SIRRI SAKIK SIRLARI İFŞA ETTİ

SIRRI SAKIK SIRLARI İFŞA ETTİ


Eski HDP milletvekili Sırrı Sakık, “Kapalı kapılar arkasında söylenenlerin artık kamuoyuyla paylaşılması gerekir”  sözüyle CHP ile HDP arasında gizlice karara bağlanan öyle bir sırlar ifşa etti ki, ortalık karıştı. Şimdi, Altılı masanın ortaklarının ağzını bıçak açmıyor. Sanki Sakık hiçbir şey söylememiş gibi sus pus olmuşlar.  Oysa Sakık’ın ifşaları, birçok CHP’li vatandaşa, “Artık bu mızrak çuvala sığmaz” dedirtti.  Meğerse iki parti arasında yapılan gizli görüşmelerle resmen Türkiye’yi bölme projesinin temeli atılmış. HDP’li yöneticiler yalanlasalar da gerçekten artık mızrak çuvala sığmıyor. Bakın Sırrı Sakık ne diyor:
"Önümüzdeki yüzyılda biz bu anayasada yer almak istiyoruz. Biz geldiğimizde, içeride 350 bin mahkûm var ve sürgünde olan arkadaşlarımız var. Bunların geri dönüşü için genel af düşünüyoruz.  İktidarı paylaşıyorlar, cumhurbaşkanlığı yardımcılıklarını, bakanlıkları, hatta milletvekilliklerini… Ama bunu kimin sayesinde yapacaksınız? HDP sayesinde. Kılıçdaroğlu da artık açık ve net olarak önümüzdeki dönem ne yapacağını kamuoyu ile paylaşmalıdır. Kapalı kapılar ardında söylenenlerin, kamuoyuna da deklare edilmesi gerekir. 100 yılık ret ve inkâr için bu seçimlerde halkımıza gideceğiz.”
Sakık’ın sözlerine yakından bakalım. Sakık,  “Önümüzdeki yüzyılda bu anayasada yer almak istiyoruz” diyor. Bunun ne anlama geldiğini az çok herkes bilir. Bilmeyenlere söyleyeyim: Hani sürekli “Türkiye halkları” diye bir ifade kullanıyorlar ya… Demek istiyorlar ki, Türkiye’de Türk halkı ile Kürt halkı vardır. Sakık da her iki halkın kendi özel adlarıyla anayasada yerelmasını istiyor. Böyle bir girişim özerkliğin resmen anayasada yer alması ve Türkiye’nin Kuzey Irak gibi kukla bir devlete dönüşmesi anlamına gelir.
Bir de, “Ceza evlerindeki 350 bin mahkûm ve sürgündeki arkadaşlarımız için genel af istiyoruz; önümüzdeki dönem genel affı masaya yatıracağız” diyor. Demek çukur eylemlerinde askeri ve polisi öldürenler için af istiyor. Genel af ilan edilirse büyük bir adaletsizlik olacağını düşünmeden CHP genel başkanı nasıl böyle gizli bir karar alabilir? “Böyle bir gizli karar filan yok” diyemezler, çünkü Sakık, Kılıçdaroğlu'nun kapalı kapılar arkasında HDP'ye verdiği sözleri kamuoyuna da açıklamasını istiyor. Ve hala CHP’li yöneticilerden çıt yok.
 Eğer HDP’ye gizliden sözler verilmemişse Kılıçdaroğlu kameraların önüne çıkıp, “Sırrı Sakık’ın dedikleri şeyler külliyen yalandır. Ne genel af var programımızda ne de teröristleri serbest bırakmak vardır.” Ama böyle bir beyanda bulunmak yerine HDP’lilere bir açıklama yaptırdı. Onlar da dillerinin ucuyla, “Yok böyle bir şey. Onun sözleri partimizi bağlamaz” dediler. Kapalı kapılar arkasında sözler verilmemişse, şu halde Sırrı Sakık iftira ediyor. Sırrı Sakık’ın iftiralarına bu kadar kısık bir sesle cevap verilir mi?
Hâsılı, Sırrı Sakık’ın söyledikleri yenilir yutulur türden değildir. Hem gizli pazarlıkların yapıldığını söylüyor, hem tehditlerde bulunuyor hem de gelecek projeleriyle ilgili olarak net kararlar veriyor. CHP’nin HDP yetkilileriyle gizli bir pazarlık içinde olduğu Sırrı Sakık’ın bu ifşaatıyla ortaya çıkmış oldu. HDP kısık bir sesle ”Bunlar bizim görüşlerimiz değildir” dediyse de halkı inandıramazlar. Neden Kılıçdaroğlu değil de HDP Sırrı Sakık’a cevap yetiştiriyor?
Sakık konuşmasında 100 yıllık ret ve inkâr politikasından söz ediyor. Neler ret edilmiş ve neler inkâr edilmiş ondan söz etmiyor. Oysa ret ve inkâr politikaları, şu anda düşmanlığını yaptıkları Erdoğan dönemiyle sona erdi. Eskiden Kürtçe kaset çalmak, hatta bulundurmak bile yasak iken Erdoğan siyasi geleceğini tehlikeye atacak adımlar atarak Kürtçe radyo ile başladı, ana dilde eğitim kurslarını, TRT Kürdiyi ve üniversitelerde Kürt Dili ve Eğitimi bölümlerini açıp Kürt kültürüne büyük hizmetler yaptı. Hala neyin ret ve inkârından söz ediyorlar acaba? Eğer inkârdan kasıtları, Kürtlerin bağımsız bir devlet kurma haklarının önündeki engellerin kaldırılması ise onu da açıktan söylesinler. Ama yalan söyleyerek ve kıvırarak,  Türkiye yüz yılını birlikte inşa etmekten söz ediyorlar. Bu konuda samimi olduklarına inanmak gerçekten güç. Sırrı bey ve arkadaşları, silahlı bir örgütün gölgesinde mi Türkiye yüzyılını inşa edecekler?