SİVAS'TAN ÖTEYE GEÇMEK
Malumunuz CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 20.11.2010 tarihinde Diyarbakır ve Şanlıurfa’yı ziyaret etmişti.
Bu ziyaretin birinci sebebi CHP’nin de Sivas’ın ötesine geçme cesaretinin olduğunu kanıtlamak. İkincisi ise 2011 genel seçimleri öncesi nabız yoklaması olmuştur. Ancak daha seçim mitingleri başlamadan Kılıçdaroğlu şimdiden sallamaya başlayıp bol keseden dağıtmaya devam ediyor. Örneğin; “Biz iktidar olursak Diyarbakır’ı Paris, Siverek’i de il yapacağız.” dedi.
Elli üç senedir iktidar olamayan bir parti lideri bunu söylüyor. Yutturacaklarını sanıp kendilerini bu yalanla kandırıyorlar. Çünkü Diyarbakır’ı Paris, Siverek’i de il yapmaları için herhalde bir elli üç senenin daha geçmesi gerekiyor. Birde Sayın Başbakan’dan kopya çekerek taksi duraklarına, kafelere, çay ocaklarına gidip sözde milletle iç içe olmaya çalışıp, halkın gönlünü alıp oy avcılığı yapmak. Puşu takıp puşulu Gandi Kemal yakıştırmasını almaktır.
Ş.Urfa’ya gelmişken rahmetli Mustafa Kuş’un taziyesi’ne de giden CHP lideri daha sonra Hz. İbrahim’in doğduğu mağarayı ziyaret ettikten sonra Balıklı Göl’e uğrayıp balıklara yem atıp dilek dilemesi. Bütün bunlar yapmacık rollerdir. Çünkü taziyede Fatiha okumak, mağara ziyareti ve su içmesi, kutsal balıklara yem atıp dilek dilemesi din istismarıdır.
Eski genel başkanları Deniz Baykal bunları görmüş olacak ki etnik ve dinsel siyasetin yanlış olduğu ve CHP’nin de buna alet edilmek istendiği yönündeki açıklamaları Kılıçdaroğlu’nun bu ziyaret kapsamında yaptıklarının istismar olduğunun kanıtıdır. “Kürtlerle aşk ölmez.” Diyor. Bunu yeni fark eden Kılıçdaroğlu bu durumda Sayın Başbakan, eşi emine hanımla evlenmeden önce görmüş ve bu aşkı emine hanımefendiyle evlenerek pekiştirmiştir. O halde mevcut Başbakan’dan 40 yıl geriden gelen bir partiye ya da parti liderine oy verilmez. Şayet yetki verildiği takdirde ülke en az 40 yıl geri giderek eski çağa dönüşür.
Bu halk kartların, kel kafalı ve kalın enseli beyinlerin güzelim ülkemizi karanlıklara gömmek isteyen sözde liderleri unutmayarak gelecek liderleri yetiştirdi. Bundan sonrada çetelerle, terörle, ergenekonla, mason locasıyla bağlantılı olan siyasi parti ve liderlerine itibar etmeyecektir. Çünkü Türkiye bu derin bağlantılı olan siyasilerden çok çekti. Karneyle ekmek dağıtmak, benzin, tüp gaz, yemek yağı daha birçok kuyruklar zinciri. Memleketimize kıtlık yaşatan siyasetin bağlantıları olan bu zihniyet sıkılmadan Diyarbakır’ı Paris yapacağım diyor.
Eğer bu bozuk ve güdümlü zihniyet olmasaydı sanırım her yönü ile zengin olan ülkemiz her konuda Dünya’da lider durumda olacaktı. Lütfen artık yalanlara itibar etmeyelim. Ve oylarımızı doğru, dürüst, adaletli, kalkınmayı öncelikli tutan partilere, temiz siyaset yapan aynı zamanda derin bağlantıları olmayan, yiğit, vatan ve millet sevdalısı olan liderlere vererek ülke kalkınmasına katkıda bulunalım. Toplum mevsimlik din sevgisiyle, halktan görünerek, yüzeysel sevgiler dağıtarak kendini halktan gösterenlere toktur. Aldanmış aldanmaz, kandırılmış kanmaz, toplumun değerlerine savaş açanları toplum unutmaz ve sevmez. İnciler dağıtarak heveslenmeyin.