SÖZ MİLLETİNDİR
1 Kasımda yapılan milletvekili genel seçimlerinde, millet son sözünü söyledi. Demokrasilerde ülke yönetimleri seçimler yoluyla ülkeleri idare edecek yöneticileri halklar seçer, devleti idare ve hüküm verme yetkisi vererek işbaşına getirir. Cumhuriyetin ilanı ile ülkemizde de bu yöntem benimsenerek seçimler yoluyla hükümetler seçilerek işbaşına getirilmiştir ve getirilmeye devam ediliyor.
7 Haziran seçimleri öncesi tabiri caiz ise siyasi partilerin hepsinde siyasi anlamda bir gevşeklik görüldü. Parti liderleri adeta halkla alay eder bir tavır sergileyip tepeden bakmaya başladılar ve halkı nazarı dikkate almadılar. Yersiz ve talihsiz söylemleri halkın bir kısmını 7 Haziranda sandığa gitmekten soğuttu. 8 Haziran da ise halkın uyarısını alan Ak Parti neye uğradığını şaşırmış, ne yapacağını kara düşünmeye ve halktan aldığı uyarının şokunu atlatmaya çalışırken, diğer yandan da koalisyon hesaplarını yapmaya başladı. Bir taraftan da erken seçim çalışmalarına başladı.
7 Haziranda zaferle çıkan tek parti HDP oldu. Tarihinde ilk kez parti olarak seçimlere girerek halkın teveccühü ile barajı aşarak ummadıkları bir oy oranı ile meclise girdiler. Fakat beklenilenin üzerinde aldıkları oylar bu parti yöneticilerini bir nevi rehavete sürükledi. Gerek açıklamaları gerekse koalisyona girmeme çabası halkın tepkisine neden oldu. Farklı söylemlerle sırtlarını halka değil, başka yerlere dayayarak aba altında sopa gösterip sindirme politikaları yapmaya başlayarak çözüm sürecinin bitmesine bir şekilde taraf oldular. Terörün tırmanmasıyla birlikte özelikle doğu ve güneydoğuda halkın tepkisi sandıklara yansıyarak yıllardan beri terör nedeniyle akan kanın, korkunun, sindirmenin, gözyaşının göçün son bulma mesajıdır.
Diğer taraftan MHP liderinin hayırda hayır vardır, deyip her şeye hayır demesi ile Meral AKŞENERİN liste dışı tutulması ve Tuğrul TÜRKEŞİN seçim hükümeti bakanlığını kabul etmesi ile başlayan süreçte yapılan oy kaybedici açıklamalar ve partisi tarafından dışlanması parti oylarının kısmen ak partiye verilmesine sebep olmuştur.
CHP ise bildiğiniz gibi liderin sürekli yalan söylemesi ve tutarsız politikaları bu partiyi neredeyse yarım asırdır iktidar yapmamıştır ve yapmayacak
7 Haziran sonrası oluşan tablo, yıllardır Türkiyenin görmediği ve alışık olmadığı siyasi belirsizlikle birlikte Suruç katliamı, Ceylanpınarda iki polisin uyurken katledilmesi ile başlayan bir kaos süreci başlatıldı. Terörün tırmanması şehit cenazelerinin gelmesiyle halkta bir panik güvensizlik, iç savaş korkusu ve endişe oluştu. Altın ve dövizin yükselmesiyle birlikte ekonomik olarak ülke durma noktasına geldi. Bu durumu gören halk 7 Haziranda barajı aştırdığı partiye 1 Kasımda sandıkta ikaz ederek kendine gelmesini ve politikalarına çeki düzen vermesini istemiştir. Tıpkı 7 Haziranda ak partiye ikazda bulunduğu gibi
Artık halk uyanmış barış, kardeşlik, güven, dostluk ve istikrar istemektedir. Siyasi partilerin bu mesajı iyi okumaları ve ona göre politikalar geliştirip siyaset yapmaları gerekiyor. Aksi durumda tarihin tozlu sayfalarındaki yerlerini alırlar. Veya bir yerlerden emirle siyaset yapma dönemi kapanmıştır. Ne Pensilvanya nede Kandil yâda başka bir yerden. Siyaset yapılacaksa halkın istekleri doğrultusunda yapılmalıdır.
Dışa bağımlı ve maşa olan dışarıdan emir ve direktif alan siyasi partiler iflah da olmazlar muvaffak da olamazlar Madem siyaset halk için yapılıyor, o halde halkın istekleri, refahı, huzuru, mutluluğu ve saadeti için siyaset yapılmalıdır. Yoksa makam, mevki, kat, yat, ihale, vurgun, talan, adam kayırma, peşkeş çekme, yolsuzluk yapmak için yapılmaması gerek diye düşünüyorum. Geçmiş tarihlerde bu saydığım pis işler için nice siyasetçiler partileri ile beraber yok oldular. Hasıli kelam ne Türkiye eski Türkiye ne de halk eski halktır. Şimdi ak partiye düşen ise, vakit kaybetmeden çalışması, halka hizmet ve icraat göstermesi gerekiyor ve verdiği sözleri hemen yerine getirmesi lazım. Mevcut siyasilerin de halka ve yeni Türkiyeye ayak uydurmaları dileklerimle. Dürüst olan siyaset adamlarına selam olsun