SOSYAL BASININ YAN ETKILERI
Basın deyip geçmemek lazım. Bazıları basını birinci kuvvet olarak kabul eder. Geçmişte bir basın patronu dönemin Başbakanını pijama ile karşılamıştı. Ne kadar güçlü olduğunu ispatlamak için hükümetler deviren, ihaleleri planlayan, ihaleler devşiren, cüceleri yüce yüceleri cüce yapan, ekonomide söz sahibi olan, siyasileri hizaya getirmek isteyen, adliye koridorlarını dingonun ahırına çevirmeye çalışan ve daha nice gayri meşru işleri yapmak için tuzak kuran bolca yanlı basın kuruluşu ve sözde patronları gördük.
Sayın ERDOĞAN bir şiir okudu diye başına gelenleri hepimiz biliyoruz. Hemen manşet attılar MUHTAR BILE OLAMAZ Diye bildiler. Rahmetli ERBAKAN Başbakan olunca irtica hortladı diye yaygara koparan. Tezgâh aktörleri Müslüm GÜNDÜZ, Fadime ŞAHIN, Ali KALKANCIYI günlerce manşetten indirmediler. Merve ablamız Milletvekili seçilmiş hem de başörtülü, bırakır mı boyalı basın? Ertesi gün o günün yanlı, saldırı kahramanları manşet attılar bu vekilin yaptığı Cumhuriyete baş kaldırıdır, haddi bildirilmelidir dediler başarılıda oldular bunlar gibi çok olanlar var biz bu kadarla iktifa edelim bu saldırgan kalemşorlar bunları yaparken, ellerine ne geçti acaba, tek bildiğim ülke çok şeyler kayıp etti. Bu hain kalemlerin hiç umurlarında bile değil. Şükürler olsun bu yosunlu beyinler kelaynaklar misali azınlığa düşmekle birlikte, intikam almak için bu sefer insanları ifsada çalışıyorlar. Bunların ifsat vasıtaları madde, patron gücü, dış mihraklar, zina sahne ve tabloları, azıcık bitmek üzere olan siyasi aktörleridir. Yanlı yayın yapanlar er geç yok olmaya mahkûmdur.
Muhtar bile olamaz dedikleri Sayın ERDOĞAN şimdi devletin başı. Rahmetli ERBAKAN vefat edince asker dâhil, çelenk ve selamla karşıladılar merhum hocayı, Mağdure Sayın Merve hanım ise gelecekte başörtüsü ile Milletvekili adayı ve seçilen insafsızca kalem oynatanların ibret alması gerekmez mi? Bu yazdıklarım toplum vicdanında iz bıraktıkları için basının payını anlatmak istedim. Basın bir toplumun duyu organlarıdır. Hiç bir düşünce, görüş, akım sınırsız olmadığı gibi basının da toplumsal alan ve olaylarda sınırsız sorumsuz olmaması gerekir. Bazı görsel ve yazılı basın eski alışkanlıklarını devam ediyor. Bir gazete, kitap, dergi, ekran, site, yazar, gazeteci düşünün. Hayatı boyunca hep şahısları pompalasın topluma sunsun hiç yanlışlarını görmesin. Her söylediği, yaptığı doğru olsun katili zalimi gaspçıyı göklere çıkarsın, basından anladığım toplum yararına kalem oynatan, kumandası patronun elinde olmayan, haksızlık karşısında susmayan, güçlünün değil, mazlumdan yana olan ender insan topluluğudur.
Dış dünya ölçeğinde, iç huzur ve kalkınmada sosyal basının payı çok büyüktür. Basın silahı elinde olanın insan katili değil, insan yaşatan, gelecek vadedendir. Her şeyden önce basın güdümlü olmamalıdır. Siyaset, ticaret, lider, patron, Seyda şeyh güdümlüsü olan basından topluma fayda gelmez. Doğru yazmak, hakperest olmak, Tarafsızlık basının birinci ilkesidir. Basında zina sahneleri, şehvet tahrikçiliği, faiz, humar reklamcılığı toplum fertlerine sıkılan acımasız birer kurşundur. Dış etiketlerden korunma da, ülke kalkınmasında, birlik beraberlik harcında sosyal basının önemi çok büyük tür. Sosyal medyanın bir kolu olan internet ağları böyle devam ederse toplumsal olarak gençliği manevi yönden bozuyor, aile yuvaları yıkılıyor, kadın cinayetleri işleniyor, boşanmalar her gün birer yuvayı sel gibi götürüyor. Bir marifetmiş gibi her gün bu çirkef tabloları ekranlara servis etmek sağlıklı bir basın anlayışı değildir.
Bu konularda, yetkililerin mutlaka önlem almaları gerekiyor. Hem de hiç zaman geçirmeden. Fütursuzca nikâhsızlığı teşvik eden kim olursa olsun bu saldırıya dur demek lazım. Müftünün keçisi çalınmış, Müftü keçi çaldı diye manşet yaparsanız, Amerika da bir okula terör baskını olmuş 20 öğrenci hunharca katledilmiş, anma gününde Amerika başkanı timsah gözyaşlarını döküyor bundan daha iyi ne olabilir. Boyalı basınımızın bazıları günlerce bunu manşet, malzeme olarak kullandılar. İslam coğrafyasında her gün yüzlerce çocuk ölürken, aylan bebek dramı yürekleri dağlarken, ağlayanlar ölümlerin suç ortağı iken, bu çifte standartı görmemek, manşet yapmamak sosyal basın aymazlığı değilmidir? Her gün kan, ölüm, boşanmalar, kesmeler, trafik kaza sahneleri, yıkımları, manşet yapmaktansa nedenleri, olmamaları için çözüm önerileri ekranlara yansırsa, işte o zaman medeni basınımız var denilebilir. Doğruları yazarken, yazanı linçe tabi tutmakta medenisizliktir. Toplum yararına tarafsız, bağımsız, bağlantısız basın emekçilerine selam olsun.
Not: kısmet olursa 9 Şubat 2016 günü TUR CENTER Şanlıurfa şubesi Hac ve Umre organizasyonu ile muhiplerimle beraber umrede olacağız İnşallah. Umre turumuz çok ekonomik olup, Mukaddes beldelerde aynı havayı teneffüs etmek isteyen kardeşlerimiz 0546 263 78 52 Nolu telefonla kervanımıza katılabilirler. Selam ve dua ile