Tartışmalarına Bilim Adamları da Katıldı: Sumak Yaraları Bile Dezenfekte Ediyor

Son günlerin en önemli tartışmalarından birisi olan sumak bitkisi ile ilgili tartışmalarla ilgili bilim adamları da görüş belirtiler. Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Akan, “Doğu ve Güneydoğu'da Yöre insanları tarafından meyveleri ezilerek yemeklerde ekşilik ve baharat olarak kullanıldığı, kanamaları durdurmak için toz haline getirilip yaralara haricen uygulandığı belirtti.

Tartışmalarına Bilim Adamları da Katıldı: Sumak Yaraları Bile Dezenfekte Ediyor

Özellikle alternatif tıp anlamında kullanımından faydalanılan sumak bitkisi ile ilgili açıklama yapan Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Akan, Bölgede ekşi tadı nedeniyle hazmı kolaylaştırıcı, iştah açıcı, kan şekerini düşürücü, zehir etkisini azaltıcı amaçlarla kullanıldığını, hatta baharat ve şerbet haline getirilerek de kullanıldığını belirtti.

Şırnak'ın Cizre ilçesindeki İmam Selahattin Örgen tarafından Coronaviruse faydalı olduğuna dair görülen rüyayı okuyarak sosyal medya hesabından paylaşmasının ardından tüm Türkiye'de gündeme oturan sumak  ile alakalı paylaşmışda Cizreli bir hanımın Hz. Peygamberi rüyada gördüğü ve bu hastalık için Sumak bitkisini tavsiye ettiği anlatılıyordu.

Konu ile ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz Prof. Dr. Akan, sumak bitkisine dair şunları söyledi: Sonra 20 yıldır GAP bölgesinde yaptığımız Etnobotanik araştırmalarımızın sonuçlarına baktım. Bu arada etnobotanik kelimesini merak eden dostlarımız için kısa bir tanım yapayım: “Etnobotanik, bitkilerle insanlar arasındaki ilişkileri inceleyen disiplinler arası bir bilimdir. Etnobotanik terimi “halk botaniği, halk hekimliği” gibi terimlerle Türkçe ’ye çevrilmiştir. Tıbbi bitkilerden yararlanarak hastalıkları tedavi etme alışkanlıkları günümüzde “alternatif tıp”, “geleneksel tıp” ya da “tamamlayıcı tıp” adı altında giderek artmaktadır.
Bölgede yaptığımız tüm etnobotanik araştırmalarda Sumak bitkisinin hemen hemen tüm Güneydoğu Anadolu bölgesinde yüzyıllardır kullanıldığını, sofralardan eksik olmadığını gördük. Batman’da, Şırnak’ta, Mardin’de, Şanlıurfa’da, özellikle Gaziantep ve Nizip bölgelerinde çok yaygın olarak kullanıldığını, hatta çok sayıda Sumak fabrikası olduğuna tanık olduk. Bölgede ekşi tadı nedeniyle hazmı kolaylaştırıcı, iştah açıcı, kan şekerini düşürücü, zehir etkisini azaltıcı amaçlarla kullanıldığını, hatta baharat ve şerbet haline getirilerek de kullanıldığına denk geldik. 

   Bilimsel literatüre baktığımızda, özellikle Cizre’de yapılmış bir etnobotanik araştırmanın olduğunu farkettim.Van Yüzüncü Yıl Üniversietsi’nden Prof. Dr. Fevzi Özgökçe hocamızın danışmanlığında, Adnan Gençay’ın 2007 yılında yapmış olduğu “Cizre’nin etnobotanik özellikleri” isimli yüksek lisans tezinde sumakla ilgili şu bilgilere yer veriliyor:  
“Yöre insanları tarafından meyveleri ezilerek yemeklerde ekşilik ve baharat olarak kullanıldığı, kanamaları durdurmak için toz haline getirilip yaralara haricen uygulandığı belirtilmektedir”.   Sumak bitkisinin bölgedeki diğer kullanımları arasında yaraların sumak suyuyla dezenfekte edildiği hususudur. 
Prof. Dr. Akan, Ülkemizdeki diğer etnobotanik araştırmalar ve Anadolu bitki bilgeliğinde sumak bitkisinin önemi konusunda şu hususlara değindi: 
Bilimsel adıyla “Rhus coriaria” olan Sumak bitkisinin olgun meyveleri baharat olarak gıdalarda tuketilmekte. Kökleri erozyonu önlemek için yetiştirilmekte, yaprakları kök boyamacılıkta kullanılmakta, tıbbi olarak da yaprak ve meyveleri halk tababetinde kullanılmaktadır. Ayrıca, kanama durdurucu, antibakteriyal, kabız yapıcı etkilere sahiptir. Aynı zamanda vasoconstructor dediğimz damar büzücü etkisi ile mikroorganizmaların vücuda girişini engelleyebilmektedir. Virüs olarak etanolle yapılan ekstraktları Herpes simplex (Uçuk)’e etkilidir. Ancak bitkiyi fazla tüketmek yapraklarındaki ve tohumlardaki yüksek tanen bileşiklerinden dolayı kabız yapmaktadır. Dikkatli kullanılması gerekir”. 
      Türkiye ve dünya genelinde sumak üzerinde yapılmış yüzlerce bilimsel deneyler ve araştırmaların olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Akan, sumak bitkisinin Biyolojik Etkilerini araştıran bilim adamları var, yüzlerce bilimsel makale var. Sumak, zengin besleyici içeriği yanında gallik asit gibi önemli antioksidan etkili bileşikleri de yapısında barındırmaktadır. Bu nedenle sumak üzerine yapılan birçok biyolojik etki çalışması bulunmaktadır. Sumağın antidiyabetik, hipolipidemik, skolidal, analjezik ve DNA koruyucu etki gibi önemli biyolojik etkileri ortaya çıkarılmıştır. Yapılan bir araştırmada sumağı her gün düzenli tüketen diyabetlilerde kalp hastalıkları riskinin azaldığı belirlenmiştir. Ayrıca sumakta bulunan antioksidanları yaşlanma sürecini yavaşlattığı bildirilmektedir. Avrupa’da yapılmış yüzlerce makalede sumak bitkisinin antiviral olduğu belirtilmiştir. 
     Sumak bitkisi ile ilgili rüyayı anlatan bir köy imam ve videoyu paylaşma gereği duymuş, ancak hepimiz biliyoruz rüya göreni bağlar ve rüya ile amel edilmez, hoca efendi iyi niyetinin ve sorumsuzluğunun kurbanı olsa da ama Sumak bitkisinin halk hekimliğindeki yeri kaçınılmazdır. Coronavirüs elbette ki hafife alınacak bir hastalık değildir, sadece sumak bitkisi bunu iyileştirir demek de doğru değildir. Ama hem sosyal, hem etnobotanik, hem etnolojik hem de bilimsel bilgilerin bir araya getirilmesinde de hiçbir mahzur yoktur. Anlatılan velev ki bir rüyanın bilgisi, velev ki bir imamın görüşü, velev ki bir kadının abartısı olsa da ama imam üzerinden lütfen inancımızla alay edilmesin. Sağlık bakanlığı ve bilim kurullarımız coronavirüs ile ilgili zaten yeterli açıklamaları yapmaktadırlar.

Prof. Dr. Hasan Akan sözlerini şöyle tamamladı:

Bizim alanda etnobotanik arastirmalar yapıyoruz, yöre halkının geleneksel bilgilerini kayda alıyoruz ve kültürel mirasımıza ait bilimsel makaleler yayımlıyoruz. Bölgede bitkiler hakkında en çok bilgi aldığımız kaynak kişiler arasında imamlar, öğretmenler, yaşlı insanlar, çobanlar ve kocakarı dediğimiz insanlardır. Hatta Mardin'de Musa Gecit isimli bir imamdan söz etmek istiyorum. Bu bir köy imamı ama boş oturan onlarca bilim adamının yapamadığı güzel işler yapıyor. Doğa fotoğrafçılığıyla, çektiği endemik bitki ve hayvan resimleriyle dünyayı kendine hayran bıraktırıyor. Bilim dünyasına kazandırılan birçok bitkiye bu imamın adı verildi, botanik bilimine çok yeni bilgiler kattı.   Musa Geçit (köy imamı) hocanın adının verildiği ve tüm dünyada yalnızca Mardin’de yetişen, orayı özgü ve endemik olan Crocus musa-gecitii  türü bilimsel literatüre “Musa Geçit Çiğdemi” olarak geçti. 
Anadolu, tıbbi bitkiler bağlamında adeta bir bitki cennetidir ve etnobotanik açısından da zengin bir geçmişe ve potansiyele de sahiptir. Özellikle geleneksel halk ilacı üzerinden yapılacak bilimsel araştırmalar ile yeni ilaçların keşfedilmesi artacaktır.