SİYONİZMİN KURBANLARI
Siyonizm Yahudi teşkilatıdır. Yahudi denilince ırkından dolayı en üstün ırk kabul edilir. Yahudi olmayanların bilhassa Müslümanların hepsi ise Yahudilerin köleleridir. Bu kölelerin malı, canı, toprağı, dini, Namusu Yahudiliğe göre sinsi yollarla elde etmesi mubahtır. Öncüleri başta İsrail, ABD, AB, Nato’nun bir kısmıdır. Siyonist Yahudi düşüncesinin en büyük emici kolları, siyaset, sözde hukuk, askeri, sermaye, sözde cemaatler(sızmayla) eğitim, Irkçılık, mezhepçilik, yalancılık, basının her çeşidi ve iftiralardır denilebilir. Yahudi zihniyeti o kadar azgın ki, tarihte otuza yakın Peygamberlerini katletmişler. Bu konuda rivayetleri var. Bunların ellerinde saydıklarım güçlü bir şekilde olduğu için tuzaklarına bilerek bilmeyerek düşmemek elde değildir.
15 Temmuz kalleş darbe günü kutlanırken, perde arkasını aralamak, tedbirler almak yöneticilerimizin en büyük görevi olmalıdır. Sinekleri öldürmekle sinekler bitmez, sinek bataklığı kurutulmadan bitmez. Müslümanlar Siyonizm’e çok bedeller ödediler ödemeye devam ediyorlar. Mısır’ın Müslüman halkı Siyonizm kurbanıdır, Irak, Libya, Suriye, Yemen, Afganistan, Filistin daha sayamadığım İslam ülkelerindeki Müslüman halklar Siyonizm veya Yahudi zihniyeti kurbanıdır. Kendilerine amade siyasetçiler, sermaye, basın, askeriye hukuk, ipotekleyerek istediklerini yapıyorlar. Bu hainlerin, katillerin, din düşmanlarının duracağı yoktur. Tek söz geçiremedikleri İslam ülkesi Türkiye’dir. Hain planlarla Türkiye’yi hizaya getiremeyeceklerini anlayınca, şu anda değişik senaryolar devrede. Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlının bakiyesidir. Bu kalleş Siyonistlerce hangi devlet Osmanlıdan koparılmışsa hepsi Türkiye düşmanıdır (Yönetimlerce) Türkiye Müslümanları, tek vücuttur. Osmanlı tokadını vurmaya her zaman hazırdır.
Devlet bu kadirşinas halka uymalı, halkı kendisine uydurmaya çalışmamalıdır. 15 Temmuzun en çok mağdurları şehit aileleridir. Sonrasında ise suçsuz diri ölüler ve aileleridir. Bu konular mutlaka vuzuha kavuşmalıdır. 15 Temmuz Darbe girişiminin siyasi koluna hiç dokunulmamış, yoksa siyasetçiler güçlerine güvenerek kendilerini koruyorlar mı? Diye toplum vicdanında bu konu tazeliğini hep koruyor. Bu barbar, gaspçı, Siyonist kuklalarının geçmişini de irdelemek lazım. 80 darbesi, 28 Şubat, beşli çete oluşumları, madımak, Başbuğlar olayları gibi, bu hainler 15 Temmuzda gökten zembille inmediler. Sadece 15 Temmuzu görmek fotoğrafın tamamını görmemek demektir. Bazıları sadece kendilerini koruyor, sağlama, garantiye almaya çalışıyor ki, kuma kafa koymaktan başka bir şey değildir. Bu millet her şeyi biliyor ve görüyor. Taraflı basın gücünü kullanarak bunları yağlasa da her şey nafile...
Halkın inancı gereği sebatı siyasi emellere feda edilmemeli demek istiyorum. Siyonist İsrail Mescidi Aksayı yine talan etmiş, şu an kutsal mabet kapalıymış, Cuma Namazı bile kılınamamış, geçmişte bazı liderler İsrail’e meydan okuyordu İsrail’e katil devlet, korsan devlet diyordu, şu an bülbül sesi kesik, büyüklerimizin bir bildiği var muhakkak. Şu an Filistin, mescidi Aksanın en büyük katili Mısırın gaspçı yönetimidir. Mazlum Müslüman Filistin halkı en büyük sıkıntıyı Mısır yönetiminden çekiyor, üstelik işgal, katil İsrail de bu Siyonist uşağı mısır yetiminden de cesaret alıyor. Müslümanlar genel olarak kendi iç meselelerinden ötürü başka zulümlere fazla tepki bile veremiyor Siyonist, Yahudi düşünce Müslümanlar arasına öyle fitne serpmiş ki, hep kendi dertleri ile uğraşmaya zorlamış emelini gerçekleştirmiştir. Bugün Siyonist İsrail altın günlerini yaşıyor. Irak’ta, Suriye’de kendisine benzeyen devletçikler için fiilen olmasa da planlarını bastırmaktadır.
Nerede ulema takımı? Narkozlu gençlik çok acı bir tablodur bu halimiz. Siyonistlerin damarlarında kan değil, petrol dolaşmaktadır. Kan ihtiyacı olunca petrol kapma yarışına girişmektedirler. Siyonist düşünce Müslümanı öldürmekle kasalarını doldurdu, Çünkü vurana vurulana silah satıyor. Harap ettiği mukaddes beldeleri sözde maşalar eliyle imar edecekmiş, yeraltı yerüstü zenginliklerini talanla doymamişlar, uzun sure semirmek için üslerini kuruyorlar adına da çatışmasız alan diyorlar külliyen yalandır. Zaten sömürgecilerin en büyük sermayesi yalandır. Siyonizm’e, Yahudiliğe bu kadar bedel ödeyen Müslüman halk ne yapmalı ki, kurtulsun? Bir kaç cümleyle, arz edeyim. Öncelikle siyaseten onlardan ayrı olmalı, Milli siyaset güdülmelidir, toplum tüketim çılgınlığından kurtulmalı, üretime önem verilmelidir.
Tüm vekâlet savaşlarında bağlı bağlar varsa hemen koparılmalıdır. Bu güne kadar dini dili sorulmadan kim haksızlığa uğramışsa hakları iade edilmelidir. Siyaset çılgınlığından vazgeçilmeli, gerçek gündemler öne alınmalıdır. Her türlü eleştiriye açık olmalı, güvenilmez adalete çeki düzen verilmelidir. En önemlisi uyuşuk gençliğe el atılmalı, iman dolum tesislerinde gerçek ulemalarca boşluklar mutlaka doldurulmalidir… Yoksa akıbet çok kötü olur. Siyonizm’e bedel ödemeye devam ederiz. Allah korusun. Hukukta, ticarette, ekonomide, eğitimde, yönetim anlayışında zaman geçirmeden bağlı göbekler varsa bir an önce koparılmalı, teşhisler iyi konmalı ki, tedaviler netice versin. Vesselam…