Sokağın Sesi-1
Hz. Ömer’in halifeliği döneminde kendisi halife olduğundan, (şimdiki tabirle Reis) sorumluluk icabı gece teftişe çıkar. Gecenin geç saatlerinde bir evden çocuk çığlıklarını duyar. Ömer kapıyı çalar, bir kadın çıkar; “Niçin bu çocuklar ağlıyor?” dediğinde, kadın; “Üç gün, üç gecedir bu çocuklar aç, bir şey yok, bak şu ocağa tencereye su koymuşum su kaynıyor içine atacak bir şey de yoktur, benimki çocuklar yatıncaya kadar onları oyalamak” der, yönetimde de Ömer var der. Ömer bu tablo karşısında hem heybetli, hem de merhametlidir. Ömer açlıktan kıvranan çocukların annesine bekle geleceğiz der. Ambardan bir çuval un alarak kadına götürüyor. Ömer’le beraber yardımcıları da var. “Ya Ömer, sen halifesin unu biz taşıyalım” dedilerse de her şey nafile, Ömer; “bu un çuvalını ben taşıyayım ki, mesuliyetten belki kurtulayım” der. Yaşanmış bir olay, beşeri siyasetin; Laiklikle, demokrasi ile kemalizm ilkeleri ile hatta Dini duygu ve referanslarla halktan oy alıp, seçilenler, yönetim kadrosunda bulunanlara bundan daha büyük, sosyal Adalet, sosyal devlet, halkla beraber yönetim anlayışı olabilir mi?
Siyasetçilerimiz gündemi hep kendileri belirler hem de halk adına. Halkin gündemi ile siyasilerin gündemi birbirine zıt, konunun başlığını “sokağın sesi” koydum, denizden bir damla da olsa bir kaç sokak gündemini sizinle paylaşmak istiyorum bu yazımda. Şanlıurfa merkez Topçu meydanındayım orta yaşlı biri bana hocam Rabia nedir diye bir soru soruyor. Ben de Rabia Arapçada dörttür dedim. Biraz izah ettim soruyu soran tatmin olmadı. Biraz detaylı anlatmaya başladım. Mısır’da Mursi zamanında seçimle iş başına gelen Muhammed Mursi’nin zafer kutlama yeri, gaspçi sisinin darbeyle devirdiği meşru Cumhurbaşkanı’nın göreve dönmesi için binlerce kişinin tekbirlerle yeri göğü inlettiği, davaları uğruna canlarını verdiği mekân. Soruyu soran, demek eski valilik yerine bu isim bunun için verilmiş bende evet dedim. Peki, hocam bu mekân daha yeni yıkıldı müteahhit’e verildi daha bir iki sene geçmeden bu mekânın etrafı yine çevrilmiş. Bu sefer Büyük Şehir belediyesi el atmış, yazıda da bu yerde revize çalışmaları var halkın malı, parası niçin çarçur ediliyor paramızla hangi yandaş zengin edildi. Bu ilde denetim mekanizması yok mu demesin mi? Yönetenler, büyüklerimiz daha iyi bilir dedim ilgililere arz edilir.
Bir vakıfta geçlere sohbet ediyorum. Dersin sonunda soru sorma faslı ismi bende mahfuz bir genç hocam sen neden bahsediyor sun başımdan geçen bir olayı anlatayım da yorumunuzu almak istiyorum. Genç hocam ben üniversite mezunuyum otuz yaşımdayım kısa bir dönem vekil öğretmenlik yaptım şu an işsizim bir gece evimize polisler baskın yaptılar. Babam hayırdır diye sorduğunda, oğlun Baylock kullanmış tüm çabalar sonuçsuz. Evi didik didik aradılar bir şey bulamadılar, beni de alıp emniyete götürdüler hemen nezarete attılar. Tam yedi gün kaldım yaşadıklarımı bir Allah bilir bir de. Mesela tuvalet ihtiyacımı gidereceğim ihtiyaç giderme kapısı açık olacak, karşıda beni bekleyen, bana bakan güvelikçi var bu şekilde ihtiyaç gider diyorlardı. Bu nasıl devlet anlayış, bitmedi yedi gün sonra mahkemeye çıkarıldım. Tutuklandım iki ayda cezaevinde kaldım Allah kimseyi düşürmesin suçsuzluğum idarece ispat edildi kamu yararı adına Adli kontrolle serbest bırakıldım… Cep telefonumu daha vermediler, telefonu da borçla almışım taksitlerini hala ödüyorum… Adaletin olduğu devlette bunlar yapılır mı? İnsan değeri bu kadar mı ucuz. İktidar olup, muktedir olmayan siyasi yönetimin işidir. Arzumuz hiç bir insanin haksiz yere haksızlığa uğramamasıdır. Son söz ihmalden, isyandan dolayı suçsuzda olsan şefkat tokatları yemek adli ilahi olsa gerek.
Yine Şanlıurfa merkezde eski stadyum yerleşkesinde geziyorum. Bir genç hocam bir soru sorabilirliyim? Buyurun dedim. Burası inşaat halinde iken buraya çok amaçlı bir cami yapılacaktı İnşaat bitti her taraf mağaza Cami falan yok… Bende valla bu sorunun cevabini personeli ile beraber 15 Temmuz Demokrasi şehitlerini Rabia meydanında yâd eden değerli İl müftümüze sorsan cevabini alırsın dedim… Urfa merkez Bağlarbaşı mahallesinde bir parkta hocam bu askeriye alanı ne zaman boşalacak, asker gözbebeğimiz, engelde kalmadı, siyasiler kalkması için hep söz verdiler başka bir yaşlı adam, sen delimisin? Siyasiler paylaşımını yapıyorlar günü gelince kalkacak dedi. Bende söz verenlere kanmayın siyasiler seçimden seçime bol keseden vaad ederler sabredelim. Düzelir inşallah dedim. Ahmet Yasevi mahallesinde bir emlakçi arkadaş hocam mahallemize yapılan evler binalar Urfa’mıza yakışmıyor. Üç katlı binalar tren vagonları gibi bitişik, tam rant yerleşkesi dedi. Bende yeni belediye başkanımız eski belediye yönetiminin imar anlayışı, hele sabredelim dedim. Eski Başkanımız Hemşerimiz doğruluktan ayrılmayan, çok çalışkan şu an Tarım bakanı Sayın Fakıbaba fakirlere ithal ucuz et yedirmekle yoğun ve yorgun gündemi var günü gelince olacak. Şanlıurfa otogarında indim şehir merkezine bir taksici beni götürüyor. Hacı abi bu otogar hiç Urfa’mıza yakışmıyor küçüktür, kullanışsızdır dedi. Demesin mi? Siyasetimi atılayım diye düşündüm. Yine seçimden seçime halkı soranları, geçenleri, korumalarla korunanları bizden başka kimse bir şey bilmez diyenleri işaret ettim. Devamı:2. yazıda.