Tarz ile farz arasında sıkışmış bir nesil!
Biz Modern Müslümanların bu modern zamanlarda en büyük yanılgısı ve yanlışı; İslamı, İslamın istediği gibi değil de, Gönlümüzün İslamının istediği gibi yaşamamızdır. İslam erkek ve kadın için nasıl giyinilmesi gerektiğini açık seçik beyan etmişken; ama böyle bana daha çok yakışıyor, ama böyle daha güzel, ama böyle daha yakışıklı oluyorum dememiz hep ondandır. İslam, Cihad farzdır diyor biz, kavgacı olmayalım, sert olmayalım, Gazze, Suriye, Arakan bombalanırken sadece dua yeter, düşman kimyasal silah kullanırken ben çiçek böcek dağıtayım dememiz hep ondandır. İslam ve Hz. Peygamber yiyecek ve içeceklerini fakirlerle, aç olanlarla paylaşın demişken bizim Facebookta, Twitterde, İnstagramda yediklerimizi içtiklerimizi paylaşmamız hep ondandır.
Biz İslamı Allahın farzına göre değil Londranın, Parisin, Romanın, Washingtonun tarzına göre yaşıyoruz. Biz yaşanılacak en ideal hayatı Allahın farzında değil batının tarzında arıyoruz hep.
Harf devrimi ile bir gecede cahil bırakılan dedelerin torunları bugünde batının dayattığı giyim kuşam devrimi ile İslami cehalet ile yüz yüze!..
Ve bizim Modern Hüseyinlerimiz, Zeyneplerimiz var hem Allahın farzını hem batının tarzını en iyi şekilde uygulayayım diyen. Ve bizim Modern Mücahitlerimiz klavye başında ülke yıkıp ülke kuran mücahitlerimiz var. Ve bizim Modern İslam alimlerimiz yıllardır imsakin kaçta açtığını, sigaranın haram olup olmadığını, sakızın orucu bozup bozmadığını, tavuktan kurban olur mu olmaz mı araştıran İslam Alimlerimiz.
Bu farz-tarz ikileminden dolayı ne tam olarak Allahın farzını yerine getiren ne de tam olarak batının tarzının uygulayan acayip bir nesil türedi. Tarz ile farz arasında sıkışmış bir nesil oluştu.
Bu ikilem ile Che Guevera tişörtlü Mücahitlerimiz, Eros şapkalı Mevlanacılarımız, Tarkan dinleyen Dindar gençliğimiz, Coca Cola içen Kahrolsun İsrailcilerimiz, Kahrolsun Şeriat diyen Müslümanlarımız ve de Kalbini 5 vakit Omo ile yıkayan Ultra Müslümanlarımız var bizim!..