Süleyman Şah’a Yapılan Şah Fırat Operasyonu

Süleyman Şah’a Yapılan Şah Fırat Operasyonu


Tüm Türkiye geçen Cuma günü Süleyman Şah’a Yapılan Şah Fırat Operasyonunu konuşuyor.
Tartışılan konu Türkiye neden Türbeyi taşıdı? Hükümet kimlerle işbirliği yaptı? Kimden İzin aldı? Askerlere hangi örgütler yardım etti? Gibi birçok soru için cevap aranıyor…
Bir atasözünde şöyle denir; “Dünyada başarı kazanmanın iki yolu vardır: Ya kendi aklından faydalanmak yahut da başkalarının akılsızlığından faydalanmaktır”
Savaş ortamının devam ettiği, hatta savaşında ötesinde (Savaşta taraflar belli iken burada tarafların dahi belli olmadığı bir durum) bir durumun yaşandığı bu bölgede Akıllılar kendi akıllarından faydalanıp başarı elde ederken, akılsızları da boş işlerle meşgul ediyorlar.
Süleyman Şah Türbesine yapılan Şah Fırat operasyonunda hiç kimse ile resmi anlaşma yapılmadığı bizzat Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklandı. Ama öte yandan Suriye İstanbul Konsolosluğu, PYD, ABD ve hatta IŞİD dahil herkesin haberi olduğu ortaya çıktı.
Herkes burada bir çelişki olduğunu söyleye dursun… Burada hiçbir çelişki yok. Başbakan Devletin Resmi anlaşmalarını temsil ederek bir anlaşma ve izin alma yok derken, Devletin resmi olmayan yüzü, MİT’i bir çok yerde işleri yürütmek için devreye girmiş… Savaşın ötesinde bir ortamda bulunan askerlerimizin kurtarılması için yapılan her türlü girişimi, eleştirmek yerine tebrik etmek lazım. Bu operasyonda kimin ne yaptığı ve ya ne dediğinden çok neticeye bakmak lazım. Neticede Operasyon ile tüm askerlerimiz sağ selim memleketine dönmüştür. Maçın sonucu galibiyettir. Dolayısıyla maçta dönen hilelerle takılmamak lazım…
Aslında bu tartışmaları alevlendiren muhalefetin amacı ne türbedir. Ne de kaybedilmiş denilen topraklardır. AK Parti’yi Başarsız göstermek için her şeyi eleştiriyorlar. Bu muhalefet değimliydi, Musul’da IŞİD eline esir düşen Türk Konsolosluğunun neden tahliye etmediğini eleştiren… Yine bunlar değil miydi? Rehineler kurtarıldığında, dünyadan alkış gelirken eleştirenler… yine Allah göstermesin, bu askerlerimizden birinin burnu kanasaydı bunlar o zaman hükümete nasıl yüklenirlerdi!.. bence daha ahlaklı bir siyaset lazım…
Yine Süleyman Şah Türbesi üzerinden hükümeti eleştirenlerin kaçta kaçı bu Süleyman Şah’ı tanıyor? Süleyman Şah kimdir?
SÜLEYMAN ŞAH, OSMANLI HANEDANININ ATASIDIR
Osmanlı tarihçileri, asırlar sonra Selçuklu kumandanı Süleyman Şah’ı Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin dedesi yaptılar. Bu arada bir de efsane doğdu: İran üzerinden gelen Türkmenler, Anadolu’ya yerleşmelerinden önce Suriye’ye ve Irak’a gitmişlerdi. Tarihî rivayetlerde Osmanlı hanedanının mensup olduğu aşiretin Türkiye’ye Suriye üzerinden geldiği anlatılıyordu. Âşıkpaşazâde, Neşrî ve Oruç Bey gibi ilk Osmanlı tarihçileri Osmanlı hanedanının atası Süleyman Şah’ın Fırat Nehri’ni geçerken Caber Kalesi civarında boğulduğu ve cesedinin nehirden çıkarılarak kalenin eteğine gömüldüğü iddiasını ortaya attılar. Selçuklu kumandanı Süleyman Şah, artık "Osmanlı hanedanının atası” olmuştu. Süleyman Şah’ın gerçek kimliği artık önemli değildir, önemli olan meçhul bir kişiye de ait olsa türbenin bulunduğu mekândaki bayrağımızın orada yükselmeye devam etmesidir.
Herkes her şeyi söyleyebilir ama bence insanların sağ selim kurtarılması herşeyden daha önemlidir. Bu uğurda dönen hillelerin hiçbir ehhemiyeti yoktur.. kaldı ki “harp hilledir” sözü yabana atılamaz. Hapr ortamında her türlü hille meşrudur. Kiminle ne konuşulmuşsa önemi kalmamıştır. Resmi bir anlaşma ve bağlayıcı bir hüküm yok. Gerisi teferruattır