Siyaset Geçim Kapısı mı?
İbni Haldun’a göre iki çeşit siyaset vardır. Birincisi: Siyaseti Adile, ikincisi ise: Siyaseti zalimedir. İmamı Gazali’ye göre ise, Mesleklerin, Meşreplerin, mevkilerin en şereflisi siyasettir. Der. Genel ifade ile siyaset yönetme sanatıdır. Siyaset insanlığın var oluşu ile başlar. İnsanın yeryüzünden bitmesi ile Siyaset de biter. Siyaset’te yönetenler var, yönetilenler var. Siyasetin tarifine göre zalim siyaset; insana bir şey vermez. Kayırma, Rüşvet, torpil, yolsuzluk zalim siyasetin ilkeleridir. Zalim siyasette adalet yoktur. Adil paylaşım hiç yoktur. Zalim siyasette yönetilenler sömürülür. Yalan ve aldatma zalim siyasetin en büyük silahıdır. Zalim siyasette fikir hürriyeti de yoktur.
Zalim siyasette devlet malı deniz yemeyen domuz anlayışı hâkimdir. Zalim siyaset anlayışında seçilenler başta Harun gibi davranırlar sonunda ise Karun olurlar. Menfaat odaklı siyaset kemik siyasetidir. Siyaset yönetim anlayışı iken, toplumun sorunlarını çözme anlayışı iken, Siyasi kariyerle çalan çırpanlar, zengin olanlar, yandaşlarını koruyanlar, ihalelerle zengin edenler kul hakkı gaspından ilahi mahkemede hesap vereceklerdir… Zalim siyasette bir kısım basın ise adalet dışı siyasetin alkışlayıcısıdır. Zalim siyaset anlayışında cüzdan vicdanın önüne geçer, Zalim siyaset anlayışında helal haram, hak, hukuk, mefhumu yoktur.
Zalim siyasetin alkışlayıcıları ve yalakaları da çok olur. Zalim siyasette Yönetilenlerin tepesinde korku imparatorluğu vardır. Zalim siyasette halk yani yönetilenler vergilerle boğuşur. Bu birikim halkın malı olduğu halde çar çur edilerek halkın hizmetine sunulmayarak, kendileri ve yardakçıları tarafından paylaşılır. Devlet havuzuna çok su akar, ama ne yazık ki, haramzadeler tarafından havuzun dibi delinerek kendi havuzlarına aktarılmaktadır. Ülkemizde geçmiş yıllarda bunlar çok yaşanmıştı… Yeryüzünde yönetim anlayışlarının çoğu bu minvaldedir. Ondandır ki dünyada huzur yoktur. Olamaz da… İnsanlığın özlediği siyaset anlayışı ise adil siyaset anlayışıdır. Topluma adil siyaset ilkeleri uygulanırsa insanlar niçin isyan etsin? Neden çalıp çırpsınlar?
Güncel konulardan biri de İran da halk isyanı gösterilebilir. Bu isyanın başka sebepleri aransada adaletsiz, anlayışsız, adaletsiz paylaşım insanları isyana sevk edebilir. Askeri alanda bir ülkenin gelir kaynaklarını askeri alanda mezhepçilik uğruna Suriye’de, Irak’ta, Yemende hoyratça sarf eder, halkın dertleri ile ilgilenmezsen biriken öfke bir yerden patlak verir. İran bir örnektir. Bu senaryoyu Türkiye’de denemek istediler, halen deniyorlar beceremediler, beceremeyecekler Allahın izniyle. Bu durum başka devletler içinde geçerlidir. Dünyadaki bu adaletsiz anlayışları Sayın Cumhuru reisimiz her platformda dile getiriyor. Yalanlarla, kumpaslarla, kandırmalarla sözde adaletten bahsedenler insanlığa adalet dağıtamazlar. Adil siyaset’te Hazreti Ömer’in ifadesi ile Fırat kenarında bir koyunu kurt kaparsa sorumlusu Ömer’dir anlayışı vardır. Değil kurdun koyunu kapması geçmişte develer bile götürülmüş kimsenin umurunda değil, Ömer’in adaletinde bir Yahudi ile bir Müslüman arazi anlaşmazlığı nedeniyle davalık olurlar. Yargılama neticesin de Müslüman haksızdır. Hak karar yahudinin lehine verilir. İşte insanlık bu adalet anlayışına hasret.
Siyasetle mevki makam alanlar adil siyaset anlayışında sorunları çözen, dertleri gideren, huzur ve sükûnu sağlayan, toplumun dertlerini dert edinen toplum fedaileri olursa, o zaman insanlık dertlerden, sıkıntılardan kurtulur. Saldım çayıra mevlam kayıra anlayışı bedeviliktir. Vicdansızlıktır. Devlet malı yetim malı gibidir. Halktan alınan halka dönmelidir. Halkın can güvenliği, sağlığı, gelir düzeyi, eğitimi, inanç özgürlüğü, adil siyaset aktörlerinin vazgeçilmez görevleridir. Seçimden seçime halkın karşısına çıkmak, dertlere deva olmamak vefasızlığın ifadesidir. Ülkemiz siyaset anlamında karışıktır. Eski kalıntılar yeniliklere direniyorlar. Menfaat hortumları kesilenler, bindiğimiz gemiyi bazen delmeye çalışıyorlar. Kurulduğu günden beri Siyasi alanda Ak Partiyi alkışlarken, Sayın ERDOĞAN dışında bazı nahoş söylemler, mevki makam sevgisi, çatlak sesler onbeş yıllık kazanımlara zarar verebilir kanaatindeyim.
Hiçbir insan kusursuz değildir. Eleştirmek, eleştiriye açık olmak, erdemliktir aynı zamanda doğru istikamete bir katkıdır. Ülke hepimizindir. Aile fertleri bile tam bir değildir. Seksen Milyonluk insan kitlesinin farklı görüşleri zenginlik kabul edilmelidir. Ekonomiye, adalete, eğitime, siyasete hâkim olmamış adil siyasi anlayışın hâkim olması için herkesin fedakârlık yapması gerekir. Yoksa pirince giderken evdeki bulgurdan olma riski var. Siyaset aktörleri toplum arasına dalsınlar dertlerini dinlesinler ayni şeyleri duyacaklar. Arzumuz adil siyasettir. Tüm dertlerin adil siyaset anlayışı ile bertaraf edileceğine inancım tamdır. Rabbim bizlere adil siyaset konusunda şuur nasip eylesin... Selamla kalın selamette kalın.