bu uygulanmıyor mu? Ayşegül Hanım muhasebede çalışanlara cumartesi çalışmayı şart koşmuş. Çalışsınlar tabii, kebapçı çalışanlar cumartesi çalışıyorlar, muhasebeciler niye çalışmasın? Onlar da benim şirketimin elemanı, öbürleri de... Sonra, Ayşegül Hanım o kararları alırken bana bilgi veriyor, benim hepsinden, her şeyden haberim var."
Bugün
