TAKSİM’DE OLUP BİTENLER

TAKSİM’DE OLUP BİTENLER



Taksimde toplananların ekseriyeti halk tipi insanlardır kuşkusuz. Ancak maalesef, orada toplanan vatandaşlarımız marjinal gruplara tabi olacak kadar rotasını kaybetmiş insanlardır. Dikkat ediniz! TKP’sinden tutun da Ergenekon örgütünün alt birimlerine kadar herkes orada vardır. Daha önce defalarca burada yazdık: Ergenekon henüz bitmiş değildir ve kesinlikle PKK’dan daha tehlikelidir. Çünkü şu anda PKK çekiliyor, fakat Ergenekon örgütü ve onun örgütlediği mihraklar bu çekilmeyi istemiyorlar. Bunların istemedikleri şey aslında barış ve huzurdur. Gezi parkı bahane edilerek Taksim’de ve ülkenin birçok vilayetinde polise atılan taşlar aslında, çözüm sürecine duyulan öfkeyi temsil eden taşlardır.
Her şey birbirine bağlıdır. Çözüm sürecini ve ülkenin huzura kavuşmasını istemeyenler kimlerdir? Sayayım sizlere: Ergenekoncular… Kendilerini milliyetçi diye tanımlayan ırkçılar… Kemalist ulusalcılar... Çözüm sürecinin Ak Parti için siyasi yatırım olacağını ve Erdoğan’ın işine yarayacağını düşünen MHP’liler ve CHP’liler… Komünistler, Anarşitler, teröristler, ateistler, eyyamcılar, alkolikler ve diğerleri…
Bu açıdan Taksim olaylarından Ak Partinin aleyhine olabilecek bir Türk Baharını çıkarabilir miyiz, diye hesap yapanlar vardır. “Eğer R. Tayyib Erdoğan köşke çıkarsa biz iktidar bile olsak ensemizde boza pişirir” diye düşünen CHP’liler ve toplumu terörize eden Kemalistler, olayların Türkiye geneline yayılmasını istiyorlar… Seçimden başarıyla çıkamayacaklarını bilenler, eskiden orduyu göreve davet ediyorlardı. Hiç kimse inkâr etmesin… Daha düne kadar ordunun yönetime el koymasını savunan yazarlar vardı. Hala da o yazarlar yazı yazıyorlar. Ama şimdilerde Gezi parkındaki anarşistlere methiye yazıyorlar. Adnan Menderes’in idam edilmesini alkışlayan yazar bozuntularını bu millet unutmamıştır.
50 yıl önce, anarşistleri sokağa dökmek suretiyle 27 Mayıs devrimini gerçekleştirenler, bugün aynı senaryoyu Taksim’de uygulamak istiyorlar. Unutmayın! 27 Mayıs devrimini yapanların hiç birisi veya onların çocuklarından ve torunlarından hiç birisi, millete yaptıkları bu haince plandan pişmanlık duymadılar. Bırakın pişman olmayı, yetiştirdikleri kadrolar,  gerçek Atatürkçü olduklarını ortaya koymak için onlarca darbe girişiminde bulundular. Ama Adalete gönül vermiş Türk hakimleri, darbe girişiminde bulunanları bir bir yakalayıp mahkemenin önüne çıkarmayı başardılar. Darbe teşebbüsünde bulunan gerçek Atatürkçülerin hapiste oluşlarını içlerine sindiremeyenler, kalkmışlar demokrasiden ve Başbakan’ın diktatörlüğünden söz ediyorlar. Hey gidi günler hey!  Kargalara kalan dünya…
Ya siz darbe meddahçılığı yapanlar kim demokrasi kim? Darbe yapanların çocukları ne zaman darbeye maruz kalanlardan özür dilediler de gerçek demokrat oldular? Acaba 27 Mayıs’ı, 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü ve 28 Şubat’ı alkışlayanlar ne zaman milletten özür dilediler? Onların gerçek Atatürkçü olduklarını kim bilmiyor ki? Siz hem milletin oylarıyla seçilenleri indirip idam edeceksiniz, % 50 oy alanlara diktatör diyeceksiniz;  sonra kalkıp demokrasiden söz edeceksiniz? Öyle mi? Gerçek Atatürkçü olanlar acaba bir gün bile aleyhinde konuştular mı? Hayır, çünkü onlara göre en büyük tehlike İslam’dan ve İslam’a sahip çıkanlardan geliyor.