Skolyoz ameliyatı Urfa'da ilk kez Harran Tıp'ta yapıldı- Skolyoz nedir?
Harran Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Osmanbey Kampüsündeki yeni yerinde ve son model cihazlarla yaptığı başarılı operasyonlarla adından söz ettirmeye devam ediyor. Skolyoz ameliyatı Urfa'da ilk kez Harran Tıp'ta yapıldı Skolyoz Tedavi Yöntemleri, Doğuştan Skolyoz'da Tedavi, İdopatik Skolyoz'da Tedavi, Skolyoz Tipleri, Skolyo'da Tanı Nasıl Konur, Skolyoz Belirtileri, Skolyoz Nedir, Skolyoz Nedir? detaylar haberimizde...
Daha önce bir çok özellikli ameliyatları başarıyla gerçekleştiren Harran Tıp Fakültesi Hastanesi bir kez daha bir ilke daha imza atarak, Skolyoz (belinde ve sırtında eğrilik) ameliyatını başarıyla gerçekleştirdi.
Skolyoz ameliyatını gerçekleştiren Beyin Cerrahi doktoru Yrd. Doç. Dr. Hamza Karabağ, yaptığı açıklamada bu ameliyatın Şanlıurfa’da ilk kez yapıldığını belirti.
Yrd. Doç. Dr. Hamza Karabağ, bu alanda yapılan ilk ameliyat ile ilgili yaptığı açıklamada; “Hastamız Ali Aslan, Skolyoz (belinde ve sırtında eğrilik) nedeni ile hastanemize başvurdu. MR ve diğer grafik incelemelerinde torakal Skolyoz açısı 75 derece ölçüldü. Cerrahi müdahale yapıldı ve ameliyat ile bu açı 10 dereceye kadar düşürüldü. Sırtındaki eğrilik başarılı bir şekilde düzeltilen hastamız ameliyat sonrası üçüncü gün desteksiz yürümeye başladı. Bu da bizi memnun etti” dedi.
Doktor Hamza Karabağ ve ekibine teşekkür eden Ali Aslan; “Belimdeki eğrilikten ötürü çok zorluk çekiyordum. Harran Tıp Fakültesi Hastanesine başvurdum. Doktorumuzun başarılı operasyonuyla daha sağlıklı bir hayata kavuştum. Emeği geçenlere teşekkür ederim” dedi.
Skolyoz, omurganın göğüs veya bel bölgelerinde görülebilen, yana doğru eğriliğidir. Normal ve sağlıklı omurgada omurlar arkadan bakıldığında yukardan aşağıya yani boyun, sırt ve bel bölgelerinde düz bir hat şeklinde uzanır. Skolyozda ise omurlar sağa veya sola doğru yer değiştirir ve aynı zamanda kendi eksenleri etrafında skolyoz omurgadöner.
Omurgaya arkadan bakıldığında eğrilik düz durulduğunda bile fark edilebildiği gibi bazen bu denli net değildir ve ancak öne eğilme durumunda, kontroller ve röntgen filmlerinde anlaşılabilir.
Skolyoz Belirtileri
Skolyoz, yetişme çağındaki çocukların geleceğini tehdit eden bir hastalık. Hastalık erken belirlendiğinde tedavisinde yüzde 100'e varan bir başarı sağlanıyor. Ancak zamanında teşhis edilemeyen omurga eğrilikleri ilerlemişse, çocukların normal gelişimi engelleniyor. Erişkinlik döneminde; bel ve sırt ağrıları, kalp ve akciğer fonksiyon bozuklukları ortaya çıkıyor.
Skolyoz hastalığı yüzünden her 1000 kişiden 2 - 3'ünün aktif tedavi görmesi, her 1000 kişiden 1'inin de ameliyat olması gerekiyor. Skolyoz, dikkatli bir göz tarafından farkediliyor. Bu belirtiler şunları kapsıyor:
* Kalçalar ve omuz seviyeleri arasında eşitsizlik görülüyor.
* Kollar ile vücut arasındaki mesafenin eşitliği ve vücudun balansı bozuluyor.
* Baş bir yana, vücut bir yana savrulduğu için çocuklar bir bacaklarının daha uzun olduğu duygusuna kapılıyor.
* Kız çocuklarının eteğinin bir bölümü yukarı çekiyor.
* Göğüs kafesinde asimetri ve bir kürek kemiğinde tümsek gözlenebiliyor.
Bu şikayetle gelen hastalarda skolyoz olduğu ortaya çıkıyor.
Skolyo'da Tanı Nasıl Konur?
Skolyoz tanısı ayakta çekilen tüm omurgayı içine alan röntgen bulguları ve hekimin klinik muayenesi ile belirlenir. Omurganın direkt filmleri yeterli olup nadiren MR gereklidir.Omurganın esnekliği test edilir. Ayakta çekilen tüm omurganın ön arka ve yan grafileri tanıyı koymak ve skolyozun eğriliğinin derecesini belirlemek için yeterlidir. Bu grafilerde eğriliğin başladığı ve sonlandığı omurlar arasındaki sapma açısı ölçülür ve vakalar bu açının ilerlemesine göre takip edilir.Bu açıya Cobb açısı denir.Vertebranın dönme derecesi ise yine bu grafilerden belirlenir. Cobb açısı,vertebra rotasyon derecesi skolyozun ilerlemesini değerlendirmek ve konservatif tedavilerin sonuçlarını takip etmek için çok önemli parametrelerdir. Skolyoz yaşla birlikte ilerleme gösterdiğinden çocuğun kemiksel gelişiminin de belirlenmesi gerekir.Bu nedenle çocukların büyüme durumu ve kemikleşmenin düzeyini belirlemek için bazen elbilek ve kalça grafileri ile karar verilir.
Skolyoz Tipleri
Doğuştan (konjenital); Genellikle omurgadaki bir kusura veya birbirine kaynamış kaburgalara bağlıdır. Doğuştan doğuştan konjenital skolyozskolyoz hastalığı (konjenital), tıpkı çocuk felci veya beyin felci durumları sonucunda oluşan skolyoz (omurga eğikliği) gibi omurga’nın göğüs veya bel bölgelerinde görülen yana doğru eğriliğidir. Doğuştan (konjenital) skolyoz 0-3 yaş arasında görülür.
Polio (çocuk felci); beyin felci veya kas erimesi gibi durumlara bağlı olarak kasların felci sonucunda oluşabilir. Daha önce düzgün olan bir omurgada, bilinmeyen bir sebeple ortaya çıkabilir.
İdiyopatik skolyoz; skolyozun en sık görülen şeklidir ve kalıtsal bir sebebi olabileceği düşünülmektedir. En sık genç kızlarda, ergenlik çağının hızlı büyüme döneminde ortaya çıkar. İdiopatik skolyoz sıklıkla aileseldir ve genetik (kalıtsal) faktörlere bağlı gibi gözükmektedir. Asıl anlamadığımız, eğimin gelişmesini tetikleyen faktörlerdir. Diğer bir deyişle neden bazı eğimler hızla ilerler de bazıları yavaş ilerler. Skolyoz tam anlamıyla sağlıklı çocuklarda gelişebileceği gibi, beyin felçli (serebral palsi) kas hastalıklı, çocuk felçli, çocuklarda oluşabilir. Doğumsal omurga anormallikleri ve bağ dokusu hastalıkları da sebebler arasındadır. Mongolizm (Down) sendromu da sebebler arasındadır.Buluğ çağında skolyoz ağrı yapmaz ve tespit edilmesi zordur ve skolyozun fark edilmesinden birkaç yıl önce başlamış olabilir. Skolyozun tespitindeki en kolay yollardan biri öne eğilme muayenesidir. Çocuğun omurgasını büyüme tamamlanıncaya kadar düzenli olarak kontrol etmelidir. Çünkü skolyoz buluğ çağ içindeki herhangi bir zaman diliminde ortaya çıkabilir.
Uzun süre oturma veya ayakta durma sonucunda omurgada yorulma olabilir. Bağların zorlanması sonucu devamlı ağrı duyulabilir. Omurga yana doğru eğildikçe, dengeyi koruyabilmek amacıyla, ters yöne doğru ikinci bir eğrilik oluşabilir. Omurgadaki ilk eğrilik ne kadar büyük ise, büyüme tamamlandıktan sonra durumun daha da ilerleme ihtimali o kadar fazladır. Aşırı skolyoz (omurgada 60 dereceden daha fazla eğrilik) solunum problemlerine sebep olabilir.
Serebral Palsi; Spastik olan hastalar genellikle şiddetli olur skolyoz yüksek oranda var. Tekerlekli sandalyeye bağımlı olan hastalarda, denge sorunları oturan ve solunum ve kalp problemlerine yol açabilir. Bazı hastalar korse ile tedavi edilebilir, ancak birçok cerrahiden yarar sağlayacak.
skolyoz röntgen
Skolyoz Tedavi Yöntemleri
Eğriliğin miktarına ve kemik büyümesinin hangi aşamada olduğuna göre belirlenir. Tedavi alternatifleri arasında: egzersiz, sırt kuşağı kullanımı, ameliyat veya bu tedavilerin bir kombinasyonu düşünülebilir. Tedavi, erken başlandığı ölçüde başarılı olur.
Gözlem: 20 derecenin altında ve iskelet gelişimi tamamlanmaya yakın hastalarda sadece gözlem ve belirli aralıklarla kontrol yeterlidir.
Korse: Korsenin amacı eğimin artışının engellenmeye çalışılmasıdır. Korse özellikle eğimin 30 derece civarında olduğu ve büyümenin devam ettiği çocuklarda etkilidir. Korse etkisi 40 derece üstü eğriliklerde ve iskelet gelişimi tamamlanmasına uzun yıllar olan çocuklarda azalmaya başlar.
Cerrahi: Eğim 40 derece üzerinde ve çocuk hala büyüyorsa cerrahi kaçınılmazdır. 40 derece üzeri eğrilikler büyüme sona erdikten sonra da oldukça az olsa da artmaya devam eder. Bu sebeple ilerideki komplikasyonları önlemek, görüntü açısından cerrahi seçeneği iyi değerlendirilmelidir.
Doğuştan (konjenital) Skolyoz'da Tedavi
Hastalığın seyri ve tedavinin nasıl bir sonuç vereceği, eğriliğin yerine ve büyüklüğüne bağlıdır. Eğrilik ne kadar fazla ise, büyüme durduktan sonra eğriliğin artma şansı da o kadar çoktur. Tedavi edilmeyen aşırı skolyozlar, azalan akciğer kapasitesine bağlı olarak kalp ve akciğer problemlerine, sırt ağrılarına, fiziksel bozukluklara, omurganın osteoartritine ve siyataljiye sebep olabilirler.
Gözlem: Birçok skolyozun (30 dereceden az olanlar) tedavisine gerek yoktur fakat 6 aylık aralarla takip edilmesi gerekir.
Korse: İlerleyen ve 25 derecenin üzerindeki skolyozlarda kullanılıyor. Korseyle omurga asimetrik basınçlara karşı destekleniyor ve hasta büyüdükçe vücuda uyum sağlayacak şekilde ölçüler değiştiriliyor. Tedavi hangi yaşta başlarsa başlasın adet dönemine girdikten sonra 1,5 yıl daha korsenin kullanılması gerekiyor, günde 22-23 saat takılıyor, ilk 15 günden sonra eğriliğin yüzde 50 oranında düzelmesi bekleniyor. Tedavi tamamlandığında omurga ilk eğrilik derecesinde ya da birkaç derece altında ise tedavi başarılı kabul ediliyor. Korse, skolyoz hastalarının en çok başvurdukları tedavi şekli olarak biliniyor. Ama günde 22-23 saat korseyle dolaşmak hastaları rahatsız ediyor.
Cerrahi: 40 derece veya üzerindeki skolyozlarda, eğrilik kemik büyümesi durduktan sonra da artmaya devam edebileceği için genelde ameliyat ile düzeltme gerekir. Cerrahi yöntemlerden biri, eğriliğin artmasını önleyen ancak omurganın hareketliliğini de kısıtlayan bir aaaal çubuk yerleştirilmesidir. (Harrington çubuğu). Cerrahiden sonra omurgayı sabitlemek için korse kullanımı gerekebilir.
İdopatik Skolyoz'da Tedavi
Eğriliğin miktarına ve kemik büyümesinin hangi aşamada olduğuna göre belirlenir. Birçok skolyozun (30 dereceden az olanlar) tedavisine gerek yoktur, fakat 6 aylık aralarla izlenmesi gerekir. Tedavi alternatifleri arasında: egzersiz, sırt kuşağı kullanımı, ameliyat veya bu tedavilerin bir kombinasyonu düşünülebilir. Tedavi, erken başlandığı ölçüde başarılı olur.
Gözlem: Hafif vakalar sadece gözlem altında tutulur, erişkin veya çocuk zaman içinde takip edilir. Bu arada kaslardaki dengesizliğin, sertleşme ve kısalmaların önlenmesi için düzenli egzersizler yapılmalıdır.
Korse: Konservatif tedavide amaç iskelet büyümesi sona erdiğinde eğriliğin 30 derece civarında tutulmasının sağlanmasıdır. Zira iskelet büyümesi sona erdiğinde 30 derece civarında olan eğriliklerde yaş ilerledikçe artma olmaz. Konservatif tedavi korse ile yapılır. Başka hiçbir yöntem ilerlemeyi durdurmaz.
Cerrahi: Korse tedavisi ile durdurulamayan veya hekime müracaatlarında Cobb açısı yüksek eğriliklerde uygulanır. Ameliyat tercihan puberteden sonra yapılır. Birçok hastada tama yakın düzelme sağlanır.