SOKAĞİN SESİ - 2

SOKAĞİN SESİ - 2


 

Önceki yazıdan devamla: Yüksek kulelerden, topluma elbise dikenleri çok gördük, gerçek Cumhuriyet bünyesinde halkı barındırırken, söylemle her şey söylenir eylemde ise siyasiler yönetim kadrosunda olanlar Cumhuriyeti halka koklatmazlar. Seçildikten sonra her şeyi ben bilirim derler. Eleştirmeyi hiç sevmezler, basının bazı kalemşorları bile yanlış yapanları yağlamaktan geri durmazlar. Sayın reis bile, biz İstanbul’a ihanet ettik, yöneticilere dikey yapılaşmaya fırsat vermeyin. Şehirlerimiz beton yığınlarına dönmüş, tarihi sözlerle bir gerçeği ifade etti. Yönetenler de kendileri ve ekibi, buda ayrı yazı konusudur. Biz sokağın sesine kulak verelim. Birazda sessiz yığınlar konuşsun.

Kız İmam- Hatip Lisesi son sınıfta okuyan kızımın bir arkadaşı ile bir tatil gününde bize geldiler. Eğitim, okul durumunu sordum. Öğrenciler dert küpü, müfredatın değişmesi ile önceden üniversite için çalıştığımız kitaplar test soruları, değişmiş dediler yeni piyasaya sürülen test kitapları almamızı telkin ettiler eğitim yazboz tahtasına donmuş, kit şartlarla aldığımız kitaplar yerine yeni test kitapları aldık. Aile bütçelerine yük olduk. Karma eğitim bir facia, servis olmasa, evden okula, okuldan eve giderken tinercilerin hışmına uğrama korkusu var. Uyuşturucu baronları gençleri zehirlemek için pusuda bekliyorlar dediler. Bende AKP döneminde 6 Tane Milli Eğitim Bakanı değişmiş, hiç biri eğitimci değil, yeni Türkiye vizyonunda her şey değişecek biraz sabır diyebildim. Ekonomi bakanımız tarih verdi yazın dedi bir kenara, bir ay süre verdi. Bir ay sonra Türkiye dünyada bir numara olacak dedim.  Adalette mi, Ekonomide mi, Eğitimde mi? Sabırsızlıkla bekliyoruz.

Urfa merkez sigorta mahallesinde bir gece sıra gecesindeyiz. Şanlıurfa’ya has tüm adetler yerine getirildikten sonra, cemaatten biri Ak Parti’yi eleştirmeye başladı karşılık veren olduysa da adam eleştirmeye devam etti ve şöyle dedi eskiden eşi ölen kişi hemen eş bulabilirdi Ak Parti dul, kör, topalların hepsini memur etti hepsini maaşa bağladı. Dullar koca derdini çekeceğime devlet maaşımı veriyor yerim keyfime bakarım gel de işin içinden çık, yaşı geçmişlerin eş bulmaları hayli zorlaşmış, neyse ki yeni bir parti kuruldu adi iyi parti, on kasımda Atanın huzurundaydı genel başkanı Meral hanım şöyle dedi İman tazelemeye geldik dedi. Dini yönden tehlikeli bir söz, söylem kastini Allah bilir. Bu bekâr ve dulların sorununu ülkeye iyi geldiğine göre bu parti belki çözer. Diyanetten emekliyim Hac Umre işi ile uğraşıyorum. Bir Cumartesi günü Viranşehir ilçemize gittim umre ye gitmek isteyen biri hocam tüm firmalar umre hac fiyatını dolar üzerinden söylüyorlar dolar olarak ödeyin diyorlar. Hâlbuki Sayın reis her şeyimiz Türk parası ile olacak demişti o gün bu gündür biz doları cebimize koymadık, dini bir ibadet gideri dolarla neden olsun? Dedi. Dedim ki, Ülkemizde dolar severler var önceden aldıkları dolarlarılar yükselirken dolarını bozarlar hak etmediklerini elde ederler, dolar tekrar düşünce Türk paralarını yine dolara bağlarlar. Bu taife emek vermeden, alın teri dökmeden kurt dumanlı havayı sever ya aynen bunun gibidirler. Dolar değersiz, karşiliksiz, hukuksuz piyasayı sömürmek için Siyonizmin insanları sömürme aracıdır anladın mı kardeşim? Vallah doğru hocam tamam dedi.

Bir memur emeklisi vatandaş, hocam 1.800 TL emekli maaşı alıyorum. Delik büyük yama küçük, çok sıkıntı çekiyorum… Kimse kimseye borç bile vermiyor insanlık olmuş, ev kirası 700 TL. Kışın soba kullanıyorum yakacak, eğitim, elektrik, su, telefon faturaları, yiyecek, giyecek okula giden üç çocuk gel de bu maaşla geçin, bu kadar sabrettik biraz daha sabredelim. Ülkede tüketim çılgınlığı var, üretmeden tüketmek sancılı bir hayattır. Geleceğe dönük denk bütçeyle kese kasamıza para girecek diye düşünüyorduk.  Dolar çok yükseldi sen söyledin, BİST zirve yapmış, sebzemizi Rusya alıyor, sıkıntılarda banka, kredilerde sonuna kadar açık aldığın maaşın iki kati banka krediyi hesabında açık bırakmış, aldığına şükret, kanaat et, Demokrasi yönetiminde seçilenler senden on kat daha fazla alır senin suçun fazla çocuk sahibi olmandır.

Bir baba hocam iki çocuğum okula gidiyor, bir oğlan bir kız. Kız İmam-Hatip lisesine, oğlan ise düz liseye, hele oğlana bir şey demiyorum kızım İmam- Hatip lisesine gidiyor Namaz kılmıyor, ikisi de hiç kitap okuduklarını görmedim. Her birinin elinde bir telefon veya tablet gece geç saatlere kadar bakıyorum sözde yatmışlar yorgan altından ışık görünüyor anlıyorum ki, telefonla oynuyorlar, ana babaya itaat sıfıra inmiş, bu nasıl eğitim bu yarın devlette görev alsalar kime hizmet edecekler? Eyvah! Dedim. Kahrolsun Amerika, kahrolsun İsrail naraları atarken, atılırken, bu ifsat şebekelerinin bozuk din dışı cihaz içindekiler yatağımıza girmiş. Üstat ne güzel söylemiş, büyük bir yangın var. O yangının alevleri göklere çıkmış, o yangının içinde evladım yanıyor ben o yangını söndürmeye gidiyorum. Ben yangını söndürmeye giderken ayağım bazı yerlere takılmışsa ne ehemmiyeti var? Taze bir olay ekranlarda öpücük kavgası, uçakta öpüşmeler olmuş, müdahale edenler olmuş, taraftar olanlar, karşı çıkanlar netice karakolda son bulmuş. Çağdaşlık dediğin böyle olur. Manevi yönden gençleri boş bırakan yöneticiler gençlerin işlediği, dindışı, insanlık dışı eylemlerin suç ortağıdırlar. Korkmayın çağdaş Diriliş nesli geliyor… Vesselam...